Tabiatperestlerin cehaletine bu misalle bak

(Dunden devam)

Esbaba tapanların ve tabiatperestlerin cehaletlerine bu misalle bak. MeselÂ: “Bir zat, harika bir fabrikanın veya acib bir saatin veya muhteşem bir sarayın veya mukemmel bir kitabın gayet muntazam bir surette eczalarını, carklarını fevkalÂde sanatıyla hazır ettikten sonra, kendisi kolayca o eczaları terkib edip işletmeyerek, belki cok uzun masraflarla o eczaları kendi kendine işlemek ve usta yerine fabrikayı, sarayı, saati yapmak, kitabı yazmak icin her bir cuz’u, her bir carkı, hatta kÂğıdı, kalemi birer harika makine hukmune getiriyor ve teşhirini cok istediği butun hunerlerini, kemalÂtını izhara vesile olan o ustadlığını ve sanatını onlara havale ediyor” diye zannetmek, ne derece akıldan uzak ve cehalet olduğunu anlarsın. Aynen oyle de, esbaba ve tabiatlara icad isnad edenler, muzaaf bir cehalete duşerler. Cunku tabiatların ve sebeplerin ustunde dahi gayet muntazam bir eser-i sanat var; onlar da sair mahlûkat gibi masnudurlar. Onları oyle yapan Zat, onların neticelerini dahi yapar, beraber gosteriyor. Cekirdeği yapan, onun ustunde ağacı o yapar. Ve ağacı yapan, onun ustunde meyveleri dahi o icad eder. Yoksa, ayrı ayrı tabiatların, sebeplerin vucuda gelmeleri icin, yine muntazam başka tabiatları, sebepleri isteyecekler. Ve hakeza, git gide, nihayetsiz, manasız, imkÂnsız bir silsile-i mevhumatı mevcut kabul etmek lÂzım gelir. Bu ise, cehaletlerin en antikasıdır.

(Devamı var)

Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir Hapishanesinin Bir Meyvesi), Dorduncu Nukte, s. 621

LÛ*GAT*CE:

ecza: cuz’ler, parcalar.

esbab: sebepler.

masnu’: sanatlı yaratılmışlar.

muzaaf: katmerli, iki kat.

silsile-i mevhumat: mevhumlar silsilesi, asılsız kabuller zinciri.

tabiatperest: tabiata yaratıcılık noktasında tesir veren maddeciler.
__________________