Peygamber Efendimiz (SAV) buyuruyor ki:
"Cebrail (A.S.) bana geldi. Elinde bembeyaz bir ayna vardi.
"Bu Cum'adir. Rabb'in onu Sana ve Senden sonra ummetine bayram olsun diye farz kildi" dedi.
Ben ;
"Bizim icin onda ne var" diye sordum. Cebrail (A.S.) dedi ki;
"Sizin icin onda hayirli bir an vardir ki; kim o anda hayirli bir sey dilerse ALLAH Celle Celaluh diledigini mutlaka verir. Yahud bir seyden korunmasini isterse ALLAH Celle Celaluh o korktugu seyden korur. Bizce O, gunlerin en kiymetlisidir. Biz, ahirette ona "Yevm'ul Mezid"deriz.
Ben;
" Rabbin neden kendisine Cennette miskten daha hos kokulu olan bir ova secmistir." dedim.
"Cum'a Gunu olunca yuceliklerden inerek Kursi'sini sereflendirir ve oradakilere cemÂlini gosterir de onlar da Onu gorurler" dedi.
Peygamberimiz SAV buyuruyor ki:
" Cehennem her gun zevalden once ogle vakti girmek uzere iken yeniden tutusturulur Cum'Â haric, o sirada namaz kilmayiniz. Cunku Cum'Â Gununun tamami namaz oldugu icin cehennem o gun hic tutusturulmaz.»
Soylendigine gore. Cum'Â gunu, kuslar ve bocekler oralarinda karsilasinca «SelÂm, selÂm, ne iyi gun» derler.
Peygamberimiz SAV buyuruyor ki:
" Cum'Â Gunu veya gecesi olene ALLAH sehid mukÂfati yazar ve onu kabir fitnesinden korur."Mukasefetul Kulub
Cuma gunu ile ilgili hadisler
عَنْ أبي هُرَيرَةَ، رَضِيَ الله عَنْهُ، قالَ: قالَ رسولُ الله صلى الله عليه وسلم: خَيْرُ يَوم طَلَعَتْ عَلَيْهِ الشَّمْسُ يَوْمُ الجُمُعَةِ: فِيهِ خُلِقَ آدَم، وَفيه أُدْخِلَ الجَنَّةَ، وَفِيهِ أُخْرِجَ مِنْهَا.
Ebû Hureyre (r.a)’den rivayet edildiğine gore Resûlullah (s.a.v) şoyle buyurdu: “Uzerine guneş doğan en hayırlı gun cuma gunudur. Âdem o gun yaratıldı, o gun cennete konuldu ve yine o gun cennetten cıkarıldı. ”
وَعَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ الله صلى الله عليه وسلم: مَنْ تَوَضَّأَ فأَحْسَنَ الوُضُوءَ ثمَّ أَتَى الجُمُعَةَ، فاسْتَمَعَ وَأَنْصَتَ، غُفِرَ لَهُ مَا بَيْنَه وَبَينَ الجُمُعَةِ وَزِيَادة ثَلاثَةِ أَيَّامٍ، وَمَنْ مَسَّ الحَصَى، فَقَدْ لَغاَ.
Yine Ebû Hureyre (r.a)’den rivayet edildiğine gore Resûlullah (s.a.v) şoyle buyurdu: “Bir kimse guzelce abdest alarak cuma namazına gelir, hutbeyi ses cıkarmadan dinlerse, iki cuma arasındaki ve fazla olarak uc gunluk daha gunahları bağışlanır. Kim hutbe okunurken cakıl taşlarıyla oynarsa, boş ve mÂnasız bir iş yapmış olur. ”
وَعَنْهُ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم قالَ: الصَّلَوَاتُ الخَمْسُ وَالجُمُعَةُ إلى الجُمُعَةِ، وَرَمَضَانُ إلى رَمَضَانَ، مُكَفِّرَاتٌ ما بَيْنَهُنَّ إذا اجْتُنِبَتِ الكَبَائِرُ.
Yine Ebû Hureyre (r.a)’den rivayet edildiğine gore Peygamber (s.a.v) şoyle buyurdu: “Buyuk gunahlardan kacınıldığı surece, beş vakit namaz ile iki cuma ve iki ramazan, aralarında gecen gunahlara keffaret olur. ”
وَعَنْهُ وعَنِ ابنِ عُمَرَ، رَضِيَ الله عَنْهُمْ، أَنَّهُما سَمِعَا رسولَ صلى الله عليه وسلم يقولُ عَلى أَعْوَادِ مِنْبَرِهِ: لَيَنْتَهِيَنَّ أَقْوَامٌ عَنْ وَدْعِهِمُ الجُمُعَاتِ، أَوْ لَيَخْتِمَنَّ الله عَلى قُلُوبِهِمْ، ثُمَّ لَيَكُونُنَّ مِنَ الغَافِلِينَ.
Ebû Hureyre ile İbn Omer (r.a)’den rivayet edildiğine gore bu iki sahÂbî Resûlullah (s.a.v)’in minber uzerinde şoyle buyurduğunu duymuşlardır: “Bazı kimseler cuma namazlarını terketmekten ya vazgecerler veya ALLAH TeÂl onların kalplerini muhurler de gafillerden olurlar. ”
َعَنِ ابنِ عُمَرَ رَضِيَ الله عَنْهُمَا، أنَّ رَسولَ الله صلى الله عليه وسلم قالَ: إذا جَاءَ أَحَدُكُمُ الجمعُة، فَلْيَغْتَسِلْ.
İbn Omer (r.a)’dan rivayet edildiğine gore Resûlullah (s.a.v) şoyle buyurdu: “Biriniz cuma namazına gideceği zaman boy abdesti alsın. ”
عن أبي سعيدٍ الخُدْرِيِّ، رَضِيَ الله عَنْهُ، أَنَّ رسولَ الله صلى الله عليه وسلم قَالَ: غُسْلُ يَوْمِ الجُمُعَةِ وَاجِبٌ عَلى كُلِّ مُحْتَلِمٍ.
Ebû Saîd el–Hudrî (r.a)’den rivayet edildiğine gore Resûlullah (s.a.v) şoyle buyurdu: “Her bÂliğ olan kimseye cuma gunu boy abdesti almak gereklidir. ”
َعَنْ سَمُرةَ، رَضِيَ الله عَنْهُ قالَ: قالَ رَسُولُ الله صلى الله عليه وسلم: مَنْ تَوَضَّأَ يَوْمَ الجُمُعَةِ، فَبِها ونِعْمَتْ، وَمَنِ اغْتَسَلَ فَالْغُسْلُ أَفْضَلٌُ.
Semure (r.a)’den rivayet edildiğine gore Resûlullah (s.a.v) şoyle buyurdu: “Her kim cuma gunu abdest alırsa ne iyi eder; hele boy abdesti alırsa, o daha iyidir. ”
َعَنْ سَلْمَانَ، رَضِيَ الله عَنْهُ، قالَ: قالَ رَسُولُ الله صلى الله عليه وسلم: لا يَغْتَسِلُ رَجُلٌ يَوْمَ الجُمُعَةِ، وَيَتَطَهَّرُ ما اسْتَطَاعَ مِنْ طُهْرٍ، وَيَدَّهِنُ مِنْ دُهْنِهِ، أَو يَمَسُّ مِن طِيبِ بَيْتِهِ، ثمَّ يَخْرُجُ فَلا يُفَرِّقُ بَيْنَ اثنَيْنِ، ثمَّ يُصَلِّي مَا كُتِبَ لَهُ، ثمَّ يُنْصِتُ إذا تكَلَّمَ الإمَامُ، إلاَّ غُفِرَ لَهُ ما بَيْنَهُ وَبَيْنَ الجُمُعَةِ الأخْرَى.
SelmÂn (r.a)’den rivayet edildiğine gore Resûlullah (s.a.v) şoyle buyurdu: “Bir kimse cuma gunu boy abdesti alarak elinden geldiğince temizlenir, sacını sakalını yağlayıp tarar veya evindeki guzel kokudan surundukten sonra cÂmiye gider, fakat orada yan yana oturan iki kimsenin arasını acmaz, sonra ALLAH TeÂlÂ’nın kendisine takdir ettiği kadar namaz kılar, daha sonra sesini cıkarmadan imamı dinlerse, o cumadan oteki cumaya kadar olan gunahları bağışlanır. ”
عَنْ أَبِي هُرَيرَةَ، رَضِيَ الله عَنْهُ، أَنَّ رسولَ الله صلى الله عليه وسلم قالَ: مَنِ اغْتَسَلَ يَوْمَ الجُمُعَةِ غُسْلَ الجَنَابَةِ، ثُمَّ رَاحَ في السَّاعَةِ الأُولَى، فَكَأَنَّمَا قَرَّبَ بَدَنَةً، وَمَنْ رَاحَ في السَّاعَةِ الثَّانِيَةِ، فَكَأَنَّمَا قَرَّبَ بَقَرَةً، وَمَنْ رَاحَ في السّاعَةِ الثّالِثَةِ، فَكَأنَّمَا قَرَّبَ كَبْشاً أَقرَنَ، وَمَنْ رَاحَ في السّاعَةِ الرّابِعَةِ، فَكَأَنَّمَا قَرَّبَ دَجَاجَةً، وَمَنْ رَاحَ في السَّاعَة الخَامِسَةِ، فَكَأَنَّمَا قَرَّبَ بَيْضَةً، فَإذا خَرَجَ الإمامُ حَضَرَتِ المَلائِكَةُ يَسْتَمِعُونَ الذِّكر.
Ebû Hureyre (r.a)’den rivayet edildiğine gore Resûlullah (s.a.v) şoyle buyurdu: “Bir kimse cuma gunu cunuplukten temizleniyormuş gibi boy abdesti aldıktan sonra erkenden cuma namazına giderse bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır. İkinci saatte giderse bir inek, ucuncu saatte giderse boynuzlu bir koc kurban etmiş gibi sevap kazanır. Dorduncu saatte giderse bir tavuk, beşinci saatte giderse bir yumurta sadaka vermiş gibi sevap elde eder. İmam minbere cıkınca melekler hutbeyi dinlemek uzere topluluğun arasına katılır. ”
وَعَنْهُ: أنَّ رَسُولَ الله صلى الله عليه وسلم ذكرَ يَوْمَ الجُمُعَةِ، فَقَالَ: فِيهِ سَاعَةٌ لاَ يُوَافِقها عَبْدٌ مُسْلِمٌ،وَهُوَ قَائِمٌ يُصَلِّي يَسْأَلُ الله شَيْئاً، إلاَّ أَعْطَاهُ إيَّاه وَأَشارَ بِيَدِهِ يقَلِّلُهَا.
Yine Ebû Hureyre (r.a)’den rivayet edildiğine gore Resûlullah (s.a.v) cuma gununden soz ederek şoyle buyurdu: “Cuma gununde bir zaman vardır ki, şayet bir musluman namaz kılarken o vakte rastlar da ALLAH’tan bir şey isterse, ALLAH ona dileğini mutlaka verir. ” Resûl–i Ekrem o zamanın pek kısa olduğunu eliyle gosterdi.
َعَنْ أبي بُردَةَ بنِ أبي مُوسَى الأشعَرِيِّ، رَضِيَ الله عَنْهُ، قَالَ: قَالَ عَبْدُ الله بن عُمَرَ رضيَ الله عَنْهُمَا: أَسَمِعْتَ أَبَاكَ يُحَدِّثُ عَن رَسُولِ الله صلى الله عليه وسلم فى شأن ساعة الجمُعَةِ؟ قَالَ: قلتُ: نعمْ، سَمِعْتُهُ يَقُولُ: سمِعْتُ رَسُولَ الله صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: هِي مَا بَيْنَ أنْ يَجلِسَ الإمامُ إلى أنْ تُقضَ الصّلاةُ.
Ebû Burde İbni Ebû Mûs el–Eş`arî (r.a) şoyle dedi: Birgun Abdullah İbni Omer bana: Cuma gunu duaların kabul edildiği zaman hakkında babanın Resûlullah (s.a.v)’den bir hadis rivayet ettiğini duydun mu? diye sordu. Ben de: Evet, duydum. Babam, Resûlullah (s.a.v)’i şoyle buyururken işittiğini soyledi: “O vakit, imamın minbere oturduğu andan namazın kılındığı zamana kadar olan sure icindedir. ”
َعَنْ أَوسِ بنِ أَوسٍ، رَضِيَ الله عَنْهُ، قَالَ: قَال رَسُولُ الله صلى الله عليه وسلم: إنَّ مِنْ أَفضلِ أيَامِكُمْ يَوْمَ الجُمُعَةِ، فَأَكْثِرُوا عَليَّ مِنَ الصَّلاةِ فِيهِ، فَإنَّ صَلتكمْ مَعْرُوضَةٌ عَلَيَ.
Evs İbni Evs (r.a)’den rivayet edildiğine gore Resûlullah (s.a.v) şoyle buyurdu: “Gunlerinizin en faziletlisi cuma gunudur. Bu sebeple o gun bana cokca salÂtu selÂm getiriniz; zira sizin salÂtu selÂmlarınız bana sunulur. ”
Alıntı