Cennette Kadının Durumu Ayeti Kerimeler


Gerek cennet ve gerekse cehennem, hem erkek ve hem de kadın kullar icin acıktır, yaratılış bakımından bu iki cinsin cennet ve cehenneme girmeyi hak etmede fırsat eşitlikleri vardır. Fiilen hak ediş ise serbest irade ile gercekleştirilen iyi veya kotu davranışlara bağlıdır.
Erkek ve kadın olarak Allah Teala'nın has ve arif kulları cennet, koşk, kadın, yiyecek, icecek, bağ ve bahce icin istemezler, cenneti aşık oldukları Cemal-i Allah icin ve ozledikleri Habibullah (sav.) icin isterler.

Kadın da kotuluk yaparsa gunah, hayır yaparsa sevap alır. Dua ederse Allah ona da “icabe ” eder. Demek ki, kadın, Cennete ya da Cehenneme gitmekte de erkekten farklı değildir.Dunyada iken iş başarırsa kazanc, suc işlerse ceza bulur. Ticarethanesi varsa kadın olduğu icin kazanc oranı duşuk olmadığı gibi, meşru bir iş goruyorsa kadın olduğu icin ucreti de duşuk olmaz. Tersine bazı suclarda kadın erkeğe gore daha az ceza gorur.

Dunyadaki mu’min eşlerin cennette beraber olmaları mumkundur. Cunku cennet nimetlerinden birisi de aile hayatıdır. Burada evli olan eşler orada da birbirleriyle evleneceklerdir. Mu’min olan aile fertlerinin cennette birlikte bulunacaklarını haber veren ayetlerde, cennete girmeyi hak eden eşlerin orada beraber olacakları ozellikle vurgulanmaktadır.
Cennette kadınlar cennet elbiseleri giyeceklerdir. Ayetlerde de cennetteki elbiselerin ipekten ve suslemeli oldukları şoyle haber verilmiştir:

“Onların uzerinde hafif ipek ve ağır işlenmiş atlastan yeşii elbiseler vardır. . (insan, 76/21 )

“Hic şuphesiz Allah, iman edenleri ve salih amellerde bulunanları altından ırmaklar akan cennetlere sokar, arada altından bileziklerle ve incilerle suslenirler; oradaki elbiseleri ipektenidir.” (Hac, 22/23)

Ebu Hureyre, Hz. Peygamberin şoyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
“Kim cennete girerse nimetlere garkolur ve hastalanmaz. Elbisesi curumez, gencliği tukenmez. Cennette hicbir gozun gormediği, hicbir kulağın işitmediği ve hicbir beşerin kalbinden gecmeyen nimetler vardır."(Muslim, BuhÂr&#238

Kaliteli kumaşlardan yapılmış rahat ve guzel kıyafetler giymek herkesin hoşuna gider. Cennetteki ceşitli renk ve guzellikteki kıyafetler de insanın bu yondeki zevkine hitap edecektir. Dunya şartlarında kıyafetler ne kadar guzel olurlarsa olsunlar hep bir eksiklik soz konusudur. Tum giysiler zaman icinde eskir, renkleri solar, kişide ilk giydiği zamanlardaki beğeniyi uyandırmamaya başlar. Bir kişinin dunyada cok sayıda giysiye sahip olması da bir onem taşımaz, cunku bu giyimlerden alınan zevk kişinin omru ile sınırlıdır. Olumle birlikte diğer tum eşyalar gibi bunla da geride bırakılır. Oysa cennet giysileri hem kusursuz guzellik ve ceşitlilikte hem de sonsuza kadar kaiıcıdırlar. Peygamber Efendimiz (sav)'in cennet giysilerinin bu ozelliklerine dikkat cektiği bir hadisleri şoyledir:
Orada muazzam koşkler, geniş nehirler, bol ve algun meyveler, guzel ve dilber zevceler (kadın, eş), ebedi pek cok ve renkli guzel elbiseler vardır. Orası yuksek, guzel ve selim yurtlardan parlak hayat surulen bir yerdir..." [Ramuz el-Ehadis-i , s. i 70/1)

Cennet hem mu’min erkeklerin, hem de mu'min kadinların nimetler icinde yuzduğu bir mekÂndır. Yani cennetin nimetlerinden erkekler kadar kadınlar da istifade edecek, butun nimet ve ihsanlar her iki cinse de verilecektir. Cennet ve cennetlikler en guzel ve tatlı bir şekilde Kur’an’da anlatılır. Coğu yerde mu’min erkeklerle birlikte, mu’min kadınlar zikredilir.

“Allah, mu’min erkeklere ve mu’min kadınlara devamlı kalacakları, iclerinden ırmaklar akan cennetler, Adn cennetlerinde hoş meskenler vaad etmiştir. Allah’ın rızası icin en buyuk mukafatlır. İşte buyuk kurtuluş budur." (Tevbe 72)

Cennetlikler ve cennet nimetleri Kur’an’da anlatılırken cennet ehli icin “muttekiler (Allah'tan hakkıyla korkanlar)” ifadesi gecer. Bu kelime hem erkekler, hem de kadınlar icin muşterek kullanılır. Biri oburunden ayırd edilmez, ayrı tutulmaz.

Hadis-i şeriflerde gecen ifadeler de hem erkekler, hem de kadınlar icindir. Butun mujdeler, taitifler, nimetler, lk romlar herkese aynıdır. Bir hadisin meali şoyle:

“Cennet ehli cennete girdiklerinde bir vazifeli şoyle seslenir: “Şuphe yok ki, siz cennette ebedî yaşayacak ve hic olmeyeceksiniz. Hastalanmayacak ve devamlı sıhhatli bulunacaksınız. Sonsuz nimetlere mazhar olacak ve hicbir zaman huzun ve keder gormeyeceksiniz.”(Muslim, Cennet 22.)

“Muhakkak sizden biriniz cennetin en alt derecesinde bulunsanız bile, ona Allah’ın emri ile melekler tarafından, 'Gonlunden gecenleri ister’ denir. O da devamlı temenni eder durur. Bunun uzerine ona, *Kalbinden gecenleri tamamen temenni ettin mi?' diye sorulur. 'Evet’ cevabı verince, “Muhakkak temenni ettiğin şeyler bir misli fazlasıyla sana verilecek' denir.”( Muslim, îman: 301 .)

Cennetlik kadınlar, cennetin guzelliğine guzellik katmakta, Allah'ın ebedî yurdunu susleyen canlı bir unsur olmaktadır. Bu “mutahharatun (temiz)” ifadelerinden ayrıca şu manalar cıkıyor: “Dunya kadınları cennete girdikten sonra kotuluklerden, kıskanclık ve benzeri cirkin huylardan arınacaklar, icleri de dışları gibi berrak ve ter temiz olacak, guzellikte hurileri gececekler.”

Yani cennet ehli kadınlar guzellikte o kadar ileride bulunuyorlar ki, sadece bir tek tırnağı dunyaya gorunse guneşin ışığını kapatacak kadar parlaklıkta alan hurilerden daha guzel olacaklar. Bir kadının bundan daha guzel bir şey tahayyul etmesi mumkun mudur?

Cenab-ı Hak hem erkek, hem de kadın mu'minlere kalblerinden gecenlerin bir misli fazlasını vereceğine gore, nimet ve ihsanın derecesini siz duşunun. Artık bu kadar lutuf ve ikramdan sonra “Allah, cennette bir erkeğe cok sayıda huri veriyor da, cennet ehli kadınlara neden boyle bir imkÂn verilmiyor?” denmez. Cennette “yok yoktur.” Allah insan fıtratına en uygun şekilde her turlu nimet ve ihsanı verecek, kimseyi mahrum bırakmayacaktır.

Esas mesele Allah'ın rızasına nail olmak, ebedi saadete liyakat kazanmak, fani dunyadan imanlı olarak ayrılıp, cennetin kapısına ulaşabilmektir.