Munafıklık alÂmetlerinden bazıları hakkında ayetler


Onlar (kendi akıllarınca) guya Allah'ı ve muminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.
Bakara : 9

Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lÂkin anlamazlar.
Bakara : 12

Gercekte, Allah onlarla istihza (alay) eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yuzden onlar bir muddet başıboş dolaşırlar.
Bakara : 15

Onların (munafıkların) durumu, (karanlık gecede) bir ateş yakan kimse misalidir. O ateş yanıp da etrafını aydınlattığı anda Allah, hemen onların aydınlığını giderir ve onları karanlıklar icinde bırakır; (artık hicbir şeyi) gormezler.
Bakara : 17

Yahut (onların durumu), gokten sağanak halinde boşanan, icinde yoğun karanlıklar, gurultu ve şimşek bulunan yağmur(a tutulmuş kimselerin durumu) gibidir. O munafıklar yıldırımlardan gelecek olum korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki Allah, kÂfirleri cepecevre kuşatmıştır.
Bakara : 19

(O esnada) şimşek sanki gozlerini cıkaracakmış gibi cakar, onlar icin etrafı aydınlatınca orada birazcık yururler, karanlık uzerlerine cokunce de oldukları yerde kalırlar. Allah dileseydi elbette onların kulaklarını sağır, gozlerini kor ederdi. Allah şuphesiz her şeye kadirdir.
Bakara : 20

Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gunune inanmadığı halde malını gosteriş icin harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa cıkarmayın. Boylesinin durumu, uzerinde biraz toprak bulunan duz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu cıplak puruzsuz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hicbir şeye sahip olamazlar. Allah, kÂfirleri doğru yola iletmez.
Bakara : 264

Sizden biriniz arzu eder mi ki, hurma ve uzum ağaclarıyla dolu, arasından sular akan ve kendisi icin orada her ceşit meyveden (bir miktar) bulunan bir bahcesi olsun da, bakıma muhtac coluk cocuğu varken kendisine ihtiyarlık gelip catsın, bahceye de icinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kul etsin! (Elbette bunu kimse arzu etmez.) İşte duşunup anlayasınız diye Allah size Âyetleri acıklar.
Bakara : 266

Eğer onlara, kendinizi oldurun yahut yurtlarınızdan cıkın, diye emretmiş olsaydık, iclerinden pek azı mustesna, bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen oğudu yerine getirselerdi, onlar icin hem daha hayırlı hem de (imanlarını) daha pekiştirici olurdu.
Nis : 66

Onlara guven veya korkuya dair bir haber gelince hemen onu yayarlar; halbuki onu, Resûl'e veya aralarında yetki sahibi kimselere goturselerdi, onların arasından işin icyuzunu anlayanlar, onun ne olduğunu bilirlerdi. Allah'ın size lutuf ve rahmeti olmasaydı, pek azınız mustesna, şeytana uyup giderdiniz.
Nis : 83

Şuphesiz munafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar; halbuki Allah onların oyunlarını başlarına cevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman uşenerek kalkarlar, insanlara gosteriş yaparlar, Allah'ı da pek az hatıra getirirler.
Nis : 142

Bunların arasında bocalayıp durmaktalar; ne onlara (bağlanıyorlar) ne bunlara. Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir (cıkar) yol bulamazsın.
Nis : 143

Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle «inandık» diyen kimselerden ve yahudilerden kufur icinde koşuşanlar(ın hali) seni uzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. «Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!» derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) duşurmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hicbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar icin dunyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus buyuk bir azap vardır.
MÂide : 41

Onlardan bircoğunun gunah, duşmanlık ve haram yemede yarıştıklarını gorursun. Yaptıkları ne kadar kotudur!
MÂide : 62

Din adamları ve Âlimleri onları, gunah olan sozleri soylemekten ve haram yemekten menetselerdi ya! İşledikleri (fiiller) ne kotudur!
MÂide : 63

Eğer yakın bir dunya malı ve kolay bir yolculuk olsaydı (o munafıklar) mutlaka sana uyup peşinden gelirlerdi. Fakat meşakkatli yol onlara uzak geldi. Gerci onlar, «Gucumuz yetseydi mutlaka sizinle beraber cıkardık» diye kendilerini helÂk edercesine Allah'a yemin edecekler. Halbuki Allah onların mutlaka yalancı olduklarını biliyor.
Tevbe : 42

Onların harcamalarının kabul edilmesini engelleyen, onların Allah ve Resûlunu inkÂr etmeleri, namaza ancak uşenerek gelmeleri ve istemeyerek harcamalarından başka bir şey değildir.
Tevbe : 54

(O munafıklar) mutlaka sizden olduklarına dair Allah'a yemin ederler. Halbuki onlar sizden değillerdir, fakat onlar (kılıclarınızdan) korkan bir toplumdur.
Tevbe : 56

Eğer onlar Allah ve Resûlunun kendilerine verdiğine razı olup, «Allah bize yeter, yakında bize Allah da lutfundan verecek, Resûlu de. Biz yalnız Allah'a rağbet edenleriz» deselerdi (daha iyi olurdu).
Tevbe : 59

Munafık erkekler ve munafık kadınlar (sizden değil), birbirlerindendir. Onlar kotuluğu emreder, iyilikten alıkor ve cimrilik ederler. Onlar Allah'ı unuttular. Allah da onları unuttu! Cunku munafıklar fÂsıkların kendileridir.
Tevbe : 67

(Ey munafıklar! Siz de) sizden oncekiler gibi (yaptınız). Onlar sizden kuvvetce daha ustun, mal ve evlÂtca daha cok idiler. Onlar (dunya malından) paylarına duşenden faydalandılar. İşte sizden oncekiler nasıl paylarına duşenden faydalandıysalar, siz de payınıza duşenden faydalandınız ve (bÂtıla) dalanlar gibi siz de daldınız. İşte onların amelleri dunyada da ahirette de boşa gitmiştir. Ve onlar ziyana uğrayanların kendileridir.
Tevbe : 69

(Ey Muhammed! O sozleri) soylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o kufur sozunu elbette soylediler ve musluman olduktan sonra kÂfir oldular. Başaramadıkları bir şeye (Peygambere suikast yapmaya) de yeltendiler. Ve sırf Allah ve Resûlu kendi lutuflarından onları zenginleştirdiği icin oc almaya kalkıştılar. Eğer tevbe ederlerse onlar icin daha hayırlı olur. Yuz cevirirlerse Allah onları dunyada da, ahirette de elem verici bir azaba carptıracaktır. Yeryuzunde onların ne dostu ne de yardımcısı vardır.
Tevbe : 74

Fakat Allah lutfundan onlara (zenginlik) verince, onda cimrilik edip (Allah'ın emrinden) yuz cevirerek sozlerinden donduler.
Tevbe : 76

(Munafıklar), Allah'ın, onların sırrını da fısıltılarını da bildiğini ve gaybları (gizli şeyleri) cok iyi bilen olduğunu hÂla anlamadılar mı?
Tevbe : 78

(Munafıklar arasında) bir de (muminlere) zarar vermek, (hakkı) inkÂr etmek, muminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha once Allah ve Resûlune karşı savaşmış olan adamı beklemek icin bir mescid kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka birşey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.
Tevbe : 107

Bilesiniz ki, onlar Peygamber'den, (duşmanlıklarını) gizlemeleri icin goğuslerini cevirirler (gonullerinden geceni gizlerler). İyi bilin ki, onlar elbiselerine burundukleri zaman dahi, Allah onların gizlediklerini de, acığa cıkardıklarını da bilir. Cunku O, kalplerin ozunu bilendir.
Hûd : 5

İnananlar arasında cirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler icin dunyada da ahirette de cetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Nûr : 19

Size verilen şeyler, dunya hayatının gecim vasıtası ve susudur. Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. HÂla buna aklınız ermeyecek mi?
Kasas : 60

Geri donerseniz, yeryuzunde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye donmuş olmaz mısınız?
Muhammed : 22

Şuphesiz ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarına donenleri, şeytan suruklemiş ve kendilerine umit vermiştir.
Muhammed : 25

Bunun sebebi; onların, Allah'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: Bazı hususlarda size itaat edeceğiz, demeleridir. Oysa Allah, onların gizlediklerini biliyor.
Muhammed : 26

Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile.» Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle soylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gucu yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Fetih : 11

Siz ganimetleri almak icin gittiğinizde seferden geri kalanlar: Bırakın, biz de arkanıza duşelim, diyeceklerdir. Onlar, Allah'ın sozunu değiştirmek isterler. De ki: «Siz asla bizim peşimize duşmeyeceksiniz! Allah daha once sizin icin boyle buyurmuştur.» Onlar size: Hayır, bizi kıskanıyorsunuz, diyeceklerdir. BilÂkis onlar, pek az anlayan kimselerdir.
Fetih : 15

Bedevîler «İnandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama «Boyun eğdik» deyin. Henuz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve elcisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hicbir şeyi eksiltmez. Cunku Allah cok bağışlayan, cok esirgeyendir.
HucurÂt : 14

De ki: Siz dininizi Allah'a mı oğretiyorsunuz? Oysa Allah goklerde olanları da bilir, yerde olanları da. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
HucurÂt : 16

Onlar İslÂm'a girdikleri icin seni minnet altına sokuyorlar. De ki: Muslumanlığınızı benim başıma kakmayın. Eğer doğru kimselerseniz bilesiniz ki, sizi imana erdirdiği icin asıl Allah size lutufta bulunmuştur.
HucurÂt : 17

Munafıkların, kitap ehlinden inkÂr eden dostlarına: Eğer siz yurdunuzdan cıkarılırsanız, mutlaka biz de sizinle beraber cıkarız; sizin aleyhinizde kimseye asla uymayız. Eğer savaşa tutuşursanız, mutlaka yardım ederiz, dediklerini gormedin mi? Allah, onların yalancı olduklarına şahitlik eder.
Haşr : 11

Onların iclerinde size karşı duydukları korku, Allah'a olan korkularından daha şiddetlidir. Boyledir, cunku onlar anlamayan bir topluluktur.
Haşr : 13

Munafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir. Cunku şeytan insana «İnkÂr et» der. İnsan inkÂr edince de: Ben senden uzağım, cunku ben Âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım, der.
Haşr : 16

Munafıklar sana geldiklerinde: Şahitlik ederiz ki sen Allah'ın Peygamberisin, derler. Allah da bilir ki sen elbette, O'nun Peygamberisin. Allah, munafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir.
MunÂfikûn : 1

Onları gorduğun zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sozlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kutukler gibidir. Her gurultuyu kendi aleyhlerine sanırlar. Duşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?
MunÂfikûn : 4

Onlar: Allah'ın elcisinin yanında bulunanlar icin hicbir şey harcamayın ki dağılıp gitsinler, diyenlerdir. Oysa goklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Fakat munafıklar bunu anlamazlar.
MunÂfikûn : 7