بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
فَسُبْحَانَ اللهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ - وَلَهُ الْحَمْدُ فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَعَشِيًّا وَحِينَ تُظْهِرُونَ 1

EY BİRADER! Benden, namazın şu muayyen beş vakte 2 hikmet-i tahsisini soruyorsun. Pek cok hikmetlerinden yalnız birisine işaret ederiz. Evet, herbir namazın vakti, muhim bir inkılÂp başı olduğu gibi, azîm bir tasarruf-u İlÂhînin Âyinesi ve o tasarruf icinde ihsÂnÂt-ı kulliye-i İlÂhiyenin birer mÂkesi olduğundan, Kadîr-i ZulcelÂle o vakitlerde daha ziyade tesbih ve tazim ve hadsiz nimetlerinin iki vakit ortasında toplanmış yekûnuna karşı şukur ve hamd demek olan namaza emredilmiştir. Şu ince ve derin mÂnÂyı bir parca fehmetmek icin, Beş Nukteyi nefsimle beraber dinlemek lÂzım.

BİRİNCİ NUKTE

Namazın mÂnÂsı, CenÂb-ı Hakkı tesbih ve tÂzim ve şukurdur. Yani, celÂline karşı kavlen ve fiilen SubhÂnallah deyip takdis etmek; hem, kemÂline karşı lÂfzen ve amelen Allahu ekber deyip tÂzim etmek; hem, cemÂline karşı kalben ve lisanen ve bedenen ElhamdulillÂh deyip şukretmektir.

__________________