HAKİKAT-İ MUHAMMEDİYE (ASM) SEBEB-İ HİLKAT-İ ÂLEMDİR

Bu KÂinat Sahibi’nin tezahur-u rububiyetine ve sermedî ulûhiyetine ve nihayetsiz ihsanatına kullî bir ubudiyet ve tanıttırmakla mukabele eden Muhammed AleyhissalÂtu VesselÂm, bu kÂinatta guneşin luzumu gibi elzemdir ki, nev-i beşerin ustad-ı ekberi ve buyuk peygamberi (asm) ve Fahr-i Âlem ve “LevlÂke levlÂke lem hàlaktu’l-eflÂk” hitabına mazhar ve hakikat-i Muhammediyesi (asm) hem sebeb-i hilkat-i Âlem, hem neticesi ve en mukemmel meyvesi olduğu gibi; bu kÂinatın hakikî kemÂlÂtı ve sermedî Cemîl-i ZulcelÂl’in bÂkî Âyineleri ve sıfatlarının cilveleri ve hikmetli ef’alinin vazifedar eserleri ve cok manidar mektupları olması ve bÂkî bir Âlemi taşıması ve butun zîşuurların muştak oldukları bir dÂr-ı saadet ve ahireti netice vermesi gibi hakikatleri, hakikat-i Muhammediye (asm) ve risalet-i Ahmediye (asm) ile tahakkuk ettiği…

ŞuÂlar, On Beşinci ŞuÂ, Ucuncu Kısım, s. 653

***

“LevlÂke levlÂke lem hàlaktu’l-eflÂk” beyanında “Bu hitap zÂhiren Hazret-i Peygamber AleyhissalÂtu VesselÂma muteveccih ise de, zımnen hayata ve zevilhayata rÂcîdir” fıkrası, ta’dile muhtactır. Cunku kullî hakikat-i Muhammediye (asm) hem hayatın hayatı, hem kÂinatın hayatı, hem İsm-i A’zam’ın tecellî-i a’zamının mazharı ve butun zîruhların nuru ve kÂinatın cekirdek-i aslîsi ve gaye-i hilkati ve meyve-i ekmeli olmasından, o hitap doğrudan doğruya ona bakar; sonra hayata ve şuura ve ubudiyete onun hesabına nazar eder.

Emirdağ LÂhikası, mektup no: 123, s. 208

***

Demek, nasıl ki onun risaleti şu dÂr-ı imtihanın acılmasına sebebiyet verdi, “LevlÂke levlÂke lem hàlaktu’l-eflÂk” sırrına mazhar oldu; onun gibi, ubudiyeti dahi oteki dÂr-ı saadetin acılmasına sebebiyet verdi. (…) Demek, Resul-i Ekrem AleyhissalÂtu VesselÂm, risaletiyle dunyanın kapısını actığı gibi, ubudiyetiyle de ahiretin kapısını acar.

Sozler, Onuncu Soz, Beşinci Hakikat, s. 92-93

***

Bu kadar garip, acib, guzel kÂinat icin boyle tarifat ve teşrifatcı bir murşid-i harika lÂzımdır. “Eğer bu zat (asm) olmasa idi kÂinat da olmazdı” meÂlinde “LevlÂke levlÂke lem hàlaktu’l-eflÂk” olan hadis-i kudsî şu hakikati tenvir ediyor.

Mesnevî-i Nuriye, Reşhalar, s. 37

***
__________________