
Bediuzzaman Hazretleri’nin uzun sabah dersleri bilinir.
Ustad’ın en hizmetinde ve yakınında bulunmuş olan ağabeylerin ders hatıralarını nakledelim inşÃ‚allah. Boylece Ustad’ın ders usûlu ve derslerde nelere dikkat ettiği de anlaşılmış olur. Ustad’ın bizzat derslerine katılan ağabeylerin hatıralarıyla sizleri baş başa bırakıyoruz.
Huseyin Remzi Sonmezgil anlatıyor: “Bizler Ustad Bediuzzaman’dan imÂn hakîkatlarını ders alıyoruz. Ayrıca fenlere ait dersleri de kitaplardan okuyor veya muallimlerimizden dinleyerek oğrenmeye calışıyoruz. Sonra Ustad’ın bir dersini bir defacık da olsa hic unutmuyoruz. Onun dersi oğretmenlerimizin derslerinden cok farklı, oğretmeninkini unuttuğumuz oluyor, ama Ustad Bediuzzaman’ın dersleri hic akıldan cık- mıyor. Ustad Bediuzzaman, verdiği İslÂmî ve imÂnî dersleri zihnimize oyle sokuyor ki, bu dersleri hicbir zaman unutamıyoruz.”1
Mustafa Sungur anlatıyor: “Ustadımız Nurlar’dan bir ders yapıyordu: ´Bir mevcut, vucuttan git- tikten sonra, zahiren kendisi a-deme, fenaya gider. Fakat ifade ettiği mÂnÂlar baki kalır. ´Dunyanın ve eşyanın uc tane yuzu olduğunu, bunlardan birinci ve ikinci yuzler ki, Esma-i İlÂhiye’ye ve ahirete bakan yuzlerinin, baki semereler ve meyveler yetiştirdiğini, fani şeyleri bÂki hukmune getirdiğini ve bu yuzlerde, mevt ve zevÂl değil; belki hayat, beka cilveleri olduğunu beyan ettikten sonra Zubeyir’e donerek; “Benim Zubeyir’im hapisten tahliyeden sonra Afyon’da kalarak hizmetimde kaldığı o levhalar, cok şirin, cok guzeldir´ mÂnÂsında ifadelerle iltifatta bulunmuştu.”2
“Afyon’da Hz. Ustad’ımızla birlikte olmakla, hayatımızın en mesut gunlerini yaşarken, bir gun pederim (Aydın koylerinde imam- dı) Ustad’ın ziyaretine geldi. Ustad’ımız, ‘Demek sen Sungur’un babasısın’ diye ona iltifat gosterdi. Cunku rahmetli pederim, maddî muzayekalarından, borclu olduğundan ve benim de kendine oğretmenlik maaşından tam yardım edeceğim sırada ve o umitle yıllar boyu bekledikten sonra, ona yardım edememem ve sair sebeplerle, gayr-ı memnundu. Ve beni Ustadımıza şikÂyete gelmişti. Ustadımız, evvel hizmet-i Nuriyeden ders yaptı, sonra, ana-baba hukukundan bahsetti. Bu zamandaki Risale-i Nur hizmetinin ehemmiyetinden bahsetti ve pederime teselli edici dersler verdi.”3
Abdulkadir Badıllı anlatıyor: “Sabahleyin namazdan epey sonra ders icin bizleri cağırdı. Gittik. Halka halinde oturduk. Hepimiz okuduk. Kendisi de okudu.”
“Ustad sabah derslerinde her bir talebesinin eline bir tane verip, ders yaptırıyordu. Kendileri de dinlerdi. Biraz bir talebesi okur, sonra yanındaki talebesine sen oku diye işaret eder, o da okurdu. Risale okunurken mubarek gozlerinden yaşlar revan oluyordu.”
“Bir sabah dersinde cok neşeli idi Ustad. Dokuz kişi dersi sıra ile okuyordu. O gun Hasbiye Risalesi okunuyordu. Bir ara sual melekleri meselesi gecti. Tahirî Ağabeye donerek, ‘Tahirî! Senin imanın bundan aşağı değil’ buyurdular. Tahirî Ağabey ‘Elhamdulillah’ dedi. Bana da ‘Kurdoğlu! Senin de bundan hissen coktur’ dedi.” En son dersi kendisi okuyacağını soyledi. Karadut başında yazılan kısmı okudu. Kendine has şivesi ile neşe ve surur icinde okuyordu. Ve bazı mulÂtefeler (lÂtifeler) yaptı.”4
Ahmet Gumuş anlatıyor: “Bir gun Zubeyir Ağabey parmağında dolama cıkması hasebiyle akşam dersine katılamadı. Bediuzzaman Hazretleri derse başlamadan evvel diğer ağabeylere Zubeyir Ağabey’i sordu. Rahatsız olduğu icin dinlendiğini soyledikleri vakit hiddetlendi ve “Hemen cağırın” dedi. Zubeyir Ağabey boynu bukuk, mahcup bir tavırla Ustad’ın huzuruna geldi ve azarı işitti: “Ben Zubeyir’i zannederdim ki, değil parmağı, başsız govdesi, govdesiz başı olsa yine ‘Risale-i Nur, Risale-i Nur!’ diye koşacak. Ehl-i kufur beni bıcaklarla parca parca etse, Said yine ‘İman, Kur’Ân, Risale-i Nur’ diye gider. Ben boyle talebe istiyorum. Ufak bir parmak meselesinden uzulen, kırılan talebelere, Risale-i Nur’un ihtiyacı yoktur. Uhuvvet ve ihlÂsı gaye edinen talebelere ihtiyac vardır.”
Dipnotlar:
1-Son Şahitler, 2.Cild s. 234., 2-Son Şahitler, 4.Cild s. 15., 3-Son Şahitler, 4.Cild s. 15 4 Son Şahitler, 4.Cild s. 169., 5-Zubeyir Gunduzalp, İ. Kaygusuz, s.203., 6-Son Şahitler, 3.Cild s. 31., 7-Son Şahitler, 4.Cild s. 150., 8-Son Şahitler, 3.Cild s. 31
__________________