4917 - Ebu Şuryeh radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m buyurdular ki:

"Kim haksız yere, Ă‚mden (bile bile) oldurulurse velisi şu uc şeyden birini tercihte muhayyerdir:

- Ya kısas ister.

- Ya affeder.

- Yahut diyet alır.

Eğer dorduncu bir şey istemeye kalkarsa alinden tutun (mĂ‚ni olun)!"

Sonra Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m, şu Ă‚yeti tilavet buyurdu. (MeĂ‚len): "Kim bundan sonra tecĂ‚vuz ederse ona elîm bir azab vardır" (Bakara 179)

Ebu DÂvud, Diyat 3, (4496), 4, (4504); Tirmizi, DiyÂt 13, (1406).

4918 - İbnu Omer radıyallahu anhumĂ‚ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m buyurdular ki:

"Kim mu'min bir kimseyi (Ă‚mden) oldururse, katil bu sebeple kısas olunur. Kim bu kısasa mĂ‚ni olursa Allah'ın lĂ‚net ve gadabı onun uzerine olsun. Allah onun ne farz ve ne nĂ‚file hicbir hayrını kabul etmez."

Rezin tahric etmiştir. Bu manada rivayet Sunenler'in bir kısmında gelmiştir: Ebu DĂ‚vud, DiyĂ‚t 17, (4539, 4540, 4541); NesĂ‚i, KasĂ‚me 29, (8, 40).

HATA VE ÂMDEN (BİLE BİLE) HATA

4919 - İbnu AbbĂ‚s radıyallahu anhuma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m buyurdular ki:

"Kim, aralarında taş atışması veya kamcı veya sopa darbı gibi durumlarda mubhem şekilde oldurulurse (bunun hukmu) hataen oldurme hukmune tĂ‚bidir, diyeti de hata diyetidir. Kim bu diyetin yerine getirilmesine mĂ‚ni olursa Allah'ın lĂ‚net ve gadabı uzerine olsun. Onun hicbir farz ve nafile hayrı kabul edilmeyecektir."

Ebu DÂvud, DiyÂt 17, (4539, 4540), 28, (4591); NesÂi, KasÂme 29, (8, 40).

4920 - VĂ‚il İbnu Hucr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a bir adam geldi, bir başkasını kayışla bağlamış getiriyordu.

"Ey Allah'ın Resûlu! Bu, kardeşimi oldurdu!" dedi. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m:

"Doğru mu, kardeşini mi oldurdun?" diye sordu. Getiren adam:

"Şayet itiraz etmezsi, aleyhine beyyine getirebilirim!" dedi. Oburu:

"Evet kardeşini oldurdum!" diye itiraf etti. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m:

"Nasıl oldurdun?" diye sordu. Adam acıkladı:

"O ve ben bir ağactan yaprak cırpıyorduk, bana kufredip beni kızdırdı, ben de baltayla başına vurup oldurdum."

Muslim, Kasame 32, (1680); Ebu DÂvud, DiyÂt 3, (4499, 4500, 4501); Nesai, Kasame 5, (8, 13-18).

Ebu DĂ‚vud şu ziyadede bulundu: "Ben onu oldurmeyi duşunmemiştim."

Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m: "Kendinden odeyeceğin bir şeyin var mı?" diye sordu. Adam:

"Beniş şu elbise ve baltamdan başka bir şeyim yodk!" dedi. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m:

"Ne dersin, kavmin seni satın alır mı (fidyeni oder mi)?" buyurdu.

Adam:

"Ben kavmim nazarında o kadar kıymetli değilim ki!" dedi. Bunun uzerine AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m kayıştan ipi getiren adama attı ve "Al adamını!" buyurdu. Adam onu alıp oradan ayrıldı. Onlar donunce AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m:

"Eğer onu oldururse, o da onun mislidir" buyurdular. Adam geri gelip:

"Ey Allah'ın Resûlu! "Eğer onu oldururse o da onun mislidir" dediğiniz bana ulaştı. Oysa ben onu sizin emriniz uzerine aldım" dedi. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m:

"Sen onun hem kendi gunahı ve hem de (oldurduğu) arkadaşının gunahıyla donmesini istemiyor musun?" buyurdu. Adam:

"Evet ey Allah'ın Resûlu!" deyince AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m:

"Bu iş boyledir!" buyurdu. Bunun uzerine adam kayışı atıp, adamı serbest bıraktı."

Muslim, KasÂme 32, (1680); Ebu DÂvud, DiyÂt 3, (4999, 4500, 4501); Nesai, Kasame 5, (8, 13-18).

4921 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m zamanında bir adam bir adamı oldurmuştu. Hadise AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a geldi. (Meseleyi tahkikten sonra) katili, maktulun velisine teslim etti. Katil:

"Ey Allah'ın Resûlu! Ben onu oldurmeyi kasdetmemiştim (kazĂ‚en oldurdum)!" dedi. Aleyhissalatu vesselam veliye:

"Eğen bu sozunde sĂ‚dık ise ve doğruyu soyluyorsa, bu durumda onu oldurduğun takdirde ateşe gidersin!" buyurdu. Bunun uzerine veli, adamı salıverdi. Adam bir kayışla bağlı idi, kayışını suruyerek uzaklaştı. Bundan sonra kendisine zu'n-nis'a (kayışlı) adı takıldı."

Tirmizi, Diyat 13, (1407); Ebu Davud, Diyat 3, (4493); Nesai, Kasame 5, (8, 13).

BABA VE EVLÂD ARASINDA KISAS

4922 - Suraka İbnu MĂ‚lik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'ın , oğlu sebebiyle babaya kısas uyguladığına, fakat oğluna, babası sebebiyle kısas uygulamadığına şĂ‚hid oldum."

Tirmizi, DiyÂt 9, (1399).

4923 - Ebu Rimse anlatıyor: "Babamla birlikte Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a gittik. Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m babama:

"Bu, oğlun mu?" diye sordu. Babam:

"Ka'be'nin Rabbine yemin olsun oğlum!" dedi. Resûlullah tekrar:

"Hakikaten mi?" buyurdular. Babam: "Şehadet ederim oğlumdur!" deyince. Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m, babamın yemini ve benim babama benzerliğimin fazlalığı sebebiyle tebessum buyurdular ve sonra:

"Bilesin! O senin cinayetinle sorumlu tutulamaz. Sen de onun cinayetinden sorumlu olmazsın" buyurdular ve şu ayeti tilavet ettiler. (Mealen): "Hicbir gunahkĂ‚r, başkasının gunahını yuklenmez" (En'am 164).

Ebu Davud, Diyat 2, (4495); Nesai, Kasame 39, (8, 53).

CEMAATE BİR KİŞİ SEBEBİYLE, HUR'E DE KOLE SEBEBİYLE KISAS

4924 - İBnu Omer radıyallahu anhuma anlatıyor: "Bir oğlan, hile (suikast) suretiyle oldurulmuştu. Hz. Omer radıyallahu anh:

"Bunun oldurulmesine San'a ahalisi iştirak etmiş olsaydı, bu tek kişi yuzunden butun San'a ahalisini oldururdum!" dedi."

4925 - Bir başka rivayet: "dort kişi bir cocuğu oldurmuştu. Hz. Omer dedi ki.." diye başlar, yukarıdaki gibi devam eder.

Buhari, Diyat 21; Muvatta, Ukûl 13, (2, 871).

4926 - İmam MĂ‚lik anlatıyor: "Hz. Omer radıyallahu anh, tek bir kişi icin beş veya yedi kişiyi oldurttu. Bunlar hile ile birini oldurmuşlerdi. Hz. Omer talimatında şunu da ilave etmişti: "Bu tek kişinin oldurulmesine butun San'a halkı katılmış olsaydı, hepsinin oldurulmesine hukmederdim."

Muvatta, Ukûl 13, (2, 871).

4927 - Semure radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m buyurdular ki:

"Kim kolesini oldururse, biz de onu oldururuz. Kim de kolesinin (burnunu, kulağını keserek) sakatlarsa, biz de onun (burnunu, kulağını keserek) sakatlarız."

Ebu DÂvud, Diyat 7, (4515, 4516, 4517, 4518); Tirmizi, Diyat 18, (1414); Nesai, Kasame 9, (8, 21).

Nesai'nin rivayetinde şu ziyade var: "Kim kolesini iğdiş ederse, biz de onu iğdiş ederiz."

KÂFİR SEBEBİYLE MUSLUMANA KISAS

4928 - Ebu Cuhayfe radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ali radıyallahu anh'a: "Ey muminlerin emiri! Yanınızda, Kur'Ă‚n'da bulunmayan yazılı bir şey var mı?" diye sormuştum. Şoyle cevap verdi:

"Hayır! Daneyi yar(ıp ondan filizi cıkar)an ve insanı yaratan ZĂ‚ta kasem olsun! Bildiğim şeyler, Allah'ın, Kur'Ă‚n'da olanı anlamak uzere kişiye verdiği anlayış ve bir de şu sahifede bulunanlardır.

"Pekiyi bu sahifede ne var?" dedim.

"Diyet(le ilgili ahkĂ‚m), esirlerin hurriyete kavuşturulması (ile ilgili tavsiye ve teşvik), kĂ‚fir mukabilinde muslumanın oldurulmeyeceği!" cevabını verdi."

BuhĂ‚ri, DiyĂ‚t 31, İlm 39, CihĂ‚d 171; Tirmizi, DiyĂ‚t 16, (1412); NesĂ‚i, KasĂ‚me 12, (8, 23).

4929 - Kays İbnu UbĂ‚d radıyallahu anh anlatıyor: "Ben ve el-Eşter en-NehĂ‚'i, Hz. Ali radıyallahu anhum'un yanına gittik. Kendisine:

"Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m, butun insanlara şĂ‚mil olmayan hususi bir tĂ‚limde bulundu mu?" dedik. Bize:

"Hayır! Ama şu sahifede bulunanlar var!" dedi ve kılıncının kabzasından bir sahife cıkardı. İcerisinde şunlar vardı: "mu'minlerin kanı eşittir. Onlar kendilerinden başkalarına karşı tek bir el gibidirler. Onlar iclerinden en Ă‚dilerinin verdiği emana uyarlar. Haberiniz olsun: Mu'min, kĂ‚fir mukabilinde oldurulmez; ahd (anlaşma) sahibi de anlaşma muddeti esnasında (kufru sebebiyle) oldurulmez. Kim bir cinayet işlerse sorumluluğu kendine aittir (başkasını ilzĂ‚m etmez). Kim bir cinayet işler veya cĂ‚niyi himaye ederse, Allah'ın, meleklerin ve butun insanların laneti uzerine olsun!"

Ebu DĂ‚vud, Diyat 11, (4530); Nesai, Kasame 8, (8, 19). DELİ VE SARHOŞLARA KISAS

4930 - Yahya İbnu Saîd anlatıyor: "MervĂ‚n, Hz. MuĂ‚viye İbnu Ebi Sufyan radıyallahu anhuma'ya: "Kendisine, bir adamı oldurmuş olan bir deliyi getirdiklerini yazarak hukmunu sormuştu, şu cevabı aldı:

"Onu hapset, kısas yapma, cunku deliye kısas yoktur."

Muvatta, Ukûl 3, (2, 851).

4931 - İmĂ‚m MĂ‚lik'e ulaştığına gore, MervĂ‚n, Hz. MuĂ‚viye radıyallahu anh'a yazarak: "Kendisine adam olduren bir sarhoş getirildiğini bildirir ve hukmunu sorar. Hz. MuĂ‚viye: "Onu oldur (kısas uygula)!" cevabını verir."

Muvatta, Ukûl 15, (2, 872).

4932 - Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Bir yahudi kadın Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a şetimde bulunuyor, hakaretler ediyordu. Bir adam onu boğarak oldurdu. Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m kadının kanını bĂ‚tıl kıldı."

Ebu Davud, Hudûd 2, (4362).

4933 - İbnu AbbĂ‚s radıyallahu anhuma anlatıyor: "Âma yani gozleri kor bir zat, ummu veled olan cariyesini, Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a şetmettiği icin oldurdu. Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m cariyenin kanını heder eddetti."

Ebu Davud, Hudûd 2, (4361); Nesai Tahrim 16, (7, 107, 108).

AKRABALARIN CİNAYETİ

4934 - Sa'lebe İbnu Zehdem el-Yerbû'î radıyallahu anh anlatıyor: "EnsĂ‚rdan bir grup insan gelip:

"Ey Allah'ın Resûlu! Şunlar Benî sa'lebe İbnu Yerbû'dur. Cahiliye devrinde falan kimseyi oldurduler!" dedi. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m sesini yukselterek:

"Bir kimse diğerinin cinayetinden sorumlu olmaz" buyurdular."

Nesai, Kasame 39, (8, 53).

4935 - TĂ‚rık el-MuhĂ‚ribi anlatıyor: "Bir adam (gelerek):

"Ey Allah'ın Resûlu! Şunlar, CĂ‚hiliye devrinde falancayı olduren Benî Sa'lebe kabilesidir. Onlardan intikamımızı alıver!" dedi. Bu soz uzerine AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m, ellerini oylesine kaldırdı ki, koltuk altlarının beyazlığını gordum. Şoyle diyordu: "Anne, cocuğu adına cinayet işlemez (cinayeti kendi adınadır).!" Resûlullah bu sozu iki kere tekrar ettiler."

Nesai, KasÂme 39, (8, 55).

DELİL OLMADAN ZANİYİ OLDUREN

4936 - Sa'id İbnu'l-Museyyeb merhum anlatıyor: "Şam ehlinden bir kimse, hanımının yanında bir erkek yakalamıştı. Erkeği de kadını da oldurdu. MuĂ‚viye radıyallahu anh, katil hakkında hukum vermekte zorluk icinde kaldı. Meseleyi Ali İbnu Ebi Talib'e sorması icin Ebu Musa radıyallahu anhuma'ya yazdı.

Hz. Ali radıyallahu anh: "Bu benim diyarımda (Irak'ta) vaki olmayan bir hĂ‚disedir, hukmunu bana sizin soylemenizi istiyorum!" dedi. Ebu Musa radıyallahu anh da:

"Bu hususta sana sormam icin bana MuĂ‚viye radıyallahu anh yazmıştı" dedi. Hz. Ali radıyallahu anh:

"Ben Ebu'l-Hasan'ım! Eğer katil dort şahid getiremezse ipiyle (maktul tarafa) verilir (kısas yapılır)!" buyurdu."

Muvatta, Akdiye 18, (2, 737).

AĞIR BİR CİSİMLE OLDURMENİN HUKMU

4937 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Bir yahudi, gumuş takıları icin bir cariyeyi taşla oldurmuştu. CĂ‚riye Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a getirildi. Henuz canını teslim etmemişti. Kadıncağıza (birkısım isimler sayılarak): "Seni falanca mı oldurdu?" diye soruldu. Başıyla: "Hayır!" diye işaret etti. "Seni falan mı oldurdu?" diye bir başka isim zikredildi. Kadıncağız yine: "Hayır!" manasında başıyla işaret etti. Ucuncu kere sordu. Bu sefer: "Evet!" dedi ve başıyla işaret etti.

Bunun uzerine AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m adamı (yakalattı, adam sucunu itiraf etti) o da iki taşla oldurdu, başını iki taş arasında ezdi."

Buhari, Diyat 7, 4, 5, 12, 13, Husûmat 1, VesĂ‚ya 5; Muslim, Kasame 15, (1672); Ebu Davud, Diyaut 10, (4527, 4528, 4529), 14, (4538); Tirmizi, Diyat 6, (1394); Nesai Kasame 11, (8, 22).

İLAC VE ZEHİRLE OLDURME

4938 - Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi radıyallahu anhuma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m buyurdular ki:

"Kim sahte doktorluk yapar ve kendisinden tedavi olunmazsa bu kimse (sebep olacağı neticeyi) tazmin eder."

Ebu DĂ‚vud, Diyat 25, (4586); Nesai, Kasame 38, (8, 52-53); İbnu Mace, Tıbb 16, (3466).

4939 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Yahudilerden bir kadın Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a zehir katılmış bir koyun hediye etti. Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m, (bidayette) kadına dokunmadı."

Ebu DÂvud, DiyÂt 6, (4509).

DİŞ

4940 - İmrĂ‚n İbnu Husayn radıyallahu anhuma anlatıyor: "bir adam bir adamın elini ısırmıştı. Eli ısırılan, oburunun ağzından elini (hızla) cekti. Bu yuzden ısıranın iki dişi dokuldu. Bunun uzerine ihtilaf edip Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m nezdinde dava actılar.

"Biriniz diğerinin elini erkek deve gibi ısırmaya mı kalktı? Bunun icin sana diyet yok!" buyurdular."

Buhari, Diyat 18; Muslim, kasame 19, (1673); Tirmizi, Diyat 20, (1416); Nesai, Kasame 17, (8, 28, 29).

Muslim'in bir diğer rivayetinde şu ziyade gelmiştir: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m: "Bana ne emrediyorsun? Elini ağzına koymasını soyleyeyim de onu boğa gibi dişleyesin oyle mi? Ver elini de ısırsın, sonra cık!" buyurdular."

4941 - Hz. Enes İbnu MĂ‚lik radıyallahu anh anlatıyor: "Halası Rubeyyi', bir genc kızın on dişini kırmıştı. Ondan affetmesini talep ettiler, kabul etmediler; diyet teklif ettiler, bunu da kabul etmediler. Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a gittilerse de, kız tarafı kısas talebinde direndiler. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m bunun uzerine kısas emretti.

Enes İbnu'n-Nadr: "Rubeyyi'nin dişi kırılır mı? Hayır! Seni hak ile gonderen Zat-ı Zulcelal'e yemin olsun, onun dişi kırılmaz!" dedi. Bunun uzerine AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m:

"Allah'ın oyle kulları var ki, (bir iş icin) Allah'a yemin etse, Allah onu boş cevirmeyip dilediğini yerine getirerek yemininde hĂ‚nis kılmaz" buyurdular."

Buhari, Diyat 19, Sulh 8, Tefsir, Bakara 23, Tefsir, Maide 6; Muslim, Kasame 24, (1675); Ebu Davud, Diyat 39, (4595); Nesai, Kasame 16, (8, 27).

KULAK

4942 - İmran İbnu Husayn radıyallahu anhuma anlatıyor: "Fakirlere ait bir oğlan cocuğu, zenginlere ait bir oğlan cocuğunun kulağını kopardı. Oğlanın ailesi Aleyhissalatu vesselĂ‚m'a gelip: "Ey Allah'ın Resûlu! Bizler fakirleriz!" dediler. Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m cĂ‚ni tarafa bir ceza takdir etmedi."

Ebu Davud, Diyat 27, (4590); Nesai, Kasame 14, (8, 26).

TOKAT

4943 - İbnu AbbĂ‚s radıyallahu anhuma demiştir ki: "Bir adam, Cahiliye devrinde yaşamış bir atamıza sovmuştu. (Babam) Abbas radıyallahu anh ona bir tokat aşketti. Bunun uzerine adamın yakınları gelerek:

"O nasıl tokat aşkettiyse mutlaka biz de ona tokat vuracağız!" dediler ve silahlarını kuşandılar. Bu durum AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a ulaştı. Hemen gelip minbere cıktı ve: "Ey insanlar! Yeryuzu ahalisinden kimin Allah katında en mukerrem olduğunu biliyorsunuz?" buyurdular. Hepsi birlikte:

"Siz ey Allah'ın Resûlu!" cevabını verdiler AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m:

"Bilesiniz! AbbĂ‚s bendendir, ben de ondanım! Olulerimize sovmeyin, aksi halde dirilerimizi uzersiniz!" buyurdular. bunun uzerine halk gelip:

"Ey Allah'ın Resulu! senin gadabından Allah'a sığınırız, bizim icin mağfiret dileyiverin!" dediler."

Nesai, Kasame 21, (8, 33).

KISASIN YERİNE GETİRİLMESİ

4944 - İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m buyurdular ki:

"Oldurme tarzında insanların en olculusu, iman sahipleridir."

Ebu Davud, Cihad 120, (2666); İbnu MĂ‚ce, Diyat 30, (2681, 2682).

4945 - Abdullah İbnu Zeyd el-Ensari radıyallahu anh anlatıyor:

"Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m musle (denen goz cıkarmak, burun, dudak, kulak kesmek, karın deşmek gibi tecĂ‚vuzler)'den, yağmacılıktan men etti."

Buhari, Mezalim 30, Zebaih 25.

4946 - İbnu Firas, Hz. Omer radıyallahu anh'tan nakladiyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'ı gordum, (başkasının lehine olarak) kendi nefsine kısas uyguluyordu."

Nesai, Kasame 23, (8, 34).

AFFETME HAKKINDA

4947 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'ı, kendisine her ne zaman kısas bulunan bir dava getirildiğinde, mutlaka her seferinde affetmeyi emrediyor gordum."

Ebu Davud, Diyat 3, (4497); Nesai, Kasame 27, (8, 37, 38).

4948 - Hz. Bureyde radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a bir adam getirip:

"Bu adam kardeşimi oldurdu!" diye şikayette bulundu. Resûlullah da:

"Git sen de onu oldur, tıpkı kardeşini oldurduğu gibi!" buyurdular. Adamcağız şikayetciye:

"Allah'tan kork, beni affet! Cunku af senin icin buyuk bir ucrete sebeptir.. Senin icin de, kardeşin icin de Kıyamet gunu daha hayırlıdır!" dedi. Adam da onu salıverdi. Durum Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a haber verildi. Resûlullah (onu cağırtıp) sordu. Adam (cĂ‚ninin) kendisine soylediklerini haber verdi."

(Ravi devamla) der ki: "(Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m): "Onu azat et! Aslında onu azad etmen, onun icin, Kıyamet gunu onun sana yapacağından daha hayırlıydı. O gun: "Ey Rabbim! diyecek, şuna sor bakalım, beni niye oldurmuştu?"

Nesai, Kasame 6, (8, 18).

4949 - Hz. Aişe radıyallahu anhĂ‚ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m buyurdular ki:

"Maktulun kısas talep eden velilerine, (katillerden) birini affederek kısastan kacınmaları gerekir. Kadın dahi olsa, en yakın olan başlasın."

Ebu Davud, Diyat 16, (4538); Nesai, Kasame 29, (8, 39).

HAMİLE KADINA KISAS

6789 - Muaz İbnu Cebel, Ebu Ubeyde İbnu'l-CerrĂ‚h, UbĂ‚de İbnu's-SĂ‚mit ve ŞeddĂ‚d İbnu Evs radıyallahu anhum ecmain'den rivayet edildiğine gore Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m şoyle buyurmuştur: "Kadın, taammuden bir kimseyi oldurduğu vakit, hamile olduğu taktirde hemen oldurulmez, cocuğunu doğurup bir bakıcıya vermesi beklenir. Keza zina yapacak olsa karnındakini doğurup bir kadına verinceye kadar recmedilmez."