Bin seneden beri bu fedakÂr millet, butun ruh u canıyla Kur’Ân’ın hizmetinde emsalsiz kahramanlık gosterdikleri halde, elli sene sonra o parlak mazisini dehşetli lekedar, belki mahvedecek bir kısım nesl-i Âtînin eline, elbette Risale-i Nur gibi bir hakikati verip, o dehşetli sukuttan kurtarmak en buyuk bir vazife-i milliye ve vataniye bildiğimizden, bu zamanın insanlarını değil, o zamanın insanlarını duşunuyoruz.
Evet Efendiler!

Gerci Risale-i Nur sırf ahirete bakar, gayesi rıza-i İlÂhî ve imanı kurtarmak ve şakirdlerinin ise, kendilerini ve vatandaşlarını idam-ı ebedîden ve ebedî haps-i munferidden kurtarmaya calışmaktır. Fakat, dunyaya ait ikinci derecede, gayet ehemmiyetli bir hizmettir ve bu millet ve vatanı anarşilik tehlikesinden ve nesl-i Âtînin bîcareler kısmını dalÂlet-i mutlakadan kurtarmaktır. Cunku bir Musluman başkasına benzemez. Dini terk edip İslÂmiyet seciyesinden cıkan bir Muslim, dalÂlet-i mutlakaya duşer, anarşist olur, daha idare edilmez.

Evet, eski terbiye-i İslÂmiyeyi alanların yuzde ellisi meydanda varken ve an’anat-ı milliye ve İslÂmiyeye karşı yuzde elli lÂkaytlık gosterildiği halde, elli sene sonra, yuzde doksanı nefs-i emmareye tÂbi olup millet ve vatanı anarşiliğe sevk etmek ihtimalinin duşunulmesi ve o belÂya karşı bir care taharrîsi, yirmi sene evvel beni siyasetten ve bu asırdaki insanlarla uğraşmaktan kat’iyen men ettiği gibi; Risale-i Nur’u, hem şakirdlerini, bu zamana karşı alÂkalarını kesmiş; hic onlarla ne mubareze, ne meşguliyet yok.

Madem hakikat budur; adliyelerin, değil beni ve onları itham etmek, belki Risale-i Nur’u ve şakirdlerini himaye etmek en birinci vazifeleridir. Cunku, onlar bu millet ve vatanın en buyuk bir hukukunu muhafaza ettiklerinden, onların karşısında, bu millet ve vatanın hakikî duşmanları Risale-i Nur’a hucum edip, adliyeyi şaşırtıp, dehşetli bir haksızlığa ve adaletsizliğe sevk ediyorlar.

B. S. Nursî Tarihce-i Hayatı, s. 484-485
LÛ*GAT*CE:

an’anat-ı milliye ve İslÂmiye: Millî ve İslÂmî gelenekler.

dalÂlet-i mutlaka: Tam ve kesin dalÂlet, hak yoldan sapma.

haps-i munferid: Tek başına hapis.

mubareze: Carpışma.

nesl-i Âtî: gelecek nesil.

taharrî: Araştırma.
__________________