Hz. Muhammedin Sabrı Ve Kararlılığı,
Peygamberimizin Sabrı

Peygamberimizin Sabırlı Oluşu hakkında

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed sabırlı olma konusunda da biz Muslumanlara ornektir. O, İslamı duyurmak icin gittiği Taifte, putperestlerin taşlamalarına maruz kaldığı zamanda umitsizliğe duşup yolundan donmediği gibi, Muslumanların refah ve zenginliğe kavuştukları, Arabistanın onemli bir bolumunu hakimiyetleri altına aldıkları donemlerinde de asla yolunu değiştirmemiş, surekli aynı yonde hareket etmiştir. Peygamberimizin ashabından Abdullah b. Mesud diyor ki:

“Hz. Peygamberi kavmi taşlamış, ve onu yaralamıştı. O ise Allaha şoyle dua ediyordu:
–Allahım halkımı bağışla cunku onlar (gerceği) bilmiyorlar. Peygamberimizin bu tutumu ve Allahın yardımıyla bir donem sonra Taif halkı tumuyle Muslumanların hakimiyetine gecti ve o taş atanların buyuk bir bir bolumu İslamı kabul etti.

Yuce Allah Peygamberimize ve onunla beraber olan Muslumanlara sık sık sabırlı olmalarını ve asla umitsizliğe kapılmamalarını oğutler:

“Ey İman edenler, sabretmek ve namaz kılmakla Allahtan yardım dileyin; cunku Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara 153)

“Cesaretinizi yitirmeyin ve uzulmeyin; eğer gercekten inanıyorsanız, mutlaka insanların en ustunu olursunuz. (Âl-i İmran 139)

Peygamberimiz, etrafındaki insanlara, başlarına gelen bela ve musibetlerden dolayı umitsizliğe kapılmamalarını, eğer sabırlı olur, Allaha olan inanclarını yitirmezlerse bundan buyuk mukafat elde edeceklerini mujdelerdi. Ashaptan Ebu Yahya şoyle naklediyor:

“Allahın elcisi dedi ki: Muminin hÂli ne guzeldir. onun her işi kendisi icin hayırlıdır. Eğer bolluk icinde olursa şukreder ve bu, onun icin hayırlı olur; eğer darlığa duşese bu defa sabreder ve yine o durum, onun icin hayırlı olur.

İslam dinine gore bir Muslumanın, başına gelen herhangi bir olaydan dolayı kendi canına kıyması asla kabul edilemez; bu en buyuk gunahlardandır. Cunku Allaha inanan biri, Ondan asla umidini kesmez. Sevgili Peygamberimiz şoyle buyurur:

“Sizden biriniz başına gelen bir beladan dolayı olmeyi istemesin. Eğer mutlaka olmeyi isteyecekse şoyle dua etsin: Allahım! Yaşam benim icin hayırlı olduğu muddetce beni yaşat; eğer olum benim icin hayırlıysa benim canımı al.

Sabırlı ve kararlı olan insanlar, amaclarını elde etmeye en yakın insanlardır. Aceleci ve kararsız kişiler ise başarısızlığa mahkumdur.

Peygamberi Efendimizin Kararlılığı

Peygamberimiz, onemli bir karar vermeden once mutlaka etrafındaki insanların duşuncelerini oğrenir, kendisine bir oneri teklif edildiğinde bunu dikkate alırdı. Bir konuda karar verildiğinde ise sabır ve azimle onu gercekleştirmeye calışır, tereddute duşmezdi. O, Yuce Allah'ın şu ayetine gore davranırdı:

“...ve toplumu ilgilendiren her konuda onlarla istişÃ‚re et; sonra bir hareket tarzına karar verince de Allaha guven; cunku Allah guven duyanları sever. (Al-i İmran, 159)

Peygamberimiz ve onun ashabının cesaretleri, Allaha imanlarından ve kararlılıklarından besleniyordu. Yuze Allah onların bu durumlarını şoyle ovmuştur:
“İnsanlar onlara:
“–Bakın size karşı bir toplanmış. Onlardan korkun!
dediklerinde bu soz onların imanlarını arttırmaktan başka bir şey yapmadı ve:
“–Bize Allah yeter! O ne mukemmel koruyucudur! dediler. (Âl-i İmran 173)

Bir başka ayette de Yuce Allah şoyle buyurur:

“İman edenler icinde oyle kimseler vardır ki Allaha verdikleri soze bağlıdırlar. Onlardan kimi, bu uğurda canını feda etti, kimi de bu şerefi beklemektedir. Onlar Allaha verdiği sozu asla değiştirmezler. (Ahzab 123)

Başarının yarısı cesarete bağlıdır. Korkak insan hakkını koruyamaz, karşısına dikilen engelleri aşamaz, gucluklere karşı koyamaz. Biz de Peygamberimizi ornek almalı, doğruluk yolunda emin adımlarla yurumeli, kararlarımızı uygulamada cesur olmalıyız.
Yazan: Dr. Ali Kuzudişli