Dunya hayatı, ahirete iman ruknunu kat’î ispat ediyor

Dorduncu Remiz

Hayatın yirmi sekizinci hassasında beyan edilmiştir ki: Hayat, imanın altı erkÂnına bakıp ispat ediyor, onların tahakkukuna işaretler ediyor.

Evet, madem bu kÂinatın en muhim neticesi ve meyvesi ve hikmet-i hilkati hayattır; elbette o hakikat-i Âliye, bu fÂnî, kısacık, noksan, elemli hayat-ı dunyeviyeye munhasır değildir. Belki, hayatın yirmi dokuz hassasıyla mahiyetinin azameti anlaşılan şecere-i hayatın gayesi, neticesi ve o şecerenin azametine lÂyık meyvesi, hayat-ı ebediyedir ve hayat-ı uhreviyedir, taşıyla ve ağacıyla, toprağıyla hayattar olan dÂr-ı saadetteki hayattır. Yoksa, bu hadsiz cihazat-ı muhimme ile techiz edilen hayat şeceresi, zîşuur hakkında, hususan insan hakkında meyvesiz, faydasız, hikmetsiz, hakikatsiz olmak lÂzım gelecek. Ve sermayece ve cihazatca serce kuşundan mesel yirmi derece ziyade ve bu kÂinatın ve zîhayatın en muhim, yuksek ve ehemmiyetli mahlûku olan insan, serce kuşundan, saadet-i hayat cihetinde yirmi derece aşağı duşup en bedbaht, en zelil bir bîcare olacak. Hem en kıymettar bir nimet olan akıl dahi, gecmiş zamanın huzunlerini ve gelecek zamanın korkularını duşunmekle kalb-i insanı mutemadiyen incitip bir lezzete dokuz elemleri karıştırdığından, en musîbetli bir bel olur. Bu ise yuz derece bÂtıldır. Demek bu hayat-ı dunyeviye, ahirete iman ruknunu kat’î ispat ediyor ve her baharda haşrin uc yuz binden ziyade numunelerini gozumuze gosteriyor.

(Devamı var)

Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir Hapishanesinin Bir Meyvesi), Beşinci Nukte, s. 632

LÛ*GAT*CE:

erkÂn: Rukunler, esaslar.

hassa: Ozellik, husûsiyet.

hayat-ı uhreviye: Ahiret hayatı.

hikmet-i hilkat: Yaratılış hikmeti.

zîhayat: Hayat sahibi.
__________________