Zerreler bir dest-i hikmet tarafından sevk olunuyor

(Dunden devam)

Ve o evamir-i tanzifiyeyi, yıldızlar, unsurlar, madenler, nebatlar dinledikleri gibi, butun zerreler dahi dinliyorlar ki, hayretengiz tahavvulÂt fırtınaları icinde o zerreler nezafete dikkat ediyorlar. Bir yerde luzumsuz toplanmıyorlar, kalabalık etmiyorlar. Mulevves olsalar cabuk temizleniyorlar. En temiz ve en nazif ve en parlak ve en pak vaziyetleri, en guzel, en saf, en lÂtif suretleri almak icin, bir dest-i hikmet tarafından sevk olunuyorlar.

İşte bu tek fiil, yani, bir tek hakikat olan tanzif, ism-i Kuddus gibi bir İsm-i A’zam’dan, kÂinatın daire-i a’zamında gorunen bir cilve-i a’zamdır ki, doğrudan doğruya mevcudiyet-i Rabbaniyeyi ve vahdaniyet-i İlÂhiyeyi, Esma-i Husnasıyla beraber, guneş gibi, geniş ve durbun gibi olan gozlere gosterir.

Evet, nasıl ki Risale-i Nur’un cok cuzlerinde kat’î burhanlarla ispat edilmiş ki, ism-i Hakem ve ism-i Hakîm’in bir cilvesi olan fiil-i tanzim ve nizam; ve ism-i Adl ve Âdil’in bir cilvesi olan fiil-i tevzin ve mizan; ve ism-i Cemîl ve Kerîm’in bir cilvesi olan fiil-i tezyin ve ihsan; ve ism-i Rab ve Rahîm’in bir cilvesi olan fiil-i terbiye ve in’am, bu daire-i a’zam-ı Âlemde, her biri bir tek hakikat ve bir tek fiil olduklarından, bir tek Zatın vucub-u vucudunu ve vahdetini gosteriyorlar. Aynen oyle de, ism-i Kuddus’un bir mazharı ve bir cilvesi olan fiil-i tanzif ve tathir dahi, o Zat-ı Vacibu’l-Vucud’un hem guneş gibi mevcudiyetini, hem gunduz gibi vahdaniyetini gosteriyorlar.

(Devamı var)

Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir Hapishanesinin Bir Meyvesi), s. 598

LÛ*GAT*CE:

dest-i hikmet: Hikmet eli.

evamir-i tanzifiye: Temizlikle ilgili emirler.

fiil-i tanzif ve tathir: Temizleme fiili.

tahavvulÂt: Değişimler, donuşumler.
__________________