Kuranda Adı Gecen Peygamberler Ve Ayetleri Hangileridir


Kuranda Adı Gecen Peygamberlerin mubÂrek isimleri şunlardır:


1. Adem (A.S.)

2. İdris (A.S.)

3. Nuh (A.S.)

4. Hûd (A.S.)

5. Salih (A.S.)

6. İbrahim (A.S.)

7. Lût (A.S.)

8. İsmail (A.S.)

9. İshak (A.S.)

10. YÂkup (A.S.)

11. Yûsuf (A.S.)

12. Eyyup (A.S.)

13. Şuayb (A.S.)

14. Musa (A.S.)

15. Harun (A.S.)

16. DÂvud (A.S.)

17. Suleyman (A.S.)

18. İlyas (A.S.)

19. Elyasa (A.S.)

20. Zulkifl (A.S.)

21. Yûnus (A.S.)

22. Zekeriya (A.S.)

23. Yahya (A.S.)

24. İsa (A.S.)

25. Muhammed (A.S.)

Kuranda peygamberler ile alakali tahmini 76 ayet geciyor

2:87 - CelÂlim hakkı icin Musa'ya o kitabı verdik, arkasından birtakım peygamberler de gonderdik, hele Meryem oğlu İsa'ya apacık mucizeler verdik, onu Rûhu'l-Kudus ile de destekledik. Size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle gelen her peygambere kafa mı tutacaksınız? Kibrinize dokunduğu icin onların bir kısmına yalan diyecek, bir kısmını da oldurecek misiniz?

2:253 - O işaret olunan resuller yok mu, biz onların bazısını, bazısından ustun kıldık. İclerinden kimi var ki Allah, kendisiyle konuştu, bazısını da derecelerle daha yukseklere cıkardı. Biz Meryem oğlu İsa'ya da o delilleri verdik ve kendisini Rûhu'l-Kudus (Cebrail) ile kuvvetlendirdik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasındaki ummetler, kendilerine o deliller geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat ihtilÂfa duştuler, kimi iman etti, kimi inkÂr etti. Yine Allah dileseydi, birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat Allah dilediğini yapar.

2:285 - Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Muminlerin de hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. "Biz Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, donuş ancak sanadır." dediler.

3:144 - Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan once de peygamberler gelip gecmiştir. Şimdi o olur veya oldurulurse gerisin geriye (eski dininize) mi doneceksiniz? Kim (boyle) geri donerse, Allah'a hicbir şekilde zarar veremez. Allah şukredenleri mukafatlandıracaktır.

3:179 - Allah, muminleri icinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir, pisi temizden ayıracaktır. Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini secip (gaybı bildirir). O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve gunahlardan korunursanız, sizin icin buyuk bir mukafat vardır.

3:183 - "Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikce hic bir peygambere iman etmeyeceğimize dair Allah bize ahidde bulundu." diyenlere de ki: "Benden once size bazı peygamberler acık belgelerle ve sizin dediğiniz şeyle geldi. Eğer doğru insanlarsanız, ya onları nicin oldurdunuz?"

3:184 - Eğer seni yalanladılarsa, senden once acık deliller, hikmetli sayfalar ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı.

3:194 - "Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet gunu bizi rezil etme. Muhakkak sen verdiğin sozden donmezsin".

4:136 - Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a, ve daha once indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gununu inkÂr ederse sapıklığın en koyusuna duşmuş olur.

4:152 - Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasında ayırım yapmayanlara (Allah) pek yakında mukafatlarını verecektir. Allah cok bağışlayıcıdır, cok merhametlidir.

4:164 - Daha once sana anlattığımız peygamberlerle, anlatmadığımız başka peygamberlere de (vahyettik). Ve Allah Musa ile de konuştu.

4:165 - Peygamberleri mujdeciler ve azab habercileri olarak gonderdik ki, peygamberlerden sonra insanların Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah mutlak ustundur, yegane hikmet sahibidir.

5:19 - Ey kitap ehli! Peygamberlerin arasının kesildiği bir sırada size Resulumuz geldi, gercekleri acıklıyor ki, (yarın kıyamet gununde): "Bize bir mujdeleyici ve uyarıcı gelmedi" demeyiniz. İşte mujdeleyici ve uyarıcı geldi. Allah, her şeye kadirdir.

5:32 - Bunun icindir ki, İsrÂiloğulları'na: "Kim, bir cana kıymayan veya yeryuzunde bozgunculuk cıkarmayan bir nefsi oldururse, butun insanları oldurmuş gibi olur. Kim de bir nefsin yaşamasına sebep olursa, butun insanları yaşatmış gibi olur" hukmunu yazdık (farz kıldık). Şuphesiz ki onlara peygamberlerimiz acık delillerle geldiler. Yine de bundan sonra onların bircoğu yeryuzunde aşırı gitmektedirler.

5:75 - Meryem'in oğlu Mesih (İsa), sadece bir peygamberdir. Ondan once de peygamberler gelip gecmiştir. Anası da dosdoğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak onlara Âyetleri nasıl acıklıyoruz. Sonra yine bak nasıl yuz ceviriyorlar!

5:109 - Allah, Resulleri topladığı gun:" Size ne cevap verildi? "der. "Bizim bilgimiz yok" derler, "gizlileri bilen yalnız sensin, sen!".

6:10 - Senden once de peygamberlerle alay edilmişti. Fakat onlardan alay edenleri, alay ettikleri şey kuşatıverdi.

6:34 - Senden once de peygamberler yalanlanmıştı. Kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabrettiler. Allah'ın sozlerini değiştirecek hicbir kimse yoktur. Şuphesiz ki sana, peygamberlerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir.

6:124 - Onlara bir Âyet geldiği zaman: "Allah'ın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikce iman etmeyiz" derler. Allah peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suclu olanlara, yaptıkları hilelerinden dolayı Allah katından bir zillet ve şiddetli bir azap erişecektir.

6:130 - (Allah) "Ey cin ve insan topluluğu! İcinizden size Âyetlerimi anlatan ve bugununuze kavuşacağınız hususunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" deyince onlar: "Kendi aleyhimize şahidiz" derler. Dunya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kÂfir olduklarına şahitlik ettiler.

7:35 - Ey Âdemoğulları! Size icinizden peygamberler gelip Âyetlerimi anlattıklarında, kim Allah'tan korkar ve kendini duzeltirse, işte onlar icin korku yoktur. Onlar uzulmeyeceklerdir de.

7:43 - Orada kalblerinde bulunan kini cıkarıp atarız. Onların altlarından ırmaklar akar. "Bizi buna erdiren Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru yola erişemezdik. Şuphesiz Rabbimizin peygamberleri bize gerceği getirmişler." derler. Onlara şoyle seslenilir: "İşte size cennet! Yaptıklarınıza karşılık buna varis oldunuz".

7:53 - İlle onun te'vilini mi gozetiyorlar? Onun te'vili geldiği (verdiği haberler ortaya cıktığı) gun, onceden onu unutmuş olanlar derler ki: "Doğrusu Rabbimizin elcileri gerceği getirmiş. Şimdi bizim şefaatcilerimiz var mı ki bize şefaat etsinler, yahut tekrar geri dondurulmemiz mumkun mu ki eski yaptıklarımızdan başkasını yapalım?" Onlar, kendilerini zarara soktular ve uydurdukları şeyler kendilerinden saptı, kaybolup gitti.

7:101 - İşte o ulkeler ki, sana onların haberlerinden bir kısmını anlatıyoruz Andolsun ki, peygamberleri onlara apacık deliller (mucizeler) getirmişlerdi. Fakat onceden yalanladıkları gerceklere iman edecek değillerdi. İşte o kÂfirlerin kalplerini Allah boyle muhurler.

9:70 - Onlara, kendilerinden oncekilerin; Nuh Kavmi'nin, Âd'in, Semûd'un, İbrahim Kavmi'nin, Medyen Ashabı'nın ve o mu'tefikelerin haberi gelmedi mi? Onların hepsine peygamberleri delillerle gelmişlerdi. Demek ki Allah, onlara zulmetmiş değildi, lÂkin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.

10:13 - Andolsun ki, sizden onceki devirlerin bir cok kavmini, peygamberleri kendilerine bir cok belge ile geldikleri halde zulmettikleri ve imana gelmedikleri icin helak ettik. İşte gunahkÂrlar topluluğunu biz boyle cezalandırırız.

10:74 - Sonra onun arkasından bircok peygamberleri kavimlerine gonderdik. Onlara acık mucizelerle geldiler. Fakat onlar bir defa yalan dediklerine sonuna kadar bir turlu inanmadılar. İşte biz, haddi aşanların kalblerini boyle muhurleriz.

10:103 - Sonra biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız. İşte biz boyleyiz. Muminleri kurtarmak uzerimize duşen bir gorevdir.

11:59 - İşte Âd kavmi buydu. Rablerinin Âyetlerini bile bile inkÂr ettiler ve peygamberlerine isyan ettiler. Başa gecen her zorbanın emrine uyup arkasından gittiler.

11:120 - Peygamberlere ait haberlerden kalbini yatıştıracak olanlardan her turlusunu sana kıssa olarak anlatıyoruz. Bunda da sana bir hakikat, muminlere de bir oğut ve ibret gelmiştir.

12:110 - Nihayet peygamberleri (onların iman etmelerinden) umit kesecek hale gelince ve kendilerinin yalancı durumuna duştuklerini sanınca, onlara yardımımız geldi, yetişti; dilediklerimiz kurtarıldı. Suclular topluluğundan bizim azabımız geri cevrilemez.

13:32 - Andolsun ki, senden onceki peygamberlerle de alay edildi. Ben de o kÂfirlere bir sure icin meydan verdim. Sonra da tuttum onları cezalandırdım. O vakit azabım nasıl imiş (gorduler).

13:38 - Andolsun ki, biz senden once de peygamberler gonderdik. Onlara da eşler ve cocuklar verdik. Allah'ın izni olmadan herhangi bir Âyet getirmek ise hicbir peygamberin haddi değildir. Her ecel icin bir yazı vardır.

14:9 - Sizden oncekilerin; Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları, Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de onlar ellerini ağızlarına koydular ve dediler ki: "Biz sizinle gonderileni inkÂr ettik ve bizi cağırdığınız şeyden de şuphe ve endişe icindeyiz."

14:10 - Peygamberleri dedi ki: "Gokleri ve yeri yaratan, Allah hakkında da şuphe mi var? O, sizi gunahlarınızı bağışlamak icin cağırıyor ve belirlenmiş bir sureye kadar size musade ediyor." Onlar da: "Siz sadece bizim gibi bir insansınız, bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. O halde bize apacık bir delil getirin!" dediler.

14:11 - Peygamberleri onlara dediler ki: "(Evet) biz ancak sizin gibi bir insanız, ama Allah kullarından dilediğine nimetini lutfeder. Ve Allah'ın izni olmadıkca bizim size bir delil getirmemize imkan yoktur. Muminler ancak Allah'a dayansınlar.

14:13 - İnkÂr edenler peygamberlerine dediler ki: "Ya sizi mutlaka yurdumuzdan cıkaracağız, ya da mutlaka dinimize doneceksiniz!" Rableri de onlara: "ZÂlimleri mutlaka helak edeceğiz" diye vahyetti.

14:44 - Ey Peygamber! İnsanları, azabın geleceği gun ile korkut. O gun, zalimler şoyle diyecekler: "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir zamana kadar ertele de senin davetine uyalım ve peygamberlere tÂbi olalım." Onlara: "Daha once ahirete intikal etmeyeceğinize dair yemin etmemiş miydiniz?" denilir.

14:47 - O halde sakın Allah'ın peygamberlerine olan vaadinden cayacağını sanma! Şuphesiz Allah her şeye galiptir, intikam sahibidir.

16:35 - Allah'a ortak koşanlar dediler ki: "Allah dileseydi, ne biz, ne atalarımız O'ndan başka hicbir şeye tapmazdık ve O'nun emri dışında hicbir şeyi haram kılmazdık" Kendilerinden oncekiler de boyle yaptılar. Buna karşı peygamberlerin vazifesi, ancak acık-secik bir tebliğden, ibarettir.

17:76 - (Ey Muhammed!) Yakında seni yurdundan cıkarmak icin, muhakkak ki rahatsız edecekler ve o takdirde onlar da senin ardından pek az kalacaklardır.

17:77 - Bu, senden once gonderdiğimiz butun peygamberlerimiz hakkındaki sunnetimizdir. Bizim sunnetimizde herhangi bir değişme goremezsin.

18:106 - İşte boyle, onların cezaları cehennemdir. Cunku inkÂr etmişler ve benim Âyetlerimi, peygamberlerimi alaya almışlardır.

21:41 - Yemin olsun ki, senden once bircok peygamberle alay edildi de iclerinden alay edenleri, o alay ettikleri şey (azap) kuşatıverdi.

22:75 - Allah hem meleklerden, hem de insanlardan elciler secer. Şuphesiz Allah her şeyi işitir, her şeyi gorur.

23:44 - Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gonderdik. Herhangi bir ummete peygamberlerinin geldiği her defasında, onlar bu peygamberi yalanladılar; biz de onları birbiri ardından (yokluğa) yuvarladık ve onları efsÂne yaptık. Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme!

23:51 - Ey peygamberler! Temiz ve helal olan şeylerden yiyin; guzel amel ve hareketlerde bulunun. Cunku ben sizin yaptıklarınızı bilirim.

25:37 - Nuh kavmine gelince, Peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde, onları suda boğduk ve kendilerini insanlar icin bir ibret yaptık. Biz zalimler icin acıklı bir azab hazırlamışızdır.

29:31 - Elcilerimiz İbrahim'e (iki oğul vereceğimize dair) mujdeyi getirdiklerinde şoyle dediler: "Biz bu memleket halkını helak edeceğiz. Cunku oranın halkı zalim kimselerdir."

29:33 - Elcilerimiz Lut'a gelince, onlar hakkında tasalandı. Ve onlar(ı duşunmesi) sebebiyle takatten duştu. O'na: "Korkma, tasalanma! Cunku biz seni de, aileni de kurtaracağız. Yalnız (azabda) kalacaklar arasında bulunan karın mustesna" dediler.

30:9 - Onlar, yeryuzunde gezmediler mi ki, kendilerinden oncekilerin sonu nasıl olmuş baksınlar? Onlar, kendilerinden daha gucluyduler. Toprağı surmuşler ve onu, bunların imar ettiklerinden daha cok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri delillerle gelmişlerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar, kendilerine zulmediyorlardı.

30:47 - Andolsun ki biz, senden once bircok peygamberleri kavimlerine gonderdik de, onlara apacık delillerle vardılar. Onun uzerine gunah işleyenlerden intikam aldık. Muminlere yardım ise, bizim nezdimizde bir hak oldu.

34:45 - Onlardan oncekiler de yalanlamışlardı. Hem bunlar, onlara verdiklerimizin onda birine eremediler. Peygamberlerimi yalanladılar, ama beni inkÂr edişin sonu nasıl oldu?

35:1 - Hamd, gokleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, ucer, dorder kanatlı elciler kılan Allah'a mahsustur. O, yaratmada dilediği kadar artırır. Gercekten Allah her şeye kÂdirdir.

35:4 - Eğer onlar seni yalanlıyorlarsa, senden once bircok peygamberler de yalanlandılar. Butun işler Allah'a dondurulur.

35:25 - Seni yalanlıyorlarsa, onlardan oncekiler de yalanlamışlardı. Onlara peygamberleri mucizelerle, sahifelerle ve aydınlatıcı kitaplarla gelmişlerdi.

38:14 - Hepsi de gonderilen peygamberleri yalanladılar da azabım boyle hak oldu.

39:71 - İnkÂr edenler boluk boluk cehenneme sevkedilmektedir. Nihayet oraya vardıklarında kapıları acılır ve bekcileri onlara: "İcinizden size Rabbinizin Âyetlerini okuyan, bu gununuzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" derler. Onlar da: "Evet geldi" derler. Fakat kÂfirler uzerine azab kelimesi hak oldu.

40:22 - O, şundandı: Onlara peygamberleri apacık delillerle geliyorlardı. Ama onlar inkÂr ettiler. Allah da tuttu kendilerini alıverdi. Cunku O'nun kuvveti cok, azabı şiddetlidir.

40:50 - Bekciler de: "Size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar mıydı?" diye sorarlar. Onlar: "Evet" derler. Bekciler: "Oyle ise kendiniz dua edin" derler. KÂfirlerin duası ise hep cıkmazdadır.

40:51 - Biz peygamberimize ve inananlara hem dunya hayatında hem de şahitlerin şahitlik edecekleri gunde (kıyamette) elbette yardım ederiz.

40:70 - Kitaba ve Resullerimizi gonderdiğimiz şeylere yalan diyenler, artık ilerde bilecekler.

40:78 - Andolsun ki biz senin onunden nice peygamberler gondermişizdir. Onlardan kimini sana anlatmışız, kimini de anlatmamışızdır. Hicbir peygamber, Allah'ın izni olmaksızın bir mucize getiremez. Allah'ın emri gelince de hak yerine getirilir. Batıl bir dava peşinde koşanlar, işte bu noktada husrana uğrarlar.

40:83 - Cunku onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman, kendilerinde bulunan ilme guvendiler de o alay ettikleri şey onları kuşatıverdi.

41:14 - Onlara Allah'tan başkasına kulluk etmeyin diye onlerinden ve arkalarından peygamberler geldiği zaman: "Eğer Rabbimiz dileseydi mutlaka melekler indirirdi. Biz sizin tebliğ icin gonderildiğiniz şeylere inanmayız." dediler.
41:43 - Ey Muhammed! Sana senden onceki peygamberlere soylenenden başka bir şey soylenmiyor. Şuphesiz ki senin Rabbin hem mağfiret sahibidir hem de acı verecek bir azap sahibidir.

43:45 - Ey Muhammed! Senden once gonderdiğimiz peygamberlerimize de sor, biz Rahman olan Allah'tan başka kendisine ibadet edilecek ilÂhlar yapmış mıyız?

46:9 - Ey Muhammed! De ki: "Ben Peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. Ben ancak apacık bir uyarıcıyım.

46:35 - Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlar icin (azab hususunda) acele etme. Sanki onlar kendilerine vaad edilen azabı gordukleri gun dunyada sadece gunduzun bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Hic yoldan cıkan fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi?

57:19 - Allah'a ve peygamberine iman edenler var ya, işte onlar, Rableri yanında sozu ozu doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mukafatları ve nurları vardır. İnkar edip de Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır.

57:21 - Rabbinizden bir mağfirete; Allah'a ve peygamberine inananlar icin hazırlanmış olup, genişliği gokle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun. İşte bu Allah'ın lutfudur. Onu dilediğine verir. Allah buyuk lutuf sahibidir.

57:25 - Andolsun biz peygamberlerimizi acık delillerle gonderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri icin beraberlerinde kitabı ve olcuyu indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda buyuk bir kuvvet ve insanlar icin faydalar vardır. Bu, Allah'ın dinine ve peygamberlerine gormeden yardım edenleri belirlemesi icindir. Şuphesiz Allah kuvvetlidir, daima ustundur.

57:27 - Sonra bunların izinden ard arda peygamberlerimizi gonderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gonderdik, ona İncil'i verdik ve ona uyanların yureklerine bir şefkat ve merhamet koyduk. Uydurdukları ruhbanlığa gelince onu, biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak icin yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mukafatlarını verdik. İclerinden coğu da yoldan cıkmışlardır.

58:21 - Allah: "Elbette ben ve elcilerim galip geleceğiz." diye yazmıştır. Şuphesiz Allah gucludur, galipdir.

59:6 - Allah'ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun uzerine ne at, ne de deve surmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin uzerine salar. Allah her şeye kadirdir.

65:8 - Nice kent var ki Rablerinin ve O'nun elcilerinin emrine başkaldırdı, biz de onları cetin bir hesaba cektik ve onlara gorulmemiş şekilde azab ettik.