
Tarihte bugun dosyamızda bugun 2. Meşrutiyet'in i'lanı ve yururluğe girmesi konusu var.
Bugun Osmanlı Anayasasının ikinci kez i'lanı demek olan 2. Meşrutiyet'in ilan edilişinin yıl donumu.
Meşrutiyet donemi 1876 yılında Rusya'nın baskılarıyla 2. Abdulhamid Han tarafından ilan edilmesiyle başlamıştı. Osmanlı'nın ilk meşrûti rejim denemesi olan bu donem, 93 Harbi diye bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nın hemen akabinde Meclis-i Mebusanın kapatılmasıyla son bulmuştu. Otuz sene askıda kaldıktan sonra 23 Temmuz 1908 yılında tekrar ilan edilerek 2. Meşrutiyet adını almıştır.
Bazı tarihciler 1. ve 2. Meşrutiyet adlandırmalarını yanlış bularak, Meşrutiyet donemini iki fasıla olarak değerlendirir.
Bediuzzaman meşruiyet icin ne dedi?
"Sual: Bazı adam, 'Şeriata muhÂliftir.' diyor?"
"Cevap: Ruh-u meşrutiyet, şeriattandır; hayatı da ondandır. Fakat ilcÂ-i zarûretle teferruat olabilir, muvakkaten muhÂlif duşsun. Hem de, her ne hÂl ki, meşrutiyet zamanında vucuda gelir! Meşrutiyetten neş’et etmesi lÂzım gelmez. Hem de, hangi şey vardır ki, her cihetle şeriata muvÂfık olsun; hangi adam var ki, butun ahvÂli şeriata mutÂbık olsun? Oyle ise şahs-ı mÂnevî olan hukûmet dahi mÂsum olamaz; ancak EflÂtûn-i İlÂhînin medîne-i fÂzıla-i hayaliyesinde mÂsum olabilir. LÂkin, meşrutiyet ile sû-i istimÂlÂtın ekser yolları munsed olur; istibdatta ise acıktır."(1)
Cumhuriyetin ruhu ve ozu İslam’a uygundur. Hatta İslam'ın meşveret ve istişareye verdiği onem cumhuriyete can suyu gibi hayat verir. Fakat her donemin ve her coğrafyanın inanc ve kultur kimliği cumhuriyeti kendine gore yorumlar ve ona gore şekillendirir. Mesela İngiltere cumhuriyeti kendi kultur ve inancına gore yorumlar ona gore bir elbise giydirir. Biz İngiliz menşeli olan bu cumhuriyeti bu şekli ile alıp İslam ulkelerine giydiremeyiz.
Yani cumhuriyetin bir evrensel yuzu bir de yerel yuzu vardır. İslam cumhuriyetin evrensel yuzu ile barışıktır. Biz cumhuriyetin evrensel ruhuna İslam elbisesini giydirirsek o zaman cumhuriyet bizim ve bizden olur.
Hem İslam belli bir yonetim şeklini ongormuyor, bu noktayı insanların akıl ve birikimine havale ediyor. İnsanlığın ortak aklı ise mutlak hayrı yakalayamaz, yani her yonu ile hem insanlığa hem de şeriata tam mutabık bir şeyi ihdas etmek insanlık icin mumkun değildir. Bu ancak Eflatun'un hayalindeki "Fazilet şehri" ile olur ki bu da fanteziden oteye gecmez.
KAYNAK
__________________