Kadere teslim olup, sıkıntıları nimet bilmek

Aziz, Sıddık, SebatkÂr ve Vefadar Kardeşlerim!

Sizi muteessir etmek veya maddî bir tedbir yapmak icin değil, belki şirket-i maneviye-i duaiyenizden daha ziyade istifadem icin ve sizin de daha ziyade itidal-i dem ve ihtiyat ve sabır ve tahammul ve şiddetle tesanudunuzu muhafaza icin bir halimi beyan ediyorum ki: Burada bir gunde cektiğim sıkıntı ve azabı, Eskişehir’de bir ayda cekmezdim. Dehşetli masonlar, insafsız

bir masonu bana musallat eylemişler; t hiddetimden ve işkencelerine karşı “Artık yeter!” dememden bir bahane bulup, zalimane tecavuzlerine bir sebep gostererek yalanlarını gizlesinler. Ben, harika bir ihsan-ı İlÂhî eseri olarak şakirÂne sabrediyorum ve etmeye de karar verdim.

Madem biz kadere teslim olup bu sıkıntıları “Hayru’l-umûri ahmezuh” [İşlerin en hayırlısı, en zahmetle elde edilendir.] sırrıyla, ziyade sevap kazanmak cihetiyle manevî bir nimet biliyoruz; ve madem gecici, dunyevî musibetlerin sonları ekseriyetle ferahlı ve hayırlı oluyor; ve madem biz hakka’l-yakîn derecesinde yakînî bir kat’î kanaatimiz var ki, biz oyle bir hakikate hayatımızı vakfetmişiz ki, guneşten daha parlak ve Cennet gibi guzel ve saadet-i ebediye gibi şirindir; elbette biz bu sıkıntılı haller ile muftehirÂne, muteşekkirÂne bir mucahede-i maneviye yapıyoruz, diye şekva etmemek lÂzımdır.

Aziz Kardeşlerim!

Evvel Âhir tavsiyemiz, tesanudunuzu muhafaza; enaniyet, benlik, rekabetten tahaffuz ve itidal-i dem ve ihtiyattır.

Said Nursî

B. S. N. Tarihce-i Hayatı, Denizli Hayatı, s. 446

LÛ*GAT*CE:

hakka’l-yakîn: hakikatiyle kesin olarak bilme.

ihtiyat: tedbirli ve olculu davranma.

itidal-i dem: soğukkanlılık.

şirket-i maneviye-i duaiye: birbirine dua etmekle ortak olunan manevî şirket.

tahaffuz: sakınma, korunma.

tesanud: dayanışma.
__________________