Ecel ve omur ile ilgili ayetler

3. Sure (Âl-i İmrÂn Suresi), 145. Ayet
Hicbir kimse Allah'ın izni olmadan olmez. Olum belirli bir sureye gore yazılmıştır. Kim dunya menfaatini isterse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret mukafatını isterse, ona da ondan veririz. Biz şukredenleri mukafatlandıracağız.
6. Sure (En'Âm Suresi), 2. Ayet
O oyle bir Rab'dır ki, sizi camurdan yaratmış, sonra (her birinize) bir ecel tayin etmiştir. (Kıyametin kopması icin) belirlenmiş bir ecel de onun katındadır. Siz ise hÂl şuphe ediyorsunuz.
7. Sure (A'rÂf Suresi), 34. Ayet
Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de one gecebilirler.
10. Sure (Yûnus Suresi), 49. Ayet
De ki: "Allah dilemedikce, ben kendime bile ne bir zarar, ne de fayda verme gucune sahibim. Her milletin bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler ne de one gecebilirler."
15. Sure (Hicr Suresi), 4. Ayet
HelÂk ettiğimiz her memleketin mutlaka bilinen bir yazısı (belli vakti) vardır.
15. Sure (Hicr Suresi), 5. Ayet
Hicbir toplum ecelini gecemez ve ondan geri de kalamaz.
16. Sure (Nahl Suresi), 61. Ayet
Eğer Allah, insanları zulumleri yuzunden hemen cezalandırsaydı, yeryuzunde hicbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir sureye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de one gecebilirler.
17. Sure (İsr Suresi), 99. Ayet
Onlar, gokleri ve yeri yaratan Allah'ın kendileri gibilerini yaratmaya kadir olduğunu gormediler mi? Allah onlar icin, hakkında hicbir şuphe bulunmayan bir ecel belirlemiştir. Fakat zalimler ancak inkarda direttiler.
23. Sure (Mu'minûn Suresi), 43. Ayet
Hicbir ummet, kendi ecelinin onune gecemez, onu geciktiremez de.
34. Sure (Sebe' Suresi), 29. Ayet
"Eğer doğru soyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gercekleşecek" diyorlar.


34. Sure (Sebe' Suresi), 30. Ayet
De ki: "Sizin icin belirlenen bir gun vardır ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri gecebilirsiniz."

35. Sure (FÂtır Suresi), 11. Ayet
Allah sizi once topraktan, sonra da az bir sudan (meniden) yarattı. Sonra sizi (erkekli dişili) eşler yaptı. Allah'ın ilmine dayanmadan hicbir dişi ne hamile kalır ne de doğurur. Herhangi bir kimseye uzun omur verilmez, yahut omru kısaltılmaz ki bu bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da yazılı) olmasın. Şuphesiz bu Allah'a kolaydır.

39. Sure (Zumer Suresi), 42. Ayet
Allah (olen) insanların ruhlarını olduklerinde, olmeyenlerinkini de uykularında alır. Olumune hukmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir sureye (omurlerinin sonuna) kadar bırakır. Şuphesiz bunda duşunen bir toplum icin elbette ibretler vardır.

40. Sure (Mu'min Suresi), 67. Ayet
O, sizi (once) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra "alaka"dan yaratan, sonra sizi (ana rahminden) cocuk olarak cıkaran, sonra olgunluk cağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız icin sizi yaşatandır. İcinizden onceden olenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve duşunup akıl erdirmeniz icin yapar.

63. Sure (MunÂfikûn Suresi), 10. Ayet
Herhangi birinize olum gelip de, "Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!" demeden once, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın.

63. Sure (MunÂfikûn Suresi), 11. Ayet
Allah, eceli geldiğinde hicbir kimseyi asla ertelemez. Allah butun yaptıklarınızdan haberdardır.

71. Sure (Nûh Suresi), 1. Ayet
Şuphesiz biz Nûh'u, kavmine, "Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden once kavmini uyar" diye peygamber olarak gonderdik.

71. Sure (Nûh Suresi), 2. Ayet
Nûh şoyle dedi: "Ey kavmim! Şuphesiz, ben sizin icin apacık bir uyarıcıyım."

71. Sure (Nûh Suresi), 3. Ayet
"Allah'a ibadet edin. Ona karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki sizin gunahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. Şuphesiz, Allah'ın belirlediği vakit gelince ertelenmez. Keşke bilseydiniz."