Ustadın talebelerine gonderdiği gayet kıymettar, nurlu mektuplardır. Risale-i Nur’un parlak mucahedatını bu samimî mektuplar gayet parlak gosteriyorlar.

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1

Aziz, sıddık kardeşlerim; Gecen Leyle-i Kadrinizi ve gelen bayramınızı butun mevcudiyetimle tebrik ve sizleri CenÂb-ı ErhamurrÂhimînin birliğine ve rahmetine emanet ediyorum.

2 مَنْ اٰمَنَ بِالْقَدَرِ أَمِنَ مِنَ الكَدَرِ sırrıyla, sizi teselliye muhtac gormemekle beraber, derim ki:

3 وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَأِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ Âyetinin mÂnÂ-yı işÃ‚rîsiyle verdiği teselliyi tamamiyle gordum. Şoyle ki:

Dunyayı unutmak, Ramazan’ımızı Âsude gecirmek duşunurken, hatıra gelmeyen ve butun butun tahammulun fevkinde bu dehşetli hÂdise hem benim, hem Risale-i Nur’un, hem sizin, hem Ramazan’ımız, hem uhuvvetimiz icin ayn-ı inayet olduğunu ben muşahede ettim. Bana ait cihetinin ise cok faidelerinden yalnız iki ucunu beyan ederim.

Biri: Ramazan’da cok şiddetli bir heyecan, bir ciddiyet, bir iltica, bir niyazla muthiş hastalığa galebe ederek calıştırdı.

İkincisi: Herbirinize karşı bu sene de goruşmek ve yakınınızda bulunmak arzusu şiddetliydi. Yalnız birinizi gormek ve Isparta’ya gelmek icin bu cektiğim zahmeti kabul ederdim.

__________________