Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Mevlid-i Şerifinizi ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Ve muvaffakiyetinizi ve Nurların fevkalade tesirli intişarlarını sizlere mujde ediyoruz. Ve Nurcuları tebrik ediyoruz.

Emirdağ Lahikası, mektup no: 286, s. 404

***

Onuncu Sozun İkinci İşaretinde işaret edildiği gibi; ulûhiyet, mukteza-i hikmet olarak tezahur istemesine mukabil, en a’zamî bir derecede, zat-ı Ahmediye (asm), dinindeki a’zamî ubudiyetle en parlak bir derecede gostermiştir.

Hem HÂlık-ı Âlem’in nihayet kemÂldeki cemalini bir vasıta ile mukteza-i hikmet ve hakikat olarak gostermek istemesine mukabil, en guzel bir surette gosterici ve tarif edici, bilbedahe, yine o zattır.

Hem SÂni-i Âlem’in nihayet cemalde olan kemÂl-i sanatı uzerine enzar-ı dikkati celb etmek, teşhir etmek istemesine mukabil, en yuksek bir seda ile dellÂllık eden, yine bilmuşahede o zattır.

Hem butun Âlemlerin Rabbi, kesret tabakatında vahdaniyeti ilÂn etmek istemesine mukabil, en a’zamî bir derecede butun merÂtib-i tevhidi ilÂn eden, yine bizzarure o zattır.

Hem Sahib-i Âlem’in nihayet derecede ÂsÂrındaki cemalin işaretiyle, nihayetsiz husn-u zÂtîsini ve cemalinin mehasinini ve husnunun letaifini Âyinelerde mukteza-i hakikat ve hikmet olarak gormek ve gostermek istemesine mukabil, en şaşaalı bir surette Âyinedarlık eden ve gosteren ve sevip ve başkasına sevdiren, yine bilbedahe o zattır.

Hem şu saray-ı Âlemin SÂnii, gayet harika mu’cizeler ile ve gayet kıymettar cevahirler ile dolu hazine-i gaybiyelerini izhar ve teşhir istemesi ve onlarla kemÂlÂtını tarif etmek ve bildirmek istemesine mukabil, en a’zamî bir surette teşhir edici, tavsif edici ve tarif edici, yine bilbedahe o zattır.

Hem şu kÂinatın SÂnii, şu kÂinatı enva-ı acÂib ve ziynetlerle suslendirmek suretinde yapması ve zîşuur mahlûkatını seyir ve tenezzuh ve ibret ve tefekkur icin ona idhal etmesi ve mukteza-i hikmet olarak onlara o ÂsÂr ve sanayiin manalarını, kıymetlerini ehl-i temaşa ve tefekkure bildirmek istemesine mukabil, en a’zamî bir surette cin ve inse, belki ruhÂnîlere ve melÂikelere de Kur’Ân-ı Hakîm vasıtasıyla rehberlik eden, yine bilbedahe o zattır.

Mektubat, On Dokuzuncu Mektub, s. 253
__________________