3224 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: "Temiz şeylerinden kim ne tasadduk ederse -ki Allah sadece temizi kabul eder- Rahman onu sağ eliyle alır -ki O'nun her iki eli de sağdır- bu sadaka bir tek hurma bile olsa, O, Rahman'ın avucunda dağdan daha iri oluncaya kadar buyur, tıpkı sizin bir tayı veya bir boduğu buyutmeniz gibi (O da sadakanızı buyutur)."

Buhari, Zekat 8; Muslim, Zekat 63, (1014); Muvatta, Sadakat 1, (2, 995); Tirmizi, Zekat 28, (661); Nesai, Zekat 48, (5, 57); İbnu Mace, 28, (1842).

3225 - Yine Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: "Bir adam boş bir arazide giderken bulut icinden gelen bir ses işitti: "Falancanın bahcesini sula!" diyordu. O bulut uzaklaşarak suyunu bir ketire (kayalığa) boşalttı. Derken oradaki sel yollarından biri bu suların tamamını akıtmaya başladı. Adam da suyun istikametini takiben yurudu. Bir muddet sonra, suyu bahcesine cevirmek uzere elinde bir kurek, calışan bir adam gordu. Ona:

"Ey Allah'ın kulu ismin ne?" diye sordu.

"Falan!" dedi. Bu isim, adamın buluttan işittiği isimdi. Bu sefer o sordu:

"Ey Allah'ın kulu, peki sen benim adımı niye sordun?"

"Ben sana şu suyu getiren buluttan bir ses işitmiştim, senin ismini soyleyerek "Falanın bahcesini sula!" diyordu. Sen bahcede ne yapıyorsun?"

"Madem ki sordun soyleyeyim. Ben bu bahceden cıkan mahsule nezaret ederim. Ondan cıkan mahsulun ucte birini tasadduk ederim. Ucte birini ben ve ailem yeriz, ucte birini de bahceye iade ederim" dedi."

Muslim, Zuhd 45, (2984).

3226 - Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:

"Bir dirhem, yuzbin dirhemi gecmiştir."

"Bu nasıl olur, ey Allah'ın Resulu?" diye sordular. Şu cevabı verdi.

"Bir adamın iki dirhemi vardı. Bunlardan daha iyisini tasadduk etti. Diğeri ise, malının yanına varıp, malından yuzbin dirhem cıkardı ve onu tasadduk etti."

Nesai, Zekat 49, (5, 59).

3227 - İbnu Abbas radıyallahu anhuma'nın anlattığına gore, kendisine bir dilenci gelmiş o da dilenciye sormuştur:

"Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhissalatu vesselam'ın O'nun elcisi olduğuna şehadet ediyor musun?" Adam, "Evet!" deyince tekrar sormuştur: "Oruc tutuyor musun?" Adam tekrar "Evet!" demiştir. Bunun uzerine İbnu Abbas:

"Sen istedin. İsteyenin bir hakkı vardır. Bizim de isteyene vermek, uzerimize vazifedir" der ve ona bir elbise verir. Sonra ilaveten der ki:

"Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm'ı işittim şoyle demişti: "Bir muslumana elbise giydiren her musluman mutlaka Allah'ın hıfzı altındadır, ta o giydirdiğinden bir parca onun uzerinde bulundukca."

Tirmizi, Kıyamet 42, (2485).

3228 - Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Bir bedevi gelerek: "Ey Allah'ın Resulu! Bana hicretten haber ver!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:

"Vah sana! O ağır bir iştir. Senin develerin var mı?" dedi. adam, "Evet!" deyince:

"Zekatlarını veriyor musun?" diye sordu. Adam yine "Evet!" deyince:

"oyleyse sen o uzaklarda kal ve calış, zira Allah senin amelinden hicbir şeyi eksiltmeyecektir" buyurdu."

Buhari, Zekat 36, Edeb 95; Muslim, İmaret 87, (1865); Ebu Davud, Cihad 1, (2477); Nesai, Bey'a 11, (7, 144).

3229 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:c "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: "Sadaka Rabbin ofkesini sondurur ve kotu olumu bertaraf eder."

Tirmizi, Zekat 28, (664).

NAFAKA

3230 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: "Kulların sabaha erdiği her gunde iki melek semadan iner ve bunlardan biri şoyle dua eder: "Ey İlahımız! İnfak edene halef (devam) ver." Diğeri de şoyle dua eder:

"Ey İlahımız! Cimriye de telef ver."

Buhari, Zekat 28; Muslim, Zekat 57, (1010).

Bir başka rivayette: "Allah TeÂla Hazretleri şoyle der: "Ey Ademoğlu! Sen infak et, ben de sana infak edeyim" şeklinde gelmiştir.

3231 - Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor. "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:

"Musluman olan bir kul, sahib olduğu her bir maldan Allah yolunda bir ciftini infak ederse, cennetin kapıcıları onu mutlaka karşılar ve her biri kendi beklediği kapıdan girmesi icin davet eder."

"Bu nasıl olur?" diye sorulmuştu, şoyle cevap verdi:

"Diyelim ki malı deve cinsindendir, iki deve; sığır cinsindendir, iki sığır (infak eder)."

Nesai, Cihad 45, (6, 48-49).

3232 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: "Bir dinar var Allah yolunda harcadın, bir dinar var kole azad etmede harcadın, bir dinar var fakirler icin tasadduk ettin, yine bir dinar var onu da ailen icin harcadın. İşte (hep hayırda harcanan) bu dinarların sana en cok sevap getirecek olanı ehlin icin harcadığındır."

Muslim, Zekat 39, (995).

3233 - Ebu Mes'ud el-Bedri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: "Musluman kişi, ailesinin nafakası icin harcar ve bundan sevap umarsa bu ona sadaka olur."

Buhari, Nafakat 1, İman 41; Muslim, Zekat 48, (1002); Nesai, Zekat 60, (5, 69); Tirmizi, Birr 42, (1966).

3234 - İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: "Kim ailesine Aşure gunu geniş (comert) davranırsa Allah da ona senenin geri kalan gunlerinde geniş davranır."

Sufyan servi der ki: "Biz bunu denedik ve oyle bulduk."

Rezin tahric etmiştir. (Cami'us-Sağir (Şerhi Feyzu'l-Kadir'de mevcuttur) 6, 235.

TASADDUK VE İNFAKA TEŞVİK

3235 - HÂrise İbnu Vehb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselÂm) buyurdular ki: "Sadaka verin. Kişinin eline parayı alıp sadaka olarak vermek uzere cıktığı ve fakat kendisine bağışta bulunulan kimsenin "Bunu dun getirmiş olsaydın kabul ederdim, ama şu anda ona ihtiyacım yok'' diye cevap vereceği ve boylece sadakasını kabul edecek bir kimseyi bulamadan sadakası elinde olduğu halde geri doneceği zaman yakındır."

Buhari, Fiten 24, ZekÂt 9; Muslim, ZekÂt 58, (1011); NesÂi, ZekÂt 64, (5, 77).

3236 - Ebu Musa (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselÂm) buyurdular ki: "Muhakkak ki insanlar uzerine oyle bir zaman gelecek ki, o vakit kişi altından sadaka ile (carşı pazar) dolaşır da bunu kendisinden sadaka olarak kabul edecek tek kişi bulamaz. O zaman, tek bir erkeğe kırk tane kadının tÂbi olduğunu ve kadınların cokluğu ve erkeklerin azlığı sebebiyle ona sığındıklarını gorursun.''

Buhari, ZekÂt 9; MusIim, Zekat 59, (1012).

3237 - Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselam) buyurdular ki: "Sadaka vermede acele edin. Cunku bel sadakanın onune gecemez.''

Rezin tahric etmiştir. (Cami'u's-Sagir şerh-i Feyzu'I-Kadir'de mevcuttur) 3, 195).

3238 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselÂm) buyurdular ki: "Allah arzı yarattığı zaman, arz sallanmaya (tıpkı bir hurma ağacı gibi sağa sola) yalpalar yapmaya başladı, bunun uzerine dağlarla onu sabitleştirdi ve boylece arz istikrarını buldu. Melekler dağların şiddetine hayrette kaldılar.

"Ey Rabbimiz, dediler, dağlardan daha şiddetli bir mahluk yarattın mı?"

"Evet, buyurdu. Demiri yarattım.''

"Demirden daha şiddetli bir şey yarattın mı?'' dediler. Hak TeÂla:

"Evet! dedi. Ateşi yarattım.''

"Ateşten daha ağır bir şey yarattın mı?" diye yine sordular. Hak Teala:

"Evet, dedi, suyu yarattım! ''

"Sudan daha şiddetli bir şey yarattın mı?'' dediler. Hak Teala tekrar cevap verdi:

"Evet, ruzgÂrı yarattım.''

"RuzgÂrdan daha şiddetli bir şey yarattın mı?'' diye yine sordular. Hak TeÂla:

"Evet insanoğlunu yarattım'' dedi ve devam etti: "Eğer o, sağ eliyle sadaka verir, sol eli gormeyecek kadar gizlerse (daha şiddetlidir).''

Tirmizi, Tefsir, Muavvizateyn 2, (3366).

3239 - İbnu Omer (radıyallahu anhuma) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselÂm) minberde, sadakadan ve dilenmeye tevessul etmemekten bahsettiği sırada:

"Ustteki el, alttaki elden hayırlıdır!'' buyurdu. "Ustteki'' infak eden "alttaki'' de dilenen demektir.''

Buhari, ZekÂt 18; MusIim, ZekÂt 94. (103 3 ); Muvatta, Sadaka 8, (2, 998) ; Ebu DÂvud, ZekÂt 28, (1648); NesÂi, ZekÂt 52, (5, 61).

3240 - Adiyy İbnu Hatim (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalÂtu vesselÂm): "Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun'' buyurdu.''

3241 - Bir rivayette de: "Sizden kim, bir yarım hurma ile de olsa ateşten korunabilirse, bunu yapsın'' buyurmuştur.''

Buhari, ZekÂt 10, 9, MenÂkıb 25, Edeb 34, RikÂk 49, 51, Tevhid 24, 36; Muslim, ZekÂt 66-67, (1016); NesÂi, 63, (5, 74-75).

3242 - Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir gun: "Ey Allah'ın Resulu! dendi, hangi sadaka daha ustundur?''

"Fakirin comertliğidir. Sen bakımıyla mukellef olduklarından başla."

Ebu DÂvud, ZekÂt 40, (1677).

3243 - Said İbnu'l Museyyeb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Sa'd İbnu UbÂde (radıyallahu anh), Resulullah (aleyhissalÂtu vesselÂm)'a gelerek sordu:

"Senin hoşuna giden sadaka hangisidir?''

"Su!'' cevabını verdi.''

Ebu DÂvud, ZekÂt 41, (1679-1680).

3244 - Zeyd İbni Eslem (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalÂtu vesselÂm) buyurdular ki: "Dilenci at uzerinde de gelse ona sadaka verin."

Muvatta, Sadaka 3, (2, 992 ).