Kur'anda Gecen Kafir İle İlgili Ayetler
Munafıklar İle İlgili Ayetler
Kur'anda İcinde Kafir Gecen Ayetler


Ya da (bunlar) karanlıklar, gok gurultusu ve şimşek(ler)le yuklu, 'gokten şiddetli bir yağmur fırtınasına tutulmuş gibidirler ki, yıldırımların saldığı dehşetle'; olum korkusundan parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Oysa Allah kafirleri cepecevre kuşatıcıdır.
(BAKARA SURESİ / 19)


Ama yapamazsanız -ki kesin olarak yapamayacaksınız- bu durumda kafirler icin hazırlanmış ve yakıtı insanlar ile taşlar olan ateşten sakının.
(BAKARA SURESİ / 24)


Ve meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. İblis haric (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (boylece) kafirlerden oldu.
(BAKARA SURESİ / 34)


Allah katından yanlarında olan (Tevrat)ı doğrulayan bir Kitap geldiği zaman, -ki bundan once inkÂr edenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip-tanıdıkları gelince, onu inkÂr ettiler. Artık Allah'ın laneti kafirlerin uzerinedir.
(BAKARA SURESİ / 89)


Allah'ın kullarından, dilediğine kendi fazlından (peygamberliği) indirmesini 'kıskanarak ve hakka baş kaldırarak' Allah'ın indirdiklerini tanımamakla, nefislerini ne kotu şeye karşılık sattılar. Boylelikle gazab ustune gazaba uğradılar. Kafirler icin alcaltıcı bir azab vardır.
(BAKARA SURESİ / 90)


Her kim Allah'a, meleklerine, elcilerine, Cibril'e ve Mikail'e duşman ise, artık şuphesiz Allah da kafirlerin duşmanıdır."
(BAKARA SURESİ / 98)


Ey iman edenler, "Raina-Bizi gut, bize bak" demeyin. "Unzurna-Bizi gozet" deyin ve dinleyin. Kafirler icin acı bir azab vardır.
(BAKARA SURESİ / 104)


Kitap Ehlinden olan kafirler ve muşrikler, Rabbinizden uzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah buyuk fazl sahibidir.
(BAKARA SURESİ / 105)


Şuphesiz, inkÂr edip kafir olarak olenler, Allah'ın, meleklerin ve butun insanların laneti bunların uzerinedir.
(BAKARA SURESİ / 161)


Onları, bulduğunuz yerde oldurun ve sizi cıkardıkları yerden siz de onları cıkarın. Fitne, oldurmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kafirlerin cezası işte boyledir.
(BAKARA SURESİ / 191)


Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki: "Onda savaşmak buyuk (bir gunahtır). Ancak Allah katında, Allah'ın yolundan alıkoymak, onu inkÂr etmek, Mescid-i Haram'a engel olmak ve halkını oradan cıkarmak daha buyuk (bir gunahtır). Fitne, katilden beterdir. Eğer guc yetirirlerse, sizi dininizden geri cevirinceye kadar sizinle savaşmayı surdururler; sizden kim dininden geri doner ve kafir olarak olurse, artık onların butun işledikleri (amelleri) dunyada da, ahirette de boşa cıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda suresiz kalacaklardır.
(BAKARA SURESİ / 217)


Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) cıktıklarında, dediler ki: "Rabbimiz, uzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kÂfirler topluluğuna karşı bize yardım et."
(BAKARA SURESİ / 250)


Ey iman edenler, hic bir alış-verişin, hic bir dostluğun ve hic bir şefaatin olmadığı gun gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. KÂfirler... Onlar zulmedenlerdir.
(BAKARA SURESİ / 254)


Ey iman edenler, Allah'a ve ahiret gunune inanmayıp, insanlara karşı gosteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı gecersiz kılmayın. Boylesinin durumu, uzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; uzerine sağnak bir yağmur duştu mu, onu cırılcıplak bırakıverir. Onlar kazandıklarından hic bir şeye guc yetiremez (elde edemez)ler. Allah, kÂfirler topluluğuna hidayet vermez.
(BAKARA SURESİ / 264)


Allah, faizi yok eder de, sadakaları arttırır. Allah, gunahkar kÂfirlerin hic birini sevmez.
(BAKARA SURESİ / 276)


Allah, hic kimseye guc yetireceğinden başkasını yuklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden oncekilere yuklediğin gibi ağır yuk yukleme. Rabbimiz, kendisine guc yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. KÂfirler topluluğuna karşı bize yardım et."
(BAKARA SURESİ / 286)


Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin icin andolsun bir ayet (ibret) vardır. Bir topluluk, Allah yolunda carpışıyordu, diğeri ise kafirdi ki goz gormesiyle karşılarındakini kendilerinin iki katı goruyorlardı. İşte Allah, dilediğini yardımıyla destekler. Şuphesiz bunda, basiret sahipleri icin gercekten bir ibret vardır.
(AL-İ İMRAN SURESİ / 13)


Mu'minler, mu'minleri bırakıp da kafirleri veliler edinmesinler. Kim boyle yaparsa, Allah'tan hic bir şey (yardım) yoktur. Ancak onlardan korunma gayesiyle sakınma(nız) başka. Allah, sizi kendisinden sakındırır. Varış Allah'adır.
(AL-İ İMRAN SURESİ / 28)


De ki: "Allah'a ve elcisine itaat edin." Eğer yuz cevirirlerse şuphesiz Allah, kafirleri sevmez.
(AL-İ İMRAN SURESİ / 32)


Şuphesiz kufredip kafir olarak olenler, bunların hic birisinden, yeryuzu dolusu altını olsa -bunu fidye olarak verse de- kesin olarak kabul edilmez. Onlar icin acı bir azab vardır ve onların yardımcıları yoktur.
(AL-İ İMRAN SURESİ / 91)


Ve kafirler icin hazırlanmış olan ateşten sakının.
(AL-İ İMRAN SURESİ / 131)


Onların soyledikleri: "Rabbimiz, gunahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildi.
(AL-İ İMRAN SURESİ / 147)


Onlar, cimrilikte bulunurlar, insanlara da cimriliği emreder (onerir)ler. Allah'ın fazlından kendilerine verdiğini gizli tutarlar. Biz o kafirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır.
(NİSA SURESİ / 37)


Yeryuzunde adım attığınızda (yolculuğa ya da savaşa cıktığınızda), kafirlerin size bir kotuluk yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin icin bir sakınca yoktur. Şuphesiz kafirler, sizin apacık duşmanlarınızdır.
(NİSA SURESİ / 101)


İclerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun ve silahlarını (yanlarına) alsın; boylece onlar secde ettiklerinde, arkalarınızda olsunlar. Namazlarını kılmayan diğer grup gelip seninle namaz kılsınlar, onlar da 'korunma araclarını' ve silahlarını alsınlar. Kufredenler, size apansız bir baskın yapabilmek icin, sizin silahlarınızdan ve emtianız (erzak ve muhimmatınız)dan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla bir gucluğunuz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. Korunma tedbirlerinizi alın. Şuphesiz, Allah kafirler icin aşağılatıcı bir azab hazırlamıştır.
(NİSA SURESİ / 102)


Onlar, mu'minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar? Şuphesiz, 'butun kuvvet ve onur,' Allah'ındır.
(NİSA SURESİ / 139)


O, size Kitapta: "Allah'ın ayetlerinin inkÂr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka soze dalıp gecinceye kadar, onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doğrusu Allah, munafıkların ve kafirlerin tumunu cehennemde toplayacak olandır.
(NİSA SURESİ / 140)


Onlar sizi gozetleyip-duruyorlar. Size Allah'tan bir fetih (zafer ve ganimet) gelirse: "Sizinle birlikte değil miydik?" derler. Ama kafirlere bir pay duşerse: "Size ustunluk sağlamadık mı, mu'minlerden size (gelecek tehlikeleri) onlemedik mi?" derler. Allah, kıyamet gunu aranızda hukmedecektir. Allah, kafirlere mu'minlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez.
(NİSA SURESİ / 141)


Ey iman edenler, mu'minleri bırakıp kafirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apacık olan kesin bir delil vermek ister misiniz?
(NİSA SURESİ / 144)


İşte bunlar, gercekten kafir olanlardır. Kafirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır.
(NİSA SURESİ / 151)


Ondan nehyedildikleri halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri nedeniyle (oyle yaptık.) Onlardan kafir olanlara pek acıklı bir azab hazırlamışızdır.
(NİSA SURESİ / 161)


Gercek şu ki, biz Tevratı, icinde bir hidayet ve nur olarak indirdik. Teslim olmuş peygamberler, yahudilere onunla hukmederlerdi. Bilgin-yoneticiler (Rabbaniyun) ve yuksek bilginler de (Ahbar), Allah'ın kitabını korumakla gorevli kılındıklarından ve onun uzerine şahidler olduklarından (onunla hukmederlerdi.) Oyleyse insanlardan korkmayın, benden korkun ve ayetlerimi az bir değere karşılık satmayın. Kim Allah'ın indirdiğiyle hukmetmezse, işte onlar, kafir olanlardır.
(MAİDE SURESİ / 44)


Ey iman edenler, icinizden kim dininden geri doner (irtidat eder)se, Allah (yerine) kendisinin onları sevdiği, onların da kendisine sevdiği mu'minlere karşı alcak gonullu, kafirlere karşı ise 'guclu ve onurlu,' Allah yolunda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah'ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.
(MAİDE SURESİ / 54) Kafirler İle İlgili Ayetler

Ey iman edenler, sizden once kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kafirleri dostlar (veliler) edinmeyin. Ve eğer inanıyorsanız, Allah'tan korkup-sakının.
(MAİDE SURESİ / 57)


Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu gorevini) yapmayacak olursan, O'nun elciliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şuphesiz, Allah, kafir olan bir topluluğu hidayete erdirmez.
(MAİDE SURESİ / 67)


De ki: "Ey Kitap Ehli, Tevrat'ı, İncil'i ve size Rabbinizden indirileni ayakta tutmadıkca hic bir şey uzerinde değilsiniz." Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan coğunun tuğyanlarını ve inkÂrlarını arttıracaktır. Sen de kafirler topluluğuna karşı uzuntuye kapılma.
(MAİDE SURESİ / 68)


Sizden once bir topluluk onu sormuştu da sonra kafirler olmuşlardı.
(MAİDE SURESİ / 102)


Hayır, onceden saklı tuttukları kendilerine acıklandı. Şayet (dunyaya) geri cevrilseler bile, kendisinden sakındırıldıkları şeylere şuphesiz yine doneceklerdir. Cunku onlar, gercekten kafirlerdir.
(EN'AM SURESİ / 28)


Olu iken kendisini dirilttiğimiz ve insanlar icinde yurumesi icin kendisine bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, karanlıklarda kalıp oradan bir cıkış bulamıyanın durumu gibi midir? İşte, kafirlere yapmakta oldukları boyle 'suslu ve cekici' gosterilmiştir.
(EN'AM SURESİ / 122)


Oyleyse, Allah'a karşı yalan uydurup iftira duzenden veya ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kimdir? Kitap'tan kendilerine bir pay erişecek olanlar bunlardır. Nihayet elcilerimiz, hayatlarına son vermek uzere kendilerine gittiklerinde onlara diyecekler ki: "Allah'tan başka taptıklarınız nerede?" "Onlar bizi (yuzustu) bırakıp-kayboldular" diyecekler. (Boylelikle) Bunlar, gercekten kÂfirler olduklarına kendi aleyhlerinde şehadet ettiler.
(A'RAF SURESİ / 37)


Ey iman edenler, toplu olarak kÂfirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arka cevirmeyin (savaştan kacmayın).
(ENFAL SURESİ / 15)


İşte size boyle... Gercekten Allah, kÂfirlerin hileli-duzenlerini boşa cıkarıcıdır.
(ENFAL SURESİ / 18)


Eğer fetih istiyor idiyseniz (ey kÂfirler,) işte size fetih; ama eğer (inkÂrdan ve eski yaptıklarınızdan) vazgecerseniz bu sizin icin daha hayırlıdır. Yok, geri donerseniz biz de doneriz. Topluluğunuz cok da olsa, size bir şey sağlayamaz. Cunku Allah mu'minlerle beraberdir.
(ENFAL SURESİ / 19)


Ey Peygamber, mu'minleri savaşa karşı hazırlayıp-teşvik et. Eğer icinizde sabreden yirmi (kişi) bulunursa, iki yuz (kişiyi) mağlub edebilirler. Ve eğer icinizden yuz (sabırlı kişi) bulunursa, kÂfirlerden binini yener. Cunku onlar (gerceği) kavramayan bir topluluktur.
(ENFAL SURESİ / 65)


Ağızlarıyla Allah'ın nurunu sondurmek istiyorlar. Oysa kÂfirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.
(TEVBE SURESİ / 32)


(Haram ayları) Ertelemek ancak inkÂrda bir artıştır. Bununla kÂfirler şaşırtılıp-saptırılır. Allah'ın haram kıldığına sayı bakımından uymak icin, onu bir yıl helal, bir yıl haram kılıyorlar. Boylelikle Allah'ın haram kıldığını helal kılmış oluyorlar. Yaptıklarının kotuluğu kendilerine 'cekici ve suslu' gosterilmiştir. Allah, inkÂrcı bir topluluğa hidayet vermez.
(TEVBE SURESİ / 37)


Siz O'na (peygambere) yardım etmezseniz, Allah O'na yardım etmiştir. Hani kÂfirler ikiden biri olarak O'nu (Mekke'den) cıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şoyle diyordu: "Huzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir." Boylece Allah O'na 'huzur ve guvenlik duygusunu' indirmişti, O'nu sizin gormediğiniz ordularla desteklemiş, inkÂra edenlerin de kelimesini (inkÂr cağrılarını) alcaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi, yuce olandır. Allah ustun ve gucludur, hukum ve hikmet sahibidir.
(TEVBE SURESİ / 40)


Allah, erkek munafıklara da, kadın munafıklara da ve (butun) kÂfirlere, icinde ebedi kalmak uzere cehennem ateşini vadetti. Bu, onlara yeter. Allah onları lanetlemiştir ve onlar icin surekli bir azab vardır.
(TEVBE SURESİ / 68)


Sizden onceki (munafıklar ve kÂfirler) gibi. Onlar sizden kuvvet bakımından daha guclu, mal ve cocuklar bakımından daha coktular. Onlar kendi paylarıyla yararlanmaya baktılar; siz de, sizden oncekilerin kendi paylarıyla yararlanmaya kalkışmaları gibi, kendi paylarınızla yararlanmaya baktınız ve siz de (dunyaya ve zevke) dalanlar gibi daldınız. İşte onların dunyada ahirette butun yapıp-ettikleri (amelleri) boşa cıkmıştır ve işte onlar kayba uğrayanlardır.
(TEVBE SURESİ / 69)


Ey Peygamber, kÂfirlerle ve munafıklarla cihad et ve onlara karşı sert ve caydırıcı davran. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kotu bir yataktır o!..
(TEVBE SURESİ / 73)


Medine halkına ve cevresindeki bedevilere, Allah'ın elcisinden geri kalmaları, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gercekten onların Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, 'dayanılmaz bir aclık' (cekmeleri), kÂfirleri 'kin ve ofkeyle ayaklandıracak' bir yere ayak basmaları ve duşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir. Şuphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
(TEVBE SURESİ / 120)


Kalblerinde hastalık olanların ise, iğrencliklerine iğrenclik (murdarlık) ekleyip-arttırmış ve onlar kÂfir kimseler olarak olmuşlerdir.
(TEVBE SURESİ / 125)


"Ve bizi, kÂfirler topluluğundan rahmetinle kurtar."
(YUNUS SURESİ / 86)


(Gemi) Onlarla dağlar gibi dalga(lar) icinde yuzuyorken Nuh, bir kenara cekilmiş olan oğluna seslendi: "Ey oğlum, bizimle birlikte bin ve kÂfirlerle birlikte olma."
(HUD SURESİ / 42)


"Ey Nuh" denildi. "Sana ve seninle birlikte olan ummetler uzerine bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. (Sizden tureyecek diğer kÂfir) Ummetleri de yararlandıracağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır."
(HUD SURESİ / 48)


"Oğullarım, gidin de Yusuf ile kardeşinden (duyarlı bir araştırmayla) bir haber getirin ve Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Cunku kÂfirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden umut kesmez."
(YUSUF SURESİ / 87)


Sonra (Allah) kıyamet gunu onları aşağılık kılacak ve diyecek ki: "Haklarında (mu'minlere karşı) duşman kesildiğiniz ortaklarım hani nerede?" Kendilerine ilim verilenler, dediler ki: "Bugun, gercekten aşağılanma ve kotuluk kafirlerin ustunedir."
(NAHL SURESİ / 27)


Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) donerseniz biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) doneriz. Biz, cehennemi kafirler icin bir kuşatma yeri kıldık.
(İSRA SURESİ / 8)


İnkÂr edenler, Beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? Gercekten Biz cehennemi kafirler icin bir durak olarak hazırlamışız.
(KEHF SURESİ / 102)


Gormedin mi, biz gercekten şeytanları, kafirlerin uzerine gonderdik, onları tahrik edip kışkırtıyorlar.
(MERYEM SURESİ / 83)


Oyleyse kafirlere itaat etme ve onlara (Kur'an'la) buyuk bir cihad ver.
(FURKAN SURESİ / 52)


Allah'ı bırakıp kendilerine yarar ve zarar sağlayamayacak şeylere ibadet ediyorlar. Kafir, (asıl) kendi Rabbine karşı (şeytana) arka cıkandır.
(FURKAN SURESİ / 55)


Kitabın sana (kalbine vahy ile) bırakılacağını umud etmezdin; (bu,) Rabbinden ancak bir rahmettir. Oyleyse sakın kafirlere arka olma.
(KASAS SURESİ / 86)


Kıyamet-saatinin kopacağı gun, (mu'minlerle kafirler birbirlerinden) ayrılırlar.
(RUM SURESİ / 14)


(Bu, Allah'ın) Kendi fazlından iman edip salih amellerde bulunanları odullendirmesi icindir. Şuphesiz O, kafirleri sevmez.
(RUM SURESİ / 45)


Ey Peygamber, Allah'tan sakın, kafirlere ve munafıklara itaat etme. Şuphesiz Allah, bilendir, hukum ve hikmet sahibidir.
(AHZAB SURESİ / 1)


Doğru olanlara doğruluk (ve bağlılık)larını (Allah'ın) sorması icin. Kafirlere ise acı bir azab hazırlamıştır.
(AHZAB SURESİ / 8)


Kafirlere ve munafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkul et. Vekil olarak Allah yeter.
(AHZAB SURESİ / 48)


Gercekten Allah, kafirleri lanetlemiş ve onlar icin 'cılgın bir ateş' hazırlamıştır.
(AHZAB SURESİ / 64)


Yeryuzunde sizi halifeler kılan O'dur. Oyleyse kim inkÂr ederse, artık inkÂrı kendi aleyhinedir. Rableri katında kafir olanlara kendi inkÂrları gazabtan başkasını arttırmaz ve kafir olanlara kendi inkÂrları kayıptan başkasını arttırmaz.
(FATIR SURESİ / 39)


(Kur'an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kÂfirlerin uzerine sozun hak olması icin (indirilmiştir).
(YASİN SURESİ / 70)


"Bu, sizin yalanladığınız (mu'mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma gunudur."
(SAFFAT SURESİ / 21)


Doğrusu biz, onu kÂfirler icin bir fitne (bir imtihan konusu) kıldık.
(SAFFAT SURESİ / 63)


İclerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. KÂfirler dedi ki: "Bu, yalan soyleyen bir buyucudur."
(SAD SURESİ / 4)


Yalnız İblis haric. O buyukluk tasladı ve kafirlerden oldu.
(SAD SURESİ / 74)


Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şoyle derler "Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hukum verecektir. Gercekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez.
(ZUMER SURESİ / 3)


Allah'a karşı yalan soyleyenden ve kendisine geldiğinde doğruyu (Kur'an'ı) yalanlayandan daha zalim kimdir? Kafirler icin cehennemde bir konaklama yeri mi yok?
(ZUMER SURESİ / 32)


"Hayır, Benim ayetlerim sana gelmişti, fakat sen onları yalanladın, buyukluğe kapıldın ve kafirlerden oldun."
(ZUMER SURESİ / 59)


İnkÂr edenler, cehenneme boluk boluk sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları acıldı ve onlara (cehennemin) bekcileri dedi ki: "Size Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugunle karşılaşacağınızı (soyleyip) sizi uyaran elciler gelmedi mi?" Onlar: "Evet." dediler. Ancak azab kelimesi kÂfirlerin uzerine hak oldu.
(ZUMER SURESİ / 71)


Senin Rabbinin kafirler uzerindeki: "Gercekten onlar ateşin halkıdır" sozu boylece hak oldu.
(MU'MİN SURESİ / 6)


Oyleyse, dini yalnızca O'na halis kılanlar olarak Allah'a dua (kulluk) edin; kafirler hoş gormese de.
(MU'MİN SURESİ / 14)