Butun eşya tek bir Zat’a verilse, bir tek şey gibi kolay olur

(Dunden devam)

Ucuncu Nokta: Eğer butun eşya bir Zat-ı Ferd-i Vahid’e verilse, bir tek şey gibi kolay olmasına; eğer esbaba ve tabiata havale edilse, bir tek şeyin vucudu, umum eşya kadar muşkulÂtlı olduğuna işaret eden, başka risalelerde izah edilen iki uc temsili muhtasaran beyan edeceğiz.

MeselÂ: Bir zabite, bin nefere ait vaziyet ve idare havale edilse ve bir nefer de on zabitin idaresine verilse, o bir neferin idaresi, bir taburun idaresinden on derece daha muşkulÂtlı olur. Cunku ona emredenler birbirine mÂni olurlar; bir keşmekeşle, o nefer hicbir istirahat yuzunu gormeyecek. Hem bir taburdan matlub vaziyet ve netice bir tek zabite havale edilse, kulfetsiz, kolayca o neticeyi istihsal eder ve o vaziyeti verebilir. Eğer o vaziyeti almayı ve o neticeyi istihsal etmeyi, o taburdaki başsız, Âmirsiz, cavuşsuz neferata havale edilse, o matlub vaziyeti ve neticeyi almak icin, cok karışıklık icinde munakaşalarla, ancak nÂkıs bir sureti, muşkulÂtla tahsil edebilir.

İkinci temsil: MeselÂ, Ayasofya gibi kubbeli bir camiin kubbesindeki taşlarını durdurmak vaziyeti ve muallÂkta durdurması bir ustaya verilse, o vaziyeti onlara kolayca verebilir. Eğer o vaziyete girmesi taşlara havale edilse, her bir taş, umum taşlara hem hÂkim-i mutlak, hem mahkûm-u mutlak olmak lÂzım gelir; t ki, birbirine baş başa verip muallÂkta durabilsinler. O halde, o ustanın kolayca gorduğu işini gormek icin, yuz usta kadar, yuz derece işinden daha ziyade işler gorulecek, sonra o vaziyetler alınacak.

(Devamı var)

Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir

Hapishanesi’nin Bir Meyvesi), Dorduncu Nukte, s. 620

LÛ*GAT*CE:

esbab: Sebepler.

istihsal etme: Ortaya cıkarma.

keşmekeş: Karışıklık.

muallÂk: Boşlukta asılı.

zabit: Subay, kumandan.

Zat-ı Ferd-i Vahid: Tek olan Allah.
__________________