Cimrilik ile ilgili ayet ve hadis kısaca

Cağımızda insanlığın karşı karşıya kaldığı onemli sorunlardan birisi de yardımlaşma ve dayanışmaya engel manevî bir hastalık olarak nitelendirilebilecek cimrilik ve bencillik duygusudur. Bu duygunun varlığına Kur’an-ı Kerim’de,

“De ki: “Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman da tukenir korkusuyla cimrilik ederdiniz. Zaten insan cok cimridir” (İsra, 17/100) ayetiyle dikkat cekilmektedir.

Toplumlarda dunyevileşmenin etkisiyle servetlerini, mal ve mulklerini bırakın muhtac konumdaki insanların yardımında kullanma ozverisini kendi giderleri icin dahi harcamada oldukca eli sıkı kimselerin sayısı hic de az değildir. Başka bir ifadeyle mal ve mulk, servet ve kazanclar, insanların hizmetinde olma yerine adeta putlaştırılmakta, omurler var oluş gayesi dışında mal ve servet biriktirme hulyası ile heder edilmektedir. Bu nedenledir ki yardımlaşma ve dayanışmaya cok buyuk onem atfeden İslam dininde, bencilliği korukleyen ve ona zemin hazırlayan cimrilik hoş karşılanmayarak yasaklanmıştır.

Zira cimrilik, insanın yaratılış amacına ve yuce Allah’ın kendisine mal ve servet lutfedişinin hikmetine aykırı bir tutum ve duygudur. Mal ve serveti dunya otesine yatırım aracı olarak kullanma da buyuk engeldir.

Nitekim Kur’Ân-i kerim’de,

“Altın ve gumuşu biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla mujdele. O gun bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, boğurleri ve sırtlan bunlarla dağlanacak ve “İşte bu, kendiniz icin biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi, tadın bakalım biriktirip sakladılarınızın tadına bakın denilecek”
(Tevbe, 9/34-35) ayeti ile infaktan ve muhtaclara yardımdan uzak duranların


“Allah’in kendilerine lutfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun kendileri icin hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayir! O kendileri icin bir şerdir. Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gununde boyunlarına dolanacaktır.
” (Al-i İmrÂn, 3/180) denilerek cimriliğin ne derece tasvip edilmeyen bir tavır olduğu bildirilmektedir.

Peygamberimiz (s.a.v.), en kotu ve alcaltıcı iki huyun cimrilik ve korkaklık duygusuyla imanın bir arada bulunamayacağını ifade etmiştir. Ayrıca Peygamberimiz (s.a.v) cimriliğin cirkinliğine dikkat cekmiş, kendisi de Cimrilikten Allah’a sığınmış (BuhÂrî, Cihad”, 74), gecmiş milletlerden bir kısmının cimrilik yuzunden birbirlerinin mallarına saldırmak ve kanlarını akıtmak suretiyle helÂk olduklarını belirterek cimriliğin, doğurabileceği sosyal sorun ve bunalımlara dikkat cekmiştir.

“Guneşin doğduğu her yeni gun, insanların her bir uzvu, mafsalı icin bir sadaka gerekir. İki kişinin arasında adaletle hukmetmen bir sadakadır. Hayvanına (binitine) binmek isteyen bir kimseye yardım ederek hayvanına (binitine) bindirmen veya eşyasını hayvana (binitine) yuklemen bir sadakadır.


Guzel bir soz,sadakadır. Namaza giderken attığın her adım, sadakadır. Gelip gecene sıkıntı veren şeyleri yoldan kaldırman bir sadakadır” (BuhÂrî, “CihÂd’, 72, 128; Muslim, *MusÂıîrun”, 84) buyurarak bir taraftan sadaka kavramının kapsamının ne denli geniş olduğuna işaret etmiş, diğer taraftan da Musluman’ın sergilediği her turlu guzel davranışın sadaka olacağını belirtmiştir. Ayrıca bu hadis niyetin halis olması koşuluyla sergilenen her davranışın dindi ibadet olarak bir değeri olduğuna işaret etmektedir.

Sahip olunan nimetlerin ve servetlerin paylaşımı feragat ve fedakÂrlığı gerektirir. Dinî terminolojide geniş kapsamıyla “infak” kavramı bu paylaşımı icermektedir. Allah icin infakta bulunmanın, İslÂm’da ne derece onemli olduğuna bircok ayet ve hadis delalet etmektedir. Kur’an-ı Kerim’de en cok yer alan kelimelerden biri de infak kavramı ve onun turevleridir.


Her konuda ornek olan Peygamberimiz (.s.a.v) Allah rızası icin muhtac kimselere vermeyi teşvik etmiştir. Şu hadisler bunun acık ornekleridir:

“Yarım hurma (tasadduk) etmek suretiyle de olsa, cehennemden korunmaya calışınız.” (BuhÂri, “Edeb”, 34, “ZekÂt”, 10; Muslim, “ZekÂt”, 66-70; Tirmizi, “Kıyamet”, 1; NesÂî, “ZekÂt”, 63)

“Sadece şu iki kişiye gıpta edilir. Bunlardan birincisi, Allah’in kendisine verdiği mali Hak yolunda harcamayı başaran kimse, diğeri de, Allah’ın kendisine ilim ve hikmet ile yerli yerince hukmeden ve onu başkalarına oğreten kimse.”
(BuhÂri, “İlim”, 15, “ZekÂt, 5;Muslim,
“MusÂfirîn”, 268)

“Allah rızası icin sarf ettiğin şeyden dolayı muhakkak sevap kazanırsın. Hatta ailenin ağzına koyduğun lokma yuzunden bile.”
(BuhÂri, “İman , 41, “CenÂiz , 363; Muslim, “Vasiyyet”, 5;Ebu Davud, “FerÂiz , 3;Tirmizi, “VesÂy”, 1)


Kesenin ağzını sıkma! Allah da senin rızkını daraltır.” (Buharî, Muslim, “ZekÂt”, 88; Ebu DÂvud, “ZekÂt”, 46)