Hayatın sırrını anlayanlar, hayat-ı bÂkiyeye mazhar olacaklar
(Dunden devam)
Hem hicbir cihetle akıl kabul eder mi ki, hadsiz rahmetli, muhabbetli ve nihayet derecede şefkatli ve kendi san’atını cok sever ve kendini cok sevdirir ve kendini sevenleri ziyade sever bir Zat-ı Kadîr-i Hakîm, en ziyade kendini seven ve sevimli ve sevilen ve SÂniini fıtraten perestiş eden hayatı ve hayatın zatı ve cevheri olan ruhu, mevt-i ebedî ile idam edip, Kendinden o sevgili muhibbini ve habibini ebedî bir surette kustursun, darıltsın, dehşetli rencide ederek sırr-ı rahmetini ve nur-u muhabbetini inkÂr etsin ve ettirsin? Yuz bin defa hÂşÃ‚ ve kellÂ! Bu kÂinatı cilvesiyle suslendiren bir cemal-i mutlak ve umum mahlûkatı sevindiren bir rahmet-i mutlaka, boyle hadsiz bir cirkinlikten ve kubh-u mutlaktan ve boyle bir zulm-u mutlaktan, bir merhametsizlikten, elbette nihayetsiz derece munezzehtir ve mukaddestir.
Netice: Madem dunyada hayat var; elbette insanlardan hayatın sırrını anlayanlar ve hayatını sû-i istimal etmeyenler, dÂr-ı bekada ve Cennet-i BÂkiyede hayat-ı bÂkiyeye mazhar olacaklardır. Âmenna.
(Devamı var)
Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir Hapishanesi’nin Bir Meyvesi), Beşinci Nukte, s. 634
__________________
Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 152
Dini Bilgiler0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 152
-
13-09-2019, 13:35:40