Risale-i Nur, hakaik-ı İslÂmiyeye dair ihtiyaclara kÂfi geliyor, başka eserlere ihtiyac bırakmıyor.
Kat’î ve cok tecrubelerle anlaşılmış ki, imanı kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkikî yapmanın en kısa ve en kolayı, Risale-i Nur’dadır. Evet, on beş sene yerine on beş haftada, Risale-i Nur, o yolu kestirir, iman-ı tahkikîye îsÂl eder. Bu fakir kardeşiniz, yirmi sene evvel kesret-i mutalÂa ile bazen bir gunde bir cilt kitabı anlayarak mutalÂa ederken, yirmi seneye yakındır ki, Kur’Ân ve Kur’Ân’dan gelen Risale-i Nur bana kÂfi geliyordu. Bir tek kitaba muhtac olmadım, başka kitapları da yanımda bulundurmadım.

Risale-i Nur, cok mutenevvi hakaika dair olduğu halde, telifi zamanında yirmi seneden beri ben muhtac olmadım. Elbette, siz yirmi derece daha ziyade muhtac olmamak lÂzım gelir. Hem madem ben sizlere kanaat ettim ve ediyorum, başkalara bakmıyorum ve meşgul olmuyorum; siz dahi Risale-i Nur’a kanaat etmeniz lÂzımdır, belki bu zamanda elzemdir.

B. S. Nursî Tarihce-i Hayatı, Kastamonu Hayatı, s. 301

***

Risale-i Nur’un yuksek, kıymettar hizmet-i imaniyesi onlara kÂfi olarak kanaat veriyordu.

O şakirdlerin gayet keskin kalp basireti şoyle bir hakikati anlamış ki:

Risale-i Nur ile hizmet ise, imanı kurtarıyor. Tarikat ve şeyhlik ise, velÂyet mertebeleri kazandırıyor. Bir adamın imanını kurtarmak ise, on mu’mini velÂyet derecesine cıkarmaktan daha muhim ve daha sevaplıdır. Cunku, iman saadet-i ebediyeyi kazandırdığı icin, bir mu’mine kure-i arz kadar bir saltanat-ı bÂkiyeyi temin eder. VelÂyet ise, mu’minin Cennetini genişletir, parlattırır. Bir adamı sultan yapmak, on adamı vali yapmaktan daha sevaplı bir hizmettir.

İşte bu dakik sırrı, senin Ispartalı kardeşlerinin bir kısmının akılları gormese de, umumunun keskin kalpleri gormuş ki, benim gibi bîcare gunahkÂr bir adamın arkadaşlığını evliyalara, eğer bulunsaydı, muctehidlere dahi tercih ettiler. Bu hakikate binaen, bu şehre bir kutub, bir gavs-ı a’zam gelse, “Seni on gunde velÂyet derecesine cıkaracağım” dese, sen Risale-i Nur’u bırakıp onun yanına gitsen, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın.

B. S. Nursî Tarihce-i Hayatı, Kastamonu Hayatı, s. 302
__________________