3687 - Hz. Aişe (radıyallahu anhĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'la bir seferde beraber idik. BeydĂ‚ nam mevkiye veya ZĂ‚tu'l-Ceyş denen yere gelmiştik ki benim bir kolyem kop(up kaybol)du. Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) onu aramak icin kaldı, O'nunla birlikte herkes orada kaldı. Bir su başında da değillerdi. Ustelik beraberlerinde su da yoktu.

Halk Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh)'e uğrayıp:

"Aişe'nin yaptığını gordum mu! Hem Resulullah'ı, hem de herkesi burada oyaladı. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!" demişler. Resulullah başını dizlerimin uzerine koymuş uyurken Ebu Bekr (radıyallahu anh) cıkageldi.

"Sen Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı da halkı da, burada hapsettin. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!" diyerek, babam beni azarladı ve Allah'ın dilediğince başka şeyler de soyledi. (Ofkesini daha da yenemeyip) eliyle boğrume boğrume durterek (canımı yaktı). Resulullah'ın başı dizimin uzerinde olduğu icin kımıldamamaya calıştım.

Resulullah aleyhissalatu vesselam sabaha kadar, susuz olarak uyudu. Sabah olunca Allah TeĂ‚la Hazretleri, teyemmum ayeti'ni inzal buyurdu: "...Su bulamazsanız temiz toprağa teyemmum edin, yuzlerinizi ve ellerinizi onunla meshedin. Allah size sorluk yapmak murad etmez, bilakis sizi temizlemek, ve uzerinizdeki nimetini tamamlamak ister, ola ki şukredersiniz" (Maide 6).

Useyd İbnu Hudayr -ki (Akabe biatına katılan) nakiblerden biridir- dedi ki: "Ey Ebu Bekr ailesi! Bu, sizin ilk bereketiniz değildir."

(Hz. Aişe) sozune devam ederek) dedi ki: "Bindiğim deveyi durtup kaldırdım. (Kaybolan) kolye altında cıktı."

3688 - Ebu DĂ‚vud'un rivayetinde Hz. Aişe (radıyallahu anhĂ‚) der ki: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) Useyd İbnu Hudavr (radıyallahu anh)'la Hz. Enes'i, Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nin kaybettiği kolyeyi aramaya gonderdi. Bu esnada namaz vakti girdi. Abdestsiz namaz kıldılar. Gelip durumu Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a haber verdiler. Bunun uzerine teyemmum Ă‚yeti indirildi.''

Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: "Useyd, Hz. Aişe'ye: "Allah sana rahmetini bol kılsın, senin başına hoşlanmadığın her ne gelmiş ise onda Allah senin icin de muslumanlar icin de bir ferec (sıkıntıdan kurtulma) kılmıştır '' dedi.''

Buhari, Teyemmum 2, FedailûI-Ashab 5, 30, Tefsir, NisĂ‚ 10, MĂ‚ide 3, NikĂ‚h 65, 125, Libas 52, Hudud 39; Muslim, Hayz 108, (367); Muvatta, TahĂ‚ret 89, (1, 53, 54); Ebu DĂ‚vud, TahĂ‚ret 123, (317); NesĂ‚i, TahĂ‚ret 194, (1, 163, 164).

3689 - AmmĂ‚r İbnu Yasir radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, beraberinde Hz. Aişe'nin de bulunduğu bir seferde Ulat'ul-Ceyş nam mevkide geceleyin istirahat molası vermişti. Bu esnada Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nın Yemen boncuğundan mamul kolyesi koptu. Bunun aranması, askerleri yolundan alıkoydu ve sabah aydınlığı girdi. insanların yanında su yoktu. Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh) Aişe'ye kızdı ve hatta:

"Herkesi yolundan alıkoydun, yanlarında su da yok!" diye cıkıştı. Derken Allah Teala Hazretleri, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a, temiz toprakla temizlenme ruhsatını indirdi,

Bunun uzerine muslumanlar, Resulullah aleyhissalatu vesselam'la kalkıp ellerini kaldırdılar. Topraktan hicbir şey almadılar, yuzlerini ve omuzlarına kadar ellerini meshettiler. Ellerinin iclerinden de koltuk altlarına kadar meshettiler."

Ebu Davud şu ziyadede bulunmuştur: "Bir hadiste İbnu Şihab der ki: "Alimler bu hadise itibar etmediler." Ebu Davud der ki: "Hadisi, İbnu İshak da boyle rivayet etti ve rivayette İbnu Abbas radıyallahu anhuma'dan onun "iki vuruş zikrettiğini" kaydetti."

Nesai'nin bir rivayetinde, "Topraktan hicbir şey cırpmadılar" denmiştir.

3690 - Ebu DĂ‚vud'un bir diğer rivayetinde şoyle denmiştir: "Ashab, Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) 'la birlikte sabah namazı icin, toprakla meshlendiler. Bu maksadla avuclarını toprağa vurup toprakla yuzlerine bir defa meshettiler. Sonra tekrar donup avuclarını toprağa bir kere daha vurup, ellerinin tamamı ile ellerinin iclerinden koltuk altlarına, omuzlarına kadar meshettiler.''

Ebu DĂ‚vud'un bir diğer rivĂ‚yetinde, İbnu'l-Leys: "Dirseklerinin yukarısına kadar...'' demiştir.

Ebu DÂvud, TahÂret 123, (318, 319, 320); Nesai, TahÂret 196, 197, 198, (1, 166-168).

3691 - Şakik merhum anlatıyor: "Ben, Abdullah İbnu Mes'ud ile Ebu Musa (radıyallahu anhuma) arasında idim. Ebu Musa, İbnu Mes'ud'a:

"Ey Ebu Abdirrahman! Bir adam cunub olsa ve bir ay boyu su bulmasa ne yapar, namazı nasıl kılar, ne dersin?" diye sordu.

"Suyu bir ay bulamasa da teyemmum etmez!'' dedi. Ebu Musa:

"PekĂ‚la MĂ‚ide suresindeki şu ayete ne dersin: " . . Su bulamazsanız temiz bir toprakla teyemmum edin, yuzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin'' (Maide, 6).

Abdullah şu cevabı verdi:

"Bu ayette Ashaba ruhsat verilmiş olsaydı, cok gecmeden su soğuyunca da toprakla teyemmum etmeye yeltenirlerdi."

Ebu Musa da ona:

"Siz teyemmumu bu sebeple mi hoş bulmuyorsunuz?'' dedi. İbnu Mes'ud

"Evet!" deyince, Ebu Musa, Abdullah'a:

Sen AmmĂ‚r'ın Hz. Omer (radıyallahu anhumĂ‚) 'e ne dediğini duymadın mı?''

Dedi ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni bir vazifeyle yola cıkarmıştı: Sefer esnasında cunub oldum. Su da bulamadım. Bunun uzerine hayvanların bulanması gibi ben de toprağa bulandım. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m)'a gelip durumu kendisine arzettim. Bana:

"Sana şoyle yapman kĂ‚fi idi!" dedi (ve gosterdi), iki avucuyla yere bir vurdu, sonra avuclarını cırptı, sonra soluyla (sağ) avucunun sırtını veya sol avucunun sırtını (sağ) avucuyIa meshetti. Sonra da onunla yuzunu de meshetti.''

Buhari, Teyemmum 7, 4, 5, 8; Muslim, Hayz 110 (368); Ebu Davud, TahÂret 123 (321); Nesai, TahÂret 202, (1, 170).

3692 - Muslim'in rivayetinde (Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m) şoyle demiş olmaIı): "Ellerinle şoyle yapman sana yeterdi.'' Sonra (bizzat gostererek) ellerini bir kere yere vurdu. Sonra soluyla sağını, yani avucunun icini ve dışını meshetti.''

Abdullah da: "Gormedin mi, Omer (radıyallahu anh), AmmĂ‚r (radıyallahu anh)'ın sozune kanaat getiremedi'' dedi.''

Muslim, TahĂ‚ret 110, (3 68). 3693 - Bir diğer rivayette şoyle geldi: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m):

"Senin şoyle yapman sana yeterdi" buyurdular ve (gostermek icin) ellerini yere vurup cırptı, yuzunu ve avuclarını meshetti.'' Bu Sahiheyn'in ibĂ‚residir.

Buhari, Teyemmum 6; Muslim, Hayz 111, (368).

3694 - Abdurrahman İbnu EbzĂ‚ anlatıyor: "Bir adam Hz. Omer (radıyallahu anh)'e gelerek:

"Ben cunub oldum, su da bulamadım (ne yapayım)?'' diye sordu. Hz. Omer:

"Namaz kılma!'' diye cevap verdi. (Orada bulunan AmmĂ‚r radıyallahu anh soze girip):

"Ey mu'minlerin emiri! Hatırlamıyor musun? Ben ve sen bir seriyyede beraberdik. CenĂ‚bet olduk ve su bulamadık. O zaman sen namaz kılmamış, ben ise toprağa bulanarak kılmıştık. (Sonra bu durumu kendisine acınca), Aleyhissalatu vesselam bana:

"Ellerini yere vurup sonra ufleyip sonra onlarla yuzunu ve ellerini meshetmen sana kĂ‚fi idi '' buyurdular" dedi. Hz. Omer (radıyallahu anh):

"Ey AmmÂr Allah'tan kork!" dedi. AmmÂr:

"Dilersen bu hadisi kimseye soylemiyeyim!" deyince, Hz. Omer:

"(Vallahi asla! Bu meselede) seni altına girdiğin sorumlulukla başbaşa bırakıyorum" diye cevap verdi."

3695 - Ebu DĂ‚vud'da rivayet şoyledir: ".. Sana şoyle yapman yeterli idi" (dedi ve gostermek icin) ellerini yere vurdu, sonra anlara ufurup elleriyle yuzunu ve kollarının yarısına kadar ellerini meshetti.''

Yine Ebu DĂ‚vud'un bir başka rivĂ‚yetinde: ". . .sonra ellerini yere vurdu, sonra birbirine vurarak (yapışan toprak parcalarını) cırptı, sonra yuzunu ve kol kemiğinin ortasına kadar kollarını meshetti, dirseğe ulaşmadı (butun bu mesh ameliyesini yere) bir vuruşta (yaptı)."

Bir diğer rivĂ‚yette: ".. dirseğe kadar'' denmiştir.

3696 - Bu hadisten Tirmizi, şu kısmı tahric etmiştir: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) kendisine (AmmĂ‚r'a), yuze ve ellere teyemmum yapmasını emretti."

(Tirmizi) der ki: "AmmĂ‚r'ın şoyle soylediği rivĂ‚yet edildi: "Biz Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'la birlikte omuzlara ve koltuk altlarına kadar teyemmum ettik."

Buhari, Teyemmum 4, 5, 7, 8; Muslim, Hayz 112 (368); Ebu DÂvud, TahÂret 123, (318, 319, 322, 323, 324, 325, 326, 327, 328); NesÂi, TahÂret 196, 199, 200, (1, 165-170).

3697 - İmrĂ‚n İbnu Husayn (radıyallahu anhuma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m), bir kenara cekilmiş halkla birlikte namaz kılmayan bir adam gordu.

"Ey fulan! Halkla birlikte niye namaz kılmıyorsun?'' diye sordu. Adam:

"Ey Allah'ın Resulu, cenĂ‚bet oldum, su da yok'' deyince:

"Toprağı kullan, o sana yeterlidir" buyurdular."

Buhari, Teyemmum 6, 8, MenĂ‚kıb 25; Muslim, MesĂ‚cid 317, (682); Nesai, TahĂ‚ret 203, (1,171).

3698 - Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "On yıl boyu su bulamasa da, temiz toprak muslumanın abdest suyudur. Suyu bulunca, bedenini onunla meshlesin, zira bu daha hayırlıdır.''

Ebu DÂvud, TahÂret 125, (332, 333); Tirmizi, TahÂret 92, (124); NesÂi, TahÂret 204, (1, 171).

3699 - İbnu AbbĂ‚s (radıyallahu anhumĂ‚)'a teyemmumden sorulmuştu: Dedi ki:

"Allah TeĂ‚la Hazretleri, Kitab-ı Mubin'in de, abdesti zikrederken şoyle buyurmuştur:

"Yuzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın." Teyemmum hakkında da şoyle buyurdu:

"Yuzlerinizi ve ellerinizi meshedin.'' (Yine Ă‚yet-i kerime'de Cenab-ı Hak) şoyle buyurdular:

"Kadın veya erkek hırsızın elini kesin." Hırsızın elini kesmede sunnet (bilekten itibaren) avuc kısmı kesmektir (bilek- dirsek arası kesilmez), oyleyse, teyemmum yapılacak kısım yuz ve (bileğe kadar) ellerdir.''

Tirmizi, TahÂret 110, (145).

3700 - TĂ‚rık anlatıyor: "Bir adam cunub oldu ve namaz kılmadı. Sonra Resulullah'a gelerek, durumu O 'na arzetti. AleyhissalĂ‚tu vesselam:

"İsĂ‚betli davranmışsın! '' buyurdular. Bir diğer zĂ‚t da cunub olmuştu, teyemmum edip namazını kıldı. Sonra o da Resulullah'a gidip durumunu arzetti. Aleyhissalatu vesselam ona da aynı şeyi soyledi, yani "isabetli davranmışsın!"dedi."

NesÂi, TahÂret 205, (1, 172).

3701 - İbnu Abbas (radıyallahu anhumĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) zamanında bir adam yaralanmış, sonra da ihtilam olmuştu. Kendisine yıkanması emredildi. Adam yıkandı ve oldu. Onun haberi Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a ulaşmıştı. (Ofke ile) şunları soyledi:

"Onu oldurmuşler, Allah da onların canını alsın! Madem bilmiyorlardı, niye sormadılar? Bilgisizliğin şifası sualdir. Ona, teyemmum yeterliydi. Yarasına bir bez sarılmalı ve uzerinden meshedilmeli, sonra da bedeninin geri kalan kısmı yıkanmalıydı.''

Ebu Dvud, TahĂ‚ret 127, (337); İbnu Mace, TahĂ‚ret 93, (572).

3702 - Amr İbnu'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor: "ZĂ‚tu's-SelĂ‚sil Gazvesi 'nde, soğuk bir gecede, ihtilam oldum. Yıkandığım takdirde helak olacağımdan korktum. Boylece teyemmum yapıp, arkadaşlarıma sabah namazını kıldırdım.

Bu hadiseyi Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a anlattılar. Bana:

"Ey Amr! Sen cunub olduğun halde arkadaşlarına namaz mı kıldırdın?" diye sordu. Ben de yıkanmama mĂ‚ni olan durumu haber verdim ve dedim ki:

"Ben Allah'ın şoyle soylediğini işittim:

"Kendinizi oldurmeyin, Allah sizlere karşı rahimdir'' (Nisa 29).

Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) gulduler ve hicbir şey soylemediler."

Ebu Davud, TahÂret 126, (334, 335).

3703 - Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "İki kişi bir sefere cıktılar. Derken namaz vakti girdi. Beraberlerinde su olmadığı icin temiz toprakla teyemmum ettiler ve namazlarını kıldılar. Sonra vakti icinde su buldular. Bunlardan biri, abdesti de namazı da iade etti, diğeri iade etmedi.

Sonra Resulullah Aleyhissalatu vesselam'a gelince durumu anlattılar. Resulullah aleyhissalatu vesselam, iade etmeyene:

"Sunnete isabet ettin, namazın sana yeterlidir!" dedi. Abdesti ve namazı iade eden zata da:

"Sana iki kat ucret var!" ferman buyurdu."

Ebu Davud, Taharet 128, (338, 339); Nesai, Gusl 27, (1, 213).

3704 - İbnu Omer (radıyallahu anhuma)'in anlattığına gore, "Curuf nĂ‚m mevkideki tarlasından donuyordu. Mirbedu'n-Ne'am (denen deve ağılından) gecerken namaz vakti girdi. Hemen teyemmum edip namazını kıldı. Sonra Medine'ye donduğunde guneş henuz yuksekteydi (ve namazın vakti cıkmamıştı). Ama namazını iade etmedi."

3705 - Bir başka rivayette, (bu hĂ‚diseyi) NĂ‚fi rahimehullah şoyle anlatır: "Ben ve İbnu Omer (radıyallahu anhum), CurufnĂ‚m mevkiden beraber donuyorduk. Mirbed'e gelince Abdullah devesinden inip, temiz toprakla teyemmum yaptı, yuzune, dirseklerine kadar ellerine meshetti, sonra namaz kıldı.''

TEYEMMUM

6134 - el-Hakem ve Seleme İbnu Kuheyl'in anlattıklarına gore, "Abdullah İbnu Ebi Evfa radıyallahu anh'a teyemmumden sormuşlar, o da kendilerine şu cevabı vermiştir: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m Ammar'a şoyle yapmasını emretti: Ellerini yere vurdu, sonra ellerine yapışan toz toprağı cırptı ve yuzunu meshetti."

el-Hakem, rivayetinde "Kollarını da (meshetti)" dedi. Seleme İbnu Kuheyl, rivayetinde "Dirseklerini de" demiştir."

6135 - İbnu AbbĂ‚s radıyallahu anh'Ă‚'nın anlattığına gore "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m bir adam başından yaralanmıştı, bilahare ihtilam sebebiyle cunub oldu. Kendisine gusletmesi emredildi, o da yıkandı, hastalanıp oldu. Bu haber AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a ulaşınca:

"Onu oldurduler, sebep olanların Allah belalarını versin! Cehaletin ilacı sormak değil mi (niye sormadan fetva verdiler?)" buyurmuştur."

AtĂ‚ der ki: "Bize ulaştığına gore, Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m: "Keşke bedenini yıkayıp başının yaralı yerini bıraksaymış" buyurmuştur."