İKİNCİ SEBEP

Ehl-i dalÂletin zilletindendir ittifakları; ehl-i hidayetin izzetindendir ihtilÂfları. Yani, ehl-i gaflet olan ehl-i dunya ve ehl-i dalÂlet, hak ve hakikate istinad etmedikleri icin, zayıf ve zelildirler. Tezellul icin, kuvvet almaya muhtactırlar. Bu ihtiyactan, başkasının muavenet ve ittifakına samimî yapışırlar. Hatta, meslekleri dalÂlet ise de, yine ittifakı muhafaza ederler. Âdeta o haksızlıkta bir hakperestlik, o dalÂlette bir ihlÂs, o dinsizlikte dinsizdarÂne bir taassup ve o nifakta bir vifak yaparlar, muvaffak olurlar. Cunku samimî bir ihlÂs, şerde dahi olsa, neticesiz kalmaz. Evet, ihlÂs ile kim ne isterse Allah verir. (HÂŞİYE)

Amma ehl-i hidayet ve diyanet ve ehl-i ilim ve tarikat, hak ve hakikate istinad ettikleri icin ve her biri bizzat tarîk-ı hakta yalnız Rabbini duşunup tevfikine itimad ederek gittiklerinden, manen o meslekten gelen izzetleri var. Zaaf hissettiği vakit, insanların yerine Rabbine muracaat eder, medet Ondan ister. Meşreblerin ihtilÂfıyla, zÂhir meşrebine muhalif olana karşı muavenet ihtiyacını tam hissetmiyor, ittifaka ihtiyacını goremiyor. Belki hodgÂmlık ve enaniyet varsa, kendini haklı ve muhalifini haksız tevehhum ederek, ittifak ve muhabbet yerine, ihtilÂf ve rekabet ortaya girer. İhlÂsı kacırır, vazifesi zîr u zeber olur.

İşte bu muthiş sebebin verdiği vahim neticeleri gormemenin yegÂne caresi, dokuz emirdir:

1- Musbet hareket etmektir ki, yani, kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmek. Başka mesleklerin adaveti ve başkalarının tenkisi, onun fikrine ve ilmine mudahale etmesin, onlarla meşgul olmasın.

HÂŞİYE: Evet, “Men talebe vecedde vecede” [Kim ihlÂs ile istediği şeyde gayret gosterirse, elde eder.] bir dustur-u hakikattir. Kulliyeti geniş ve genişliği mesleğimize de şamil olabilir.

Lem’alar, Yirminci Lem’a, s. 263

LÛ*GAT*CE:

ehl-i dalÂlet: hak yoldan sapmış olanlar.

ehl-i hidayet: doğru yolda, hidayet uzere olanlar.

hodgÂmlık: kendini beğenmişlik.

ihtilÂf: ayrılık.

ittifak: birleşme, fikir birliği, uyum.

izzet: şeref, yucelik, itibar, kıymet.

zillet: hakirlik, horluk, aşağılık.

zîr u zeber: alt ust, darma dağın.

***
__________________