
Aslında, hacıların Arafat’a cıktığı Kurban Bayramı’ndan bir onceki yani Zilhicce’nin dokuzuncu gunune denilirken, zamanla Ramazan Bayramı oncesi gunune de denilmeye başlayan Arefe, dilimizde arife şeklinde de kullanılır.
Diğer taraftan, dilimizde onemli gun veya hadise oncesi gunler icin de aynı ifade kullanılmaktadır.
Haccın onemli ruknu olan vakfenin yapıldığı yer olan Arafat’dan adını alan arife (Arefe) gununun ehemmiyetini teyid eden faziletli ve makbul duÂların, o gun yapılan duÂlar olduğunu rivayet eden hadisler vardır. Bu hadislere binaen selef-i salihin, Arefe gunlerinde bin adet ihlÂs okumak gibi guzel bir Âdeti devam ettirmişler.
Selef-i Salihinin bu guzel Âdetini, Bediuzzaman Hazretleri’nin de devam ettirdiğini On Ucuncu ŞuÂ’nın sekizinci mektubundaki şu ifadesinden anlıyoruz:
“Bizim memlekette eskide Arefe gununde bin İhlÂs-ı Şerif okurduk. Ben, şimdi bir gun evvel beş yuz ve arefede dahi beş yuz okuyabilirim. Kendine guvenen, birden okuyabilir.”
Yirmi Altıncı Mektubun Dorduncu Mebhasinin Sekizinci Meselesinde ise “Sûre-i İhlÂs’ı Arefe gununde yuzer defa tekrar edip okuyordum.” ifadesi var. Bunu, gunde toplam yuz defa değil de her oturuşta yuzer yuzer okumak, şeklinde anlamak daha doğru olur ve On Ucuncu ŞuÂ’daki ifadesiyle butunluk teşkil eder.
Bu nevi tekrarların hikmetini şerh eder, Sekizinci Meselede. Âyet ve hadislerdeki lÂfızların tesbih ve zikredilmesinin, insanın manevî lÂtife ve duygularına cok faydalarından bahseder. O lÂfızların değiştirilerek, mahallî dille ifade edilmesinin doğru olmayacağı, maksadın hÂsıl olmayacağı anlatılır.
İhlÂs Sûresi, Fatiha, LÂ ilÂhe illÂllah, Subhanallah, Allahuekber gibi zikir ve tesbih kelimeleri, ozellikle ezan ve namazda bunların tekraren okunmaları Âlem ve isim hukmune gecmişlerdir. Âlem gibi, lugavî manÂsından ziyade İslÂmî esaslar muvacehesinde kabul edilen manÂsına bakılır. Dolayısıyla değişmeleri Şer’an mumkun değildir. O halde her mu’min; bilmesi lÂzım olan mucmel manÂları, muhtasar bir mealini oğrenmeli. Butun omrunu, ahirete faydası olmayan şeylerle gecirenler, kısa bir zamanda ebedî hayatın anahtarı olan şu kelimeleri oğrenmesi cok yerinde bir davranış olur.
Subhanallah gibi lÂfızları, anlamıyla beraber tekrarlayarak hafızasına yerleştirir. Boylece, Rabbini butun noksanlıklardan tenzih ettiğini ifade ile bu lÂfza sirayet eden kısa anlamının kaynaşmasıyla pek cok Nurlara ve feyizlere vesile olur. Allah’ın, Âyetlerde kullandığı kelime olması haysiyetiyle kazandığı kudsiyetten gelen feyizler ve Nurlar cok ehemmiyetlidir.
Subhanallah lÂfzı, manÂsı olan “Allah, her nevi kusur ve noksan munezzehtir” şeklindeki ifadesinden tekrarı daha pratiktir ve feyizlidir.
Bayram namazlarında sık tekrarlanan tekbir manÂsını ifade eden Allahuekber ile hem Arafat Dağı’ndaki ve hem de dunyanın her tarafındaki umum mu’minlerin teşrik tekbirleriyle aynı lÂfzı zikrederek yapılan duÂlarının kullîleşerek kabule yakın olması muhtemeldir.
http://www.yeniasya.com.tr/mehmet-ce...a-arefe_436181
__________________