Ustad, gelenlerle ne konuşurdu?
Hemen umumiyetle, Risale-i Nur hizmetinin yegÂne maksadı olan imanın kuvvetlenmesinin vatan ve milleti tehdit eden dinsizlik ve komunistlik tehlikesine mani olduğunu; şimdi en elzem vazifenin, fertlere ve cemiyete duşen hizmetin, imanı kurtarmak ve kuvvetlendirmek bulunduğunu; zamanın en buyuk dÂvÂsının Kur’Ân’a sarılmak olduğunu; Risale-i Nur butun kuvvetiyle bu meseleye hasr-ı nazar ettiğinden, vatan ve millet duşmanları, gizli dinsizler, bahanelerle hucuma gecip aleyhte tahriklerde bulunduklarını; “Fakat biz musbet hareket etmeye mecburuz. Elimizde nur var, siyaset topuzu yok. Yuz elimiz de olsa, ancak nura kÂfi gelir” diyerek, Nurun, din duşmanlarını mağlûp edeceğinden musbet hareket etmenin atom bombası gibi tesiri bulunduğundan Risale-i Nur’un siyasetle hicbir alÂkası bulunmadığını; mesleğimizin en buyuk esasının ihlÂs olduğunu, rıza-i İlÂhîden başka hicbir maksat ittihaz edilemeyeceğini, Nurun kuvvetinin işte bu olduğunu; ihlÂsla, musbet hareket etmekle inayet ve rahmet-i İlÂhiyenin Risale-i Nur’u himaye edeceğini, il Âhir, beyan ederdi.

Ustadın dersini ve sohbetini dinleyenleri işhÂd ederek diyebiliriz ki: Ustadın bir dersi, bir sohbeti cok gencler icin vesile-i necat olduğu gibi, Risale-i Nur’a fedakÂrÂne hizmet icin de bir menba-ı istinad olurdu. Nura hizmet eden fedakÂr talebelerin ekserisi, boyle bir veya birkac defa Ustadın dersinde, ikazında hÂzır bulunmuştur.

(Devamı var)

B. Said Nursî Tarihce-i Hayatı, s. 475

LÛ*GAT*CE:

hasr-ı nazar: Nazarı yalnız bir şeye ayırma, sarf etme, yoğunlaştırma.

inayet ve rahmet-i İlÂhiye: Allah’ın rahmet ve yardımı.

işhÂd: Şahid gosterme.

menba-ı istinad: Dayanak kaynağı.

musbet: Olumlu, yapıcı, tamir edici; menfî ve olumsuz olmayan.

vesile-i necat: Kurtuluş vesilesi.
__________________