4472 - Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Musluman, yahudi ve hıristiyanların meseli şuna benzer: Bir adam var, bir grub kimseyi ucretli olarak tutmuş; kendisi icin belli bir ucret mukabilinde, geceye kadar calıştırıyor. Bunlar gunduzun yarısına kadar calışıp:
"Bize şart koştuğun ucrete ihtiyacımız yok. (Biz gideceğiz.) Şu ana kadar yaptığımız iş icin de para istemiyoruz" derler. Adam onlara:
"Boyle yapmayın, işin geri kalan kısmını da tamamlayın ve ucretinizi tam olarak alın!" diye rica eder. Ancak onlar buna yanaşmazlar ve terkedip giderler.
Adam onlardan sonra işi icin başkalarını ucretle tutar. Onlara:
"Şu gununuzu tamamlayın, oncekilere vaadettiğim ucreti size tam olarak vereyim!" der. Bunlar ikindi vaktine kadar calışırlar. O zaman:
"İşin senin olsun, yaptığımız calışmanın ucretini de istemiyoruz. (Calışmayı terkediyoruz)!" derler. Adam onlara da:
"İşinizin geri kısmını tamamlayın, şurada az bir zamanınız kaldı" diye rica eder, ancak onlar dinlemeyip giderler. Adam geri kalan zamanda calışmaları icin yeni işciler tutar. Bunlar da geri kalan zamanda calışmaları icin yeni işciler tutar. Bunlar da geri kalan zamanda guneş batıncaya kadar calışırlar ve onceki iki grubun ucretini de alırlar. İşte bu, onların ve bu nurdan kabul ettikleri miktarın meselidir."
Buhari, İcare 11, MevÂkitu's-Salat 17.
4473 - İbnu Omer radıyallahu anhuma anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Sizden once gecen ummetlere nazaran sizin bekÂnız, ikindi vakti ile guneşin batması arasındaki muddet gibidir. Tevrat ehline Tevrat verildi, onlar gun ortasına kadar onunla amel ettiler. Daha fazla devam etmekten aciz kaldılar. Onlara kîrat kîrat ucretleri verildi. Sonra Ehl-i İncil'e İncil verildi. Onlar da ikindi namazına kadar calıştılar. O zaman onlar da Âciz kaldılar, kîrat kîrat onlara da ucretleri verildi. Bize ucretimiz ikişer kîrat, ikişer kîrat verildi. İki kitap mensupları:
"Ey Rabbimiz, sen bunlara ikişer kirat, ikişer kirat olarak verdin. Halbuki bize birer kirat, birer kirat vermiştin. Halbuki biz, amel yonuyle onlardan ileriyiz!" dediler. Allah TeÂla Hazretleri:
"Ben ucretlerinizde bir haksızlık yaptım mı?" buyurdu. Onlar "Hayır!" dediler.
"Oyleyse, bu benim lutfumdur, onu ben dilediğime veririm" buyurdu."
Buhari, İcare 8, 9, Mevakitu's-Salat 17, Enbiya 50, Fezailu'l-Kur'Ân 17, Tevhid 31, 47; Tirmizi, Emsal 7, (2875).
4474 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselam'ın yanında bir cenaze gecti. Oradakiler, cenaze hakkında hayırlı senada bulundular. Aleyhissalatu vesselam:
"Vacib oldu! (Vacib oldu! Vacib oldu!)" buyurdular. Sonra bir cenaze daha gecti. Bunu kotu sozlerle yÂdettiler. Resûlullah yine: "Vacib oldu!" buyurdular. Hz. Omer radıyallahu anh:
"Ey Allah'ın Resûlu! Vacib olan nedir?" diye sordu.
"Oncekini hayırla yÂdettiniz ona cennet vacib oldu. İkincisini kotulukle yadettiniz ona da cehennem vacib oldu. Sizler Allah'ın yeryuzundeki şahidlerisiniz!" buyurdu."
Buhari, Cenaiz 86, Şehadet 6; Muslim, CenÂiz 60, (949); Tirmizi, Cenaiz 63, (1058); Nesai, Cenaiz 50, (4, 49, 50); Ebu DÂvud, Cenaiz 80, (3233).
4475 - Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Allah TeÂla hazretleri, bizden oncekileri cum'ayı bulma işinde şaşırttı. Bu sebeple cumartesi yahudilerin, pazar gunu de hıristiyanların oldu. Allah TeÂla hazretleri bizi yarattı ve bizlere cuma gununu bulma hususunda hidayet nasib etti: Cumayı da, cumartesiyi de, pazarı da (ibadet gunleri) kıldı. Onlar Kıyamet gunu de bize tÂbidirler. Biz, dunya ehli arasında sonuncusuyuz, fakat Kıyamet gunu birinciler olacağız ve butun mahlûkattan once hesapları gorulup bitirilecekler olacağız."
Muslim, Cum'a 22, (856).
4476 - Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Kıyamet gunu Aziz ve Celil olan Allah: "Ey Adem!" diye seslenir. Adem:
"Ey Rabbim buyur, emrindeyim, butun hayırlar senin elindedir!" der. Şoyle bir nidada bulunulur:
"Allah sana, cehennem hey'etini cıkarmanı emrediyor!" Adem sorar:
"Ey Rabbim, cehennem hey'eti ne kadardır?"
"Her binden dokuzyuzdoksandokuzu!"
İşte "hamilelerin cocuğunu duşurduğu, cocukların ihtiyarladığı, insanların sarhoş olmadıkları halde, azabın şiddetinden sarhoşa doneceklerini goreceğin zaman bu zamandır." Bu haber Ashab'a cok ağır geldi. Oyle ki yuzlerinin rengi değişti.
"Ey Allah'ın Resûlu! dediler, bu binde bir icine hangimiz gireceğiz?"
"Ye'cuc ve Me'cuc'dan binde dokuzyuzdoksandokuz, sizden ise bir olacak. Şunu da bilin: Siz insanlar arasında, beyaz bir okuzde siyah bir kıl veya siyah bir okuzde beyaz bir kıl durumundasınız."
Buhari, Tefsir, Hac, 1, Enbiya 7, Rikak 46, Tevhid 32; Muslim, İman 379, (222).
4477 - Ebu UmÂme radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Rabbim bana, ummetimden yetmişbin kişiyi hesab ve ceza olmaksızın cennete koymayı vaadetti. Her bin ile birlikte yetmişbin ve Rabbimin avucuyla uc avuc daha."
Tirmizi, Sıfatu'l-KıyÂme 13, (2439); İbnu MÂce, Zuhd 34, (4286).
4478 - İbnu Omer radıyallahu anhuma anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Ummetimin cennete gireceği kapının genişliği, iyi bir atlının uc (gun veya yıl) yurume mesafesidir. Onlar (cennet ehli) kapıdan girerken sıkışırlar da omuzları ezilecek hÂle gelir."
Tirmizi, Cennet 14, (2551). 4479 - Tirmizi'nin bir diğer rivayetinde Bureyde radıyallahu anh ("Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm'ın şu sozunu) nakleder: "Cennet ehli yuzyirmi saftır. Bunlardan seksen safı bu ummetten, kırk safı da diğer ummetlerdendir."
Tirmizi, Cennet 13, (2549).
4480 - Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Musluman bir kimse oldu mu, Allah ona bedel bir yahudi veya hıristiyanı cehenneme koyar."
Muslim, Tevbe 50, (2767).
4481 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm:
"İmtina edenler haric, butun ummetim cennete girecektir!" buyurmuşlardı.
"İmtina edenler de kim?" dediler.
"Kim bana itaat ederse cennete girer, kim Âsi olur (itaat etmezse) o imtina etmiş demektir!" buyurdular."
Buhari, İ'tisam 2.
4482 - Ebu MÂlik el-Eş'ari radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Allah sizi uc hasletten himaye etti: "Hepinizi helak edecek olan peygamberinizin bedduasından, batıl ehlinin hak ehline (nurunu sondurecek kesin) bir galebesinden, dalalet uzerine birleşmenizden."
Ebu DÂvud, Fiten 1, (4253),
4483 - Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Şu ummetim rahmete mazhar olmuş bir ummettir. Ahirette azaba maruz kalmayacaktır. Onun azabı dunyadadır: Fitneler, zelzeleler ve katl."
Ebu Davud, Fiten, (4277).
4484 - Yine Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Allah TeÂla Hazretleri (şu ayetle) ummetim icin bana iki eman indirdi:
1. Sen aralarında olduğun muddetce Allah onlara (umumi bir) azab vermeyecektir.
2. Onlar istiğfarda bulundukları muddetce, Allah onlara azab vermeyecektir" (Enfal 33).
Ben aralarından ayrıldım mı, (Allah'ın azabını onleyecek ikinci eman olan) istiğfarı Kıyamete kadar aralarında bırakıyorum."
Tirmizi, Tefsir, Enfal (3082).
4485 - Âmir İbnu Sa'd babası radıyallahu anh'tan naklen anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm Benî MuÂviye Mescidine girdi. Orada iki rek'at namaz kıldı, biz de onunla beraber kıldık. Sonra Rabbine uzun uzun dua etti. Sonra yanımıza dondu. Dedi ki:
"Rabbimden uc şey talep ettim. İkisini verdi, birini geri cevirdi: Rabbimden ummetimi umumi bir kıtlıkla helÂk etmemesini talep ettim, bunu bana verdi. Ummetimi suda boğulma suretiyle helÂk etmemesini diledim, bana bunu da verdi. Ummetimin kendi aralarında savaşmamalarını da talep etmiştim, bu geri cevrildi."
Muslim, Fiten 20, (2890).
4486 - Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Ummetimden (Âlim, şehid, salih) bazıları var; bir (cok kabilelere şamil bir) cemaate şefaat eder, bazıları var bir kabileye şefaat eder; bazıları var bir boluğe şefaat eder; bazıları da tek bir ferde şefaat eder ve cennete girmelerini sağlar."
Tirmizi, Kıyamet 11, (2442).
4487 - Rezin şunu ilave etmiştir: "Şefaatim, ummetimden buyuk gunah işleyenler icindir. Bir adamın ateşe atılması icin emir verilir. Giderken, (dunyada) susadığı zaman su vermiş olduğu adama rastlar, onu tanır ve ona:
"Benim icin şefaat etmeyecek misin?" der. Adam:
"Sen de kimsin?" diye sorunca:
"Ben sana falan falan gun su icirmedim mi?" der. Oburu bunu tanır ve (Allah nezdinde) onun lehinde şefaatte bulunur. Adam da boylece geri cevrilir ve cennete gider."
Tirmizi, Kıyamet 11, (2437).
4488 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Ummetim yağmur gibidir, evveli mi, ahiri mi daha hayırlıdır bilinemez."
Tirmizi, Emsal 6, (2873).
4489 - Hz. Muğire radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Ummetimden bir grup, (hak uzerine) galip olmaktan hic geri kalmaz. Allah'ın emri (Kıyamet) gelince de onlar galibtir."
Buhari, İ'tisam 10, Menakıb 27, Tevhid 29; Muslim, İmaret 171, (1921).
Buhari: "Bu grup, alimlerdir" demiştir.
4490 - Sa'd İbnu Ebi Vakkas radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Ehl-i garb hak uzere galib olmaya, kıyamet kopuncaya kadar devam ederler."
Muslim, İmaret 177, (1925).
4491 - Muaviye İbnu Kurre, babası radıyallahu anh'tan naklen anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Şam (Suriye) halkı fesada uğradımı artık (orada) sizin icin hayır yoktur. Ummetimden bir grup, Kıyamet kopuncaya kadar, mansur (Allah'ın yardımına mazhar) olmaya devam edecek, onları mahrum bırakanlar onlara zarar veremiyecekler."
Ali İbnu'l-Medini: "Bunlar hadis ashabıdır" demiştir.
Tirmizi, Fiten 27, (2193).
4492 - İmran İbnu Husayn radıyallahu anhuma anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Ummetimden bir grup (taife), hak uzerine savaşmaya devam edeceklerdir. Onlar kendilerine meydan okuyanlara karşı muzafferdirler. Oyle ki, bunların sonuncuları Mesih-Deccal'le de savaşırlar."
Ebu Davud, Cihad 4, (2484).
4493 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Ummetim icinde beni en cok sevenlerden bir kısmı benden sonra gelenler arasından olacak: Mallarını ve ailelerini feda pahasına, beni gormeyi arzu edecekler."
Muslim, Cennet (2832).
4494 - Abdullah İbnu Busr radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Kıyamet gununde, ummetimin (iki alameti olacak: Biri) secde sebebiyle alnındaki parlaklık, (diğeri de) abdest sebebiyle kollarındaki parlaklıktır."
Tirmizi, SalÂt 427, (607).
4495 - Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:
"Allah bir ummete rahmet diledi mi, peygamberlerini kendilerinden once kabzeder ve onu ummete bir oncu ve hazırlayıcı yapar. Bir ummetin helÂkini de diledi mi, onları peygamberleri hayatta iken cezalandırır da onun gozunun onunde onları helak eder. Boylece, o ummetin, -inkÂr ve tekzibleri sebebiyle- helakleriyle peygamberin ici rahatlar."
Muslim, Fezail 24, (2288).
IslÂm ummetinin fazileti
Ayetler, Dualar, Hadisler0 Mesaj
●49 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaþam & Danýþman
- Eðitim Öðretim Genel Konular - Sorular
- Ayetler, Dualar, Hadisler
- IslÂm ummetinin fazileti
-
13-09-2019, 13:42:31