İyilikler icinde lezzet, fenalıklar icinde azap var

Yirmi İkinci Nukte

Bu parca cok kıymetlidir; t “İkinci Nukte”ye kadar herkese faydası var.

Eskişehir Hapishanesinde, sû-i ahlÂktan değil, belki sıkıntıdan gelen nÂhoş bazı haller munasebetiyle, ahlÂka dair bir nukte ile meşhur bir ayetin mestur kalmış bir nuktesine dairdir.

Birinci Nukte

CenÂb-ı Hak kemal-i kereminden ve merhametinden ve adaletinden, iyilik icinde muaccel bir mukÂfat ve fenalıklar icinde muaccel bir mucazat derc etmiştir. Hasenatın icinde, ahiretin sevabını andıracak manevî lezzetler, seyyiatın icinde, ahiretin azabını ihsas edecek manevî cezalar derc etmiş.

MeselÂ, mu’minler mabeyninde muhabbet, ehl-i iman icin guzel bir hasenedir. O hasene icinde, ahiretin maddî sevabını andıracak manevî bir lezzet, bir zevk, bir inşirah-ı kalp derc edilmiştir. Herkes kalbine muracaat etse bu zevki hisseder.

MeselÂ, mu’minler mabeyninde husûmet ve adavet bir seyyiedir. O seyyie icinde, kalp ve ruhu sıkıntılarla boğacak bir azab-ı vicdanîyi, Âlicenap ruhlara hissettirir. Ben kendim, belki yuz defadan fazla tecrube etmişim ki, bir mu’min kardeşe adavetim vaktinde, o adavetten oyle bir azap cekiyordum, şuphe bırakmıyordu ki, bu seyyieme muaccel bir cezadır; cektiriliyor.

Lem’alar, Yirmi Sekizinci Lem’a, s. 449

LÛ*GAT*CE:

adavet: Duşmanlık.

hasenat: İyilikler, guzellikler.

mabeyn: Ara, arası.

muaccel: Peşin, acele gelen.

mucazat: Ceza.

seyyiat: Gunahlar, fenalıklar.

sû-i ahlÂk: Kotu ahlÂk.
__________________