İslam tum dunyada olduğu gibi Amerika'da da en hızlı buyuyen din durumunda. 11 Eylul'deki teror hadisesinden sonra beklenildiğinin tam aksine İslam'a karşı alaka gittikce artıyor. Bu vesile ile muşahedelerimizi abi ve kardeşlerimizle periyodik olarak paylaşmayı muvafık gorduk...hem şevk hem de duaya vesile olması umidiyle.

Yaklaşık 300 milyon nufusu olan Amerika'nın buyuk bir yuzdesi Hristiyan. 20 milyon civarındaki mensubu ile Yahudilik ikinci sırada yer alıyor. İslam sıralamada ucuncu ve Muslumanların sayısı 10 milyon dolaylarında tahmin ediliyor. Bunun 4 milyonunu İslami ulkelerden gocmen olarak gelenler, 6 milyonunu ise yerli Amerikalı Muslumanlar oluşturuyor. Amerikalı Muslumanların 2.6 milyon kadarı Beyaz, geri kalan 3.4 milyonu ise Zenciler'den oluşuyor. Zencilerin bir kısmı Zenci milliyetci bir teşekkul olan Nation of Islam'a (İslam Milleti) dahil ve sayıları 1.5 milyon civarında. Bunlar İslam'ın siyah ırka ait bir din, namazın gereksiz ve liderleri Muhammad Elija'nın da son peygamber olduğunu iddia ettiklerinden gayr-i Muslim'dirler. Şu anki liderlerinin ismi Louis Farakhan. Muhammad Elija'nın oğlu Warith'ud Din Muhammad'in 70'li yıllarda Malcolm X vesilesi ile sunni İslam'a ihtida etmesi o gundenberi Nation of İslam'dan sunni cizgiye yonelen bir akışı başlatmış ve bu mustakim Zenciler'in sayısı bugun 2 milyonu bulmuş durumdadır.

Muslumanların bilhassa son bir-iki yuz yıldır bu ulkeye gelmeye ve yerleşmeye başladıkları kesin olsa da tebliğ manasındaki organizeli gayretler hemen hemen elli yıl oncesinden oteye gitmiyor. Vakıa şu ki o gunden bugune İslami hizmetlere el atanlar Pakistanlı Musluman kardeşlerimiz olmuş. Bu hizmetler neticesinde İslam'ın bu ulkede kendini kabul ettirmesiyle Arap kardeşlerimiz de -bilhassa Suudiler- devreye girmişler. Son on yılda gerek İslam'a olan alaka ve gerek İslam'a yapılan hizmetler katlanarak artıyor. İslam'ın elli yılı aşkın gecmişinde bugun 3 bine ulaşan cami ve mescidlerin hemen hemen yarısı bu son on yıl icinde acılmış.

Bu mesCidlerin hemen hepsinde her Cuma gunu en az bir kişi ihtida ediyor. Bu, haftada 3 bin, ayda 12 bin, yılda yaklaşık 150 bin kişinin mescidlerde Musluman olması anlamına geliyor. Her yıl Amerikan hapishanelerinde Musluman olan 20 bin kişi, ferdi calışan Muslumanların vesile oldukları binlerce kişi, ozellikle internet uzerinden araştırarak İslam'ı bulan diğer binlerce kişiyi de eklerseniz yılda 500 bine yakın kişinin Musluman olduğu gerceğini kabul etmekte gucluk cekmezsiniz. Yakın bir gecmişte CNN şu an sayısı 10 milyon olan Muslumanların 2010 yılında nufus itibariyle Yahudileri geride bırakarak İslam'ı ikinci din sırasına taşıyacakları haberini verdi. Yahudiler şu an 20 milyon. İslam kadınlar arasında daha hızlı yayılıyor. Musluman olan her bir erkeğe mukabil dort kadın İslamı seciyor.

İslamiyetin hızı artık bura Muslumanlarının bile yetişemeyeceği kadar yuksek. İnsanların İslamı tercih ve kabul etmelerinin sevindiriciliği kadar uzucu yanlarını da goz ardı etmemek gerekiyor. İslam'ı din olarak secen her fert, her Muslumana yeni bir mes'uliyet olarak ekleniyor. İslam'ı secinceye kadar bir suru maniayla karşılaşan insanları Musluman olduktan sonra cok daha fazla badireler bekliyor. Nasıl mı?

İnsanlar herşeye rağmen Musluman oluyor. Muslumanların manevi sefalet ve perişanlıkları ve İslam'ın medyada teror olarak tanıtılmasına rağmen. Pakistan'ın Tebliğ Cemaati ve Arap Vehhabileri'nin katkıları her ne kadar inkar edilemezse de hizmet tarzları şimdi İslam'a buyuk zararlar verecek bir aşamaya gelmiş durumda. Binbir guclukler icinde Musluman olan zavallı Amerikalılar "Pantalon pacası ayak bileklerinden aşağı sarkanların namazı olmaz, cehennemliktir. Sakalsız Musluman olmaz." diyen Pakistanlılar ve "Namazda takke takmak, cuppe giyinmenin aslı yoktur." diyen Vahhabiler arasında yollarını şaşırmış durumdalar.

Kılık-kıyafet tartışmalarından bu sabık gayr-ı Muslimler henuz Allah ile İslam'ın tarif ettiği gibi tanışma fırsatı bulmuş değiller. Cenab-ı Hakk ile ilgili bildikleri tek şey Allah'ın kendi mazilerinde tanıdıkları gibi bir Zat olmadığı. Ama İslam, marifet-i ilahi'ye nasıl bir boyut kazandırıyor ondan haberleri yok. Yani Allah'ın nasıl olmaması gerektiğini anlıyorlar ama nasıl olması gerektiğini bilmiyolar.

Bu Pakistan ve Arabistan uzantılı (safiyane) tehlikelerin otesinde, hasbi ve samimi bir şekilde Musluman olmuş Amerikalıları tehdit eden ikinci diğer buyuk bir tehlike de Ahmediye Tarikatı olarak bilinen Kadıyaniler ve başka bir takım grupların munafıkane ve dessasane planlarıdır. İslamın hızla ilerlemesine engel olamayacaklarını anlayanlar yeni Musluman olanların safiyet ve itimatlarından yararlanarak onları İslam adıyla ama İslam dışında yonlendiriyorlar. Bu Kadıyanilerin bir televizyonları ve cok guclu de neşriyatları var.

Yeni Musluman olanları yakinen takip edip kasıtlı yanlış tercume ettikleri kendi Kur'anlarını onların ellerine tutuşturuyorlar. Bunların bu tahripkar faaliyetlerine bir de hadisin varlığını kabul etmeyen, Kur'an'da beş değil uc vakit namaz zikredildiği, tesetturun Kur'an'ın bir emri değil Hz. Muhammed'in şahsi bir uygulaması olduğunu Kur'an'a dayandırarak iddia ve isbat gayretindeki radikalleri eklediniz mi gunden gune sayıca artan Muslumanlar icinde onlara gayr-i Muslim gunlerini aratacak ihtilaf ve dalaletlerin cok guclu bir şekilde patlak vermesini akıldan uzak gormemek gerekiyor. Mustakim fert ve cemaatlerin bu yeni Muslumanları muhafaza icin gosterdikleri gayret her ne kadar şu an icin kafi gibi gorunuyorsa da, şimdiden ciddi tedbirler alınmadığı takdirde bu gayretlerin bura Muslumanlarının yakın gelecekteki manevi selametlerini temine kifayet etmeyeceği aşikardır.

Amerika; munbit bir zemin ve İslam şimdi mergub bir meta. Alaka haddinden fazla, ihtida bir o kadar cok fakat ahmak dostlar bir turlu uyanmıyor, munafık duşmanlar bir turlu uyumuyorlar. Bir suru dalalet yollarından zor bela kendini kurtarıp İslam'ın emin ellerine teslim olduklarına inananlar Musluman olmuşken iken kendilerini ne tur dalaletlerin beklediğinden habersizler hem de korunmasız bir şekilde. Yuk ağır ve bizler gayet azız, ne yapılmalı ve ne yapmalıyız?

Risale-i Nur bir kez daha kendisini tescil etti. Gerek hizmet metodu ve gerekse temas ettiği mevzuatı itibariyle Risale-i Nur hem İslam'ın nasıl temsil, hem bu insanlara nasıl tebliğ edileceği ve hem de İslamı kendilerine din olarak secenlerin imanlarını bu vartalardan nasıl kurtaracaklarına dair olculu, dengeli bir usul ve muhteva kaynağı olduğunu bir kez daha isbat etti. Fakat bu eser nerededir ve nerede bulunur? Bu eseri Turkiye'nin kapalı kapıları ardında tutup Batı insanın keşfetmesini istemek ve beklemek, hem kendimize hem onlara en buyuk fenalıktır! Bu eser bir an once burada layık olduğu ellere ulaştırılmalıdır.

İslam'ın yukseliş trendine girdiği bu ulkede Risale-i Nur'un yeri nedir? Organizeli anlamda gecen elli yıllık Amerika İslami hizmetleri icinde Risale-i Nur'un varlığı gorunmuyor. Her yerde ve herşeyden once ve herkesin elinde bulunması gerekirken, kimsenin elinde bulunmaması ve haberi olmamasının sebebi nedir? Nur Camiası gerekli ve yeterli yatırımı yapmıyor mu?

Amerika Nur Talebeleri olarak her uc ayda bir, bir hizmetler mektubu takdim etmeyi muvafık gorduk. Maksadımız hizmet ve faaliyetlerimizi teşhir ile bir hodfuruşlukta bulunmak değil, bilakis ne denli yetersiz kaldığımızı nazarlara arzetmek ve bu babta ehl-i himmet ve gayretin dua ve maddi-manevi teveccuhlerini celbetmektir.

Amerika Birleşik Devletleri'nde 50 eyalet olup, aşağıda misallerini vereceğimiz hizmetler bu eyaletlerden yalnız biri olan Connecticut'taki bir kac Nur Talebesi'nin sadece 2002 yılı Ağustos, Eylul ve Ekim ayları faaliyetlerini yansıtmaktadır.

Coğu gayr-ı Muslim 79 kişi ile tanışıldı. Burada mevcut bulunan birkac Turkiyeli talebeden bu uc ay zarfında toplanan yaklaşık 2 bin dolar ile hepsine Risale-i Nur ve temel İslami bilgileri ders veren – abdest ve namaz tarifleri gibi- kitaplar verildi ve onemli bir kısmı musluman oldu. Bunların icinde Amerika dışından, Almanya, Cin, Guney Afrika, Brezilya, Cezair ve Mısır gibi ulkelerden tanışılan ve Risale- i Nur gonderilen insanlar oldu.

Kitab-ı Mukaddes calışmaları adı altında dindar Hristiyanlarla haftalık İncil sohbetleri oldu ve boylece kendilerine İslam ve Kur'an ile tanışma imkanı temin edildi.

İki farklı hapishanede Cuma namazları kıldırılıyor ve namazları muteakiben Risale-i Nur'dan sohbetler yapılıyor. Bu hapishanelerden birinde dort ay icinde dort mahkum Musluman oldu ve bu sohbetlere Musluman mahkumlar dışında Hristiyanlar da dinleyici olarak katılıyorlar.

Lise, Kilise, sivil kurumlar ve kolejlerden İslam uzerine sunumlar vermek uzere davetler alındı. Bu sunumların en buyuk faydası dinleyicilerin ozellikle medya etkisiyle edindikleri kotu İslam imajından sıyrılmalarıdır.

Yeni Musluman olanlara bir mesjidde haftasonları Kur'an dersleri verildi ve veriliyor. Bu dersler vasıtasıyla bu insanlar Risale-i Nur ile tanıştırılıyor.

Binlerce insanın katıldığı ve senede birkac kez duzenlenen buyuk İslami sempozyumlardan birine iştirak edildi. Bu sempozyumlar iki ana kısımdan oluşur: konferanslar ve kitap fuarları. Bu fuarlarda Risale-i Nur'un tanıtım ve satışı yapıldı. Risale-i Nur'u henuz konferanslarda temsil etme durumda değiliz malesef.

Tum bunların icinde en ehemmiyetli gorunen bir hizmet internet vasıtasıyla dunyanın her yerinden insanlara ulaşmaktır. İslam'a ilgi duyan insanlar artık kaynak olarak interneti kullanıyor. İslam hakkında soruları olanlar İslami sitelere mesaj bırakıyor ve bu şekilde Muslumanlarla temasa giriyor ve kısa sure icinde de Musluman oluyorlar. Bu tarzda tanışılan insanların her gun onlarcasına internet uzerinden email aracılığı ile cevap gonderiliyor. Bu vesile ile şimdi yuzlerce insan Risale-i Nur'u tanıyor, okuyor ve hayran kalıyor.

Bunlardan birinin Risale-i Nur ile alakalı muşahedelerini paylaşmak istiyoruz. Aşağıdaki satırlar on yıllık Musluman ve Rusca dilinde Yardımcı Docent olan bir Amerikalıya ait:

Kısa tercumesi: Gonderdiğiniz kitapcıkları okuyorum. İnanılmaz eserler. Beni duşunmeye sevkediyor. Risale-i Nur'un tamamını derhal okumalıyım. Bu eserleri cok tenvir edici buluyorum. Nursi'nin eserlerinin bulunduğu bir internet sitesi buldum ve her yeni gunume bu eserlerden bir parca okuyarak başlıyorum.

Yıllarca hep Kur'an'ın nurani hakikatlerini bir gun keşfedebilme hulyaları ile yaşadım. Şimdi inanıyorum ki Nursi'nin bu koca Nur hazinesi ile ruyalarım gercekleşti.

İşte on yıllık bir Musluman ama İslam'ı Risale-i Nur'u elde ettikten sonra keşfettiğini itiraf eden biri. Nice insanlar var ve nice yıllardır Muslumanlar ve Risale-i Nur'u okuyunca sevineceklerine mi uzuleceklerine mi karar veremeyen insanlar. Bir o kadar yılı Musluman olup fakat İslam'ı anlayamadan yaşayadıklarına yanan insanlar.

Risale-i Nur henuz İslami hizmetler icinde yerini almış durumda değil malesef. Geri kalmak ve gecikmek hatadır. Her gun Musluman olan bir o kadar adam da Musluman olmakla acaba doğru yapıp yapmadığını soruyor kendine. Neden? Cunki aradığını Pakistanlı'da, Vehhabi'de bulamıyor. Onları İslam, İslam'ı da onlar sanıyor. Aradıkları Risale-i Nur'dur. O ise ortada yok. Cunki ihtiyaca orantılı yatırımda cok geriyiz, yetersiziz.

Cenab-ı Hakk'ın izni ile sebepler dairesinde, cok amaclı kullanabileceğimiz buyukce bir mulk bir dersanemiz, mevcudun birkac katı elemanımız, daha cok kitabımız ve maddi kaynaklarımız olduğu takdirde daha guclu, daha buyuk caplı ve organizeli acılacağımıza inanıyoruz. Bu vesile ile başta dualarınızı ve maddi-manevi teveccuhlerinizi bekliyoruz.

Selam ve hurmetlerimizle.

İ.T. ve Connecticut Nur Talebeleri...

KAYNAK

__________________