Risale-i Nur, Kur'an-ı Kerim'in harika bir tefsiridir.

Boyle kıymetli bir eserden istifade etmek buyuk bir nimettir, bir ayrıcalıktır.

Okurken şu gibi esaslara dikkat edilse, istifade cok daha fazla olur diye duşunmekteyiz:

• Başkalarına anlatmak icin değil, kendi nefsimize hitap ederek okumak.

• Az da olsa her gun okumak.

• Kucuk Sozler, Yirmi Ucuncu Soz, Haşir Risalesi, Genclik Rehberi gibi cep boy kitapları yanımızda taşımak, kısa ve uzun yolculuklarda bunlardan istifade etmeye gayret gostermek.

• Bilinmeyen kelimelerle ilgili lugat calışması yapmak. Bir insan her ay bir risalenin kelimelerini cıkararak okusa, bir yıl gibi bir surede cok mesafe alabilir.

• Cevremizde Nur dersleri yapılıyorsa duzenli olarak takip etmek, yapılmıyorsa da başlatmak.

• Seviyesi iyi kimselerle on calışmalı dersler yapmak. Mesela, bir hafta onceden belirlenen bir derse hazırlanıp gelmek, başkalarıyla bu konuyu enine boyuna muzakere etmek son derece faydalı olacaktır.

• "Ya Rabbi, bu eserleri anlamayı ve yaşamayı nasip eyle" şeklinde dualar etmek.

• Her gun hic olmazsa on beş dakika sesli okumak, hem okuyuşu duzgunleştirir, hem telaffuzu guzelleştirir.

• Ayrıca sessiz olarak da yoğun bir şekilde okumak gerekir. Kulliyetle dalmak muhimdir.

• Okuduğumuzu başkalarıyla paylaşmak onemlidir. İlim, paylaşıldıkca artar ve bereketlenir.

• Başlangıcta anlamasak da cok okumak, sonraki okuyuşlarda ise anlama ağırlıklı okumak daha faydalı olacaktır.

• Cevşen ve sair evradları okumanın risale-i nurdan istifadeye ve feyz almaya buyuk faydası vardır. Bunlar insanın ulvi latifelerini geliştirir, ona kıvam ve kalite kazandırır.
__________________________

Zubeyir Gunduzalp’in Risale-i Nurları Okuma ve Hedefe Nasıl Varılır Konularında Muhim Notları

OKUMAK

1. Butun bedenî ve ruhî hastalıkların sebebi, imanî ve İslamî bir eser okumamaktır. Allah bu muvakkat omru, ebedî bir hayatı kazanmak icin vermiştir. Bu fani dunyada baki dunya ve ahiret saadetlerini kazanabilmenin caresi Allah'ı bildiren, tanıtan, O’nun emirlerini yapıp nehiylerinden (işlenmesini men ettiği şeylerden) kacarak, gunahları işlemeye mani olacak tahkiki iman dersi veren kitapları okumaktır. Bu eserlerin bu zamanda en yukseği, en tesirlisi, en buyuğu; Risale-i Nur Kulliyatıdır.

2. İnsan vucudunun sağlığı icin yemek, icmek, hava almak nasıl en ehemmiyetli bir ihtiyacsa, insan kafası, kalbi, ruhu icin de tahkiki bir iman ve İslamiyet’e sahip kılan, Allah'ı ve Peygamber Efendimizi hakkıyla tanıtan ve bildiren bir marifetullah kitabı olan Nur Risalelerini de okumak da işte oyle bir ihtiyactır.

3. İmanî, İslamî bir eseri okumamak en muzır bir hastalıktır, okuyamamak sayısız maddî ve manevî kazanc ve faziletlerden mahrum olmanın, yoksun kalmanın en aşikar bir numunesidir. Dinî, millî ve ictimaî bakımlardan cokuntu ve fenalıkları netice vermenin en bariz ve en acık bir sebebidir.

4. Her Musluman ve insan, her genc ve ihtiyar, her erkek, her kız ve kadının Risale-i Nur gibi, insanı insan eden, Musluman’a Musluman’ca hayat zevkini veren iman ve İslamiyet dersleriyle maneviyatını kuvvetlendiren ve nurlandıran, dinî, dunyevî felaketlerden kurtaran bir şaheseri okuması; fıtratının, yaradılışının arzu ettiği en zengin, en guzel, en değerli bir maneviyat hazinesidir.

5. Nur Talebeleri, Nur Risalelerini defalarca okuya okuya, bu okumayı bırakamayacak bir hale gelmişlerdir, insanı ebedî zevk ve lezzetlerle coşturan bu feyyaz okumayı terk edemeyecek ruhi ve ulvi bir haslete nail olmuşlardır.

6. Cismanî ve ruhanî varlığımızı Kur'anî Nurlarla Nurlandıran ve ehl-i imanı İlahi bir cazibe ile kendine cezbeden, ceken bu Nur Efşan mutalaa, Nur Talebelerinde alışkanlık haline gelmiştir.

7. Nur Talebeleri, belki ekmeksiz yaşamanın mumkun olacağı, fakat Nur Risalelerini okumadan yaşamanın, hayattar kalmanın mumkun olamayacağı inancını veren bir i'tiyad guzelliğine eriştikleri kanaatlerine sahip olmuşlardır.

8. Kitapsız bir kimsenin, faydasız basit bir adamdan daha basit ve bayağı olduğu neticesine varmışlardır.
9. Başkalarına okuyacağım hakaik-i imaniye ve Kur’Âniyeyi, Risale-i Nur’u ve sevgili ve muazzez Ustadım Bediuzzaman Said Nursi Hazretleri hakkındaki mudafaa, takrir, mektup, şiir, fıkra ve makaleleri tekrar be tekrar okurum ve okumalıyım.

10. Okuyacaklarımı yalnız muhataplar icin değil, evvelemirde kendim icin, kendim bilmek ve oğrenmek icin, onları en mukemmel ve en guzel bir surette hazmetmek icin okurum.

11. Hem okuyacağım mevzuya ne kadar derinlik ve fazla vukufiyet peyda edersem, onu ne kadar mukemmel hazmedersem, onun kıymet ve kunhunu ne kadar ziyade idrak eder, tanırsam, ona karşı o derece bir iştiyak ve itminan besler ve ondan o derece istifade ve istifaze ederim.

12. Okuduğuma karşı akıl ve kalbimde o derece emin ve muhkem bir vaziyet hasıl olur ki, o okuduğum hak ve hakikate, hicbir kimse mukavemet edemez ve hicbir kimse beni mağlup edemez.

13. Bir heyete veya bir topluluğa okuyacağım mevzuyu, yuksek sesle defalarca okur ve mÂnÂlarını duşune duşune, cumleler ve paragraflar uzerinde dura dura okurum. Boylece icimde İlÂhî bir his ve heyecan tahassul eder, bu da derin bir dikkat ve alÂka ceker, dinleyiciler uzerinde okunan hakikatlere karşı lÂhutî bir cazibe ve mıknatısiyet vucuda gelir.

14. Kuranî, imanî ve İslÂmî bir mevzuyu okumaya başlayınca onu derinden derine ve mukerreren mutalaa ederim.

15. Gece, gunduz ve diğer boş saatlerimde, yani yolda ve vasıtada bulunduğum vakitlerde dahi onu zihnimden geciririm. Satırlarını gozlerimin onune getiririm. Dimağım onun istilasına uğramış gibi olurcasına kadar onunla zihnen meşgul olurum.

16. Eğer bir cemaata okuyacaksam elime kağıdı kalemi alır, “Ben falan heyete veya cemaata şu notları anlatacağım” diye o noktaları sıralayarak yazarım. İşte hakikatleri muhataplara husn-u kabulde muvaffakiyetlere, zafer ve galebelere nail kılan dusturlardan birisi budur ki, sihirli bir tesir ve kuvvete haizdir.

17. Bir cok mevzuya ait ceşit ceşit kitapları sathî veya dikkatli okumaktan, bir meslek ve gaye-i hayat edinilmeye değer bir şaheseri iyice okumak, zamanlarımızın coğunu ebedî ve ezelî hakikatler hazinesi olan bu esere hasretmek, daha ustun ve daha değerli bir harekettir.

18. Bir eserin guzellikleri, hususiyetleri ve meziyetleri ilk okunuşta insana gorunmez.

19. Elimize aldığımız Nur Kulliyatından herhangi bir kitabı en az uc defa okuduktan sonra, Risale-i Nur’un fusunkÂr ve cazibedar guzellikleri parlak bir surette bize gorunmeye başlar.

20. Bizi kendine bağlar, İlÂhî bir cezbe ile bizi kendine cezbeder. Rahmanî ve Kur’Ânî bir kuvvet-i cazibe bizi Nur Risalelerini bir omur boyunca okumak saadetine sevkeder.

HEDEFE NASIL ULAŞILIR?

1. Nur-u Kur'an'la meşguliyet, insanda yuksek hazlara, ebedî saadete ve baki şereflere karşı yuksek hisler husule getirir.

2. Tahkikî iman dersleriyle tenevvur eden (nurlanan) bir kimsede sefil hisler, yerlerini ali (yuksek) duygulara terk ederler.

3. Gaye ve maksatta muvaffak olmanın sırrı şudur: Maksat ve gayeye faydalı olan bir şeyden istifade etmek; onun haricindeki şeylerle meşguliyeti malayani addetmek ve luzumsuzluğuna inanmaktır.

4. Nazarlarımı haricî alemden kendi nefsime, iradî bir surette cevirmeliyim. Haricî vak'a ve hadiselere tabi olmadan, kudsî hizmetime ve ulvî meşguliyetime devam etmeliyim.

5. Tembelliğe; basit ve manasız zevklerime musaade etmemeliyim.

6. Gayri meşru ve luzumsuz arzularıma mukavemet ve muhalefet etmeliyim.

7. Yeknesak dunyevî meşguliyetler, insanın mahiyetindeki ulvî melekeleri korletir. Manevî terakkiyata medar olacak yuksek istidatları sondurur. Kabiliyetler verimsiz kalır.

8. Yuksek bir gaye; ebedî, canlı ve cazip bir maksat. îşte, butun sıcak heyecan ve fikirlerimizi bunun uzerine cevirebilmeliyiz. Boylece hedefe varabiliriz.

9. Maksat ve gayelerimize muvafık hislerimizden hemen istifade etmeliyiz, îşimizin kudsiyetine ve yuksekliğine karşı bir his mi husule geldi? Hemen iş başına! İşi hoş ve cazip kılan zihnî ve bedenî bir kuvvet mi hissettik? Cabuk kitap başına! Derhal iş başına!...

10. Fikirleri ve hareketleri hoş ve meşru olmayan, hayat tarzları İslamiyet’e muvafık gelmeyen ve vaki sebeplerle tembelliği makul ve meşru gosteren arkadaşlardan buyuk bir soğuklukla uzaklaşmalıyım.

11. Şuur, nefsinizde gecen hadiselerin kendiliğinden bilinmesidir. Gozumuz, kulağımız ve butun hassalarımız haricî aleme baktığımızda ne vazife goruyorlarsa, şuur da ic dunyamızda aynı vazifeyi goruyor. Ruhumuzun butun gayretlerini Kur'an ve iman hakikatlerinde sarf etmeye cehd etmeliyiz. Birlikte yaşadığımız insanların bize yaptıkları tesirler, gayri şuurî, hayatımızı değiştirebilir, însan daima kendini tahlil ve murakabe etmek itiyad ve kudretinde bulunmazsa, nefsini ve ic dunyasını kolayca tanıyamaz.

12. İnsan dikkate, tahlile ve muhakemeye alışmalıdır.


Kaynak
__________________