Cuneyt Arkın veya gercek adıyla Fahrettin Cureklibatur, Turk sinema tarihinin unutulmaz oyuncularından birisidir. Oyunculuktan evvel ise o bir doktordu ve memleketin ceşitli bolgelerinde gorev yaptı, bircok insanla karşılaştı. 2014 yılında kaleme aldığı ''Fakir Gencin Hikayesi'' adlı anı kitabında ise gorduklerini, hayata dair carpıcı tespitlerini ve nasihatlerini yazdı. Buradan sectiğimiz kesitleri sizlerle paylaşıyoruz.

Ofke en buyuk haklılıktır. Ofke duyan insan, olup bitenlerin farkında olan insandır.



Aşk tam bir cılgınlıktır. Delilik olmadan aşk olmaz, aşk insanı delirtir.




Aşkın gozu karadır. En geniş anlamda aşk, olumu yaşamaktır. Sevgi zaman olur bir damla gozyaşıdır. Aşk ise şakır şakır ağlar.

Gencler kendilerini fark ettikleri andan itibaren hayatı da fark etmeye başlarlar.



Kadınlar hep guven ister. Yani her şartta, her durumda onu koruyacaksın. Guvenlerini kazanacaksın.




Ne kadar alcak olursa olsun, yukarıdan aşağıya baktığınızda yukseklik korkusuna kapılırsınız.




Coğu kez kale burcundan 15 metrelik derinliğe yukarıdan baktığımda, aşağıda 15 metrekarelik kaucuk yatakları bir mendil kadar kucuk gorurdum.
İstanbul Universitesi-Tıp Fakultesi'nin ilk iki yılında Sirkeci'de bir otel odasını iki koylu inşaat işcisiyle paylaştım. Onlarla birlikte inşaatlarda calıştım.



Balıkesirli bir kızla masum bir arkadaşlığımız başlamıştı. Bir tatil gunu grup halinde Buyukada'ya gittik. Herkes masalara oturdu, şarap ısmarlandı. Benim param yoktu. Yureğime bir ağırlık gelip coktu, orada oylece kalakaldım.
Fakulte bittiğinde değerli hocalarımız, fakultede kalıp kariyer eğitimi yapmamızı istediler.



İki arkadaşımız kaldı. Ucumuz, once bizi vergileriyle okutan halkımıza borcumuzu odemek istediğimizi soyleyip Anadolu'ya yayıldık. İlk gittiğim yer Adana Teke yoresiydi.

Genc bir kadın doğurmaya calışıyordu. Etrafında kara kuru iri elleriyle iki kocakarı vardı. Belli ki bebek ters geliyordu. Bu tur doğumları kadın doğum stajımda cok gormuştum.



Kara yağız bir erkek elindeki cifteyi goğsume dayayıp beni engelledi. Buralarda yabancı bir erkek kadının mahremini goremez, ona dokunamazdı. Sabaha kadar kadının cığlıkları yeri goğu inletti. Anadolu'nun kocaman guneşi yeryuzunu kırmızıya boyarken genc kadın da bebek de oldu. Ağlamıştım, kendime sorup duruyordum. ''Ben ne işe yarıyorum?'' ben doktordum.
Cenazenin goturduklerinden daha cok, geride bıraktıkları insanın yureğini yakıyor.



Cuneyt Arkın olalı hic sevgilim olmamıştı. Yani gercek bir kız, adına şiirler yazacağım gercek bir sevgilim olmamıştı.




Bir insanın gencecik hayatında bir kızdan, bir sevgiliden mahrum kalması ne kadar huzunlu, keder verici bir şeydi. Bu acı yokluk, hayatım boyunca icimde kanayan bir yara olarak kaldı.

onedio

__________________