Sabır icinde kemal-i rıza ile şukrediniz

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

İki-uc kardeşlerimiz şoyle kendilerine bir guzel teselli bulmuşlar. Diyorlar ki:

“Bu hapiste bir kısım yeni kardeşlerimiz, bir-iki saat gayr-i meşru bir hareket yuzunden, bir-iki belki on sene bu musibet icinde sabır ve tahammul ediyorlar. Hatta bir kısmı şukrederek başka gunahlardan kurtulduk dedikleri halde; biz, Risale-i Nur vasıtasıyla en meşru bir hareket ve hizmet-i imaniye yuzunden altı yedi ay hayırlı bir sıkıntıdan neden şekva ediyoruz?” diyorlar. Ben de, “Bin bÂrekÂllah onlara” derim.

Evet, beş on sene hem imanını, hem başkaların imanlarını kurtarmak niyetiyle zevkli, tatlı, hayırlı, kudsî bir hizmet ve yuksek bir ubudiyet-i fikriye yuzunden beş on ay zahmet cekmek, medar-ı şukur ve iftihardır.

Bir hadiste ferman etmiş ki: “Bir tek adam seninle hidayete gelse, sahra dolusu kırmızı koyun, kecilerden daha hayırlıdır.” İşte burada, mahkemede ve Ankara’da, sizlerin yazılarınız ve hizmetleriniz vasıtasıyla ne kadar insanlar imanlarını dehşetli şuphelerden kurtardığını ve kurtaracağını duşununuz, sabır icinde kemal-i rıza ile şukrediniz.

Eğer Ankara’da hÂkim olan Halk Partisi, oraya giden Risale-i Nur’un kuvvetli kitaplarına karşı inat etse ve musalÂha niyetiyle himayesine calışmazsa, bizim en rahat yerimiz hapistir ve mulhidler, bolşevizmi zındıka ile birleştirdiğine alÂmettir ve hukûmet, onları dinlemeye mecbur olur. O zaman Risale-i Nur cekilir, tevakkuf eder, maddî ve manevî musibetler hucuma başlarlar.

ŞuÂlar, On Ucuncu Şu (Denizli Hapsi mektupları), mektup no: 68, s. 367
__________________