Onu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır
İnsan binler ceşit elemler ile muteellim ve binler nevi lezzetler ile mutelezziz olacak bir zîhayat makine ve gayet derece acziyle beraber hadsiz maddî, manevî duşmanları ve nihayetsiz fakrıyla beraber hadsiz zÂhirî ve bÂtınî ihtiyacları bulunan ve mutemadiyen zeval ve firak tokatlarını yiyen bir bîcare mahlûk iken, birden iman ve ubudiyetle boyle bir Padişah-ı ZulcelÂl’e intisab edip, butun duşmanlarına karşı bir nokta-i istinad ve butun hÂcÂtına medar bir nokta-i istimdad bularak, herkes mensup olduğu efendisinin şerefiyle, makamıyla iftihar ettiği gibi, o da boyle nihayetsiz Kadîr ve Rahîm bir Padişah’a iman ile intisab etse ve ubudiyetle hizmetine girse ve ecelin idam i’lÂmını kendi hakkında terhis tezkeresine cevirse, ne kadar memnun ve minnettar ve ne kadar muteşekkirÂne iftihar edebilir, kıyas ediniz.
O mektepli genclere dediğim gibi, musibetzede mahpuslara da tekrar ile derim:
Onu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. Onu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır. Hatta bir bahtiyar mazlum idam olunurken, bedbaht zalimlere demiş: “Ben idam olmuyorum. Belki terhis ile saadete gidiyorum. Fakat, ben de sizi idam-ı ebedî ile mahkûm gorduğumden, sizden tam intikamımı alıyorum.” “LÂ ilÂhe illallah” diyerek, sururla teslim-i ruh eder.
B. S. N. Tarihce-i Hayatı, Denizli Hayatı, s. 453
__________________
Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 205
Dini Bilgiler0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 205
-
13-09-2019, 13:18:55