Kuranı Kerimde Evlat Hakkı nedir
Kuranda Evlad Hakkı

EVLAD HAKKI


(Bir mu'min vefĂ‚t edince butun amelleri kesilir. Yalnız uc amelinin sevĂ‚bı amel defterine yazılmaya devam eder. Bu uc amel, sadaka-i cĂ‚riye, faydalı kitapları ve kendisine hayırlı duĂ‚ eden sĂ‚lih cocuklarıdır.)

EvlĂ‚dın, ana-baba uzerinde hakları vardır. Bazıları şoyledir:

1- İleride, cocuk annesiyle kotulenmemesi icin, evlĂ‚dına anne olacak kızı, iyi yerden secmelidir. SĂ‚liha olmasına dikkat etmelidir! Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Kadın, malı, guzelliği, asĂ‚leti ve dindarlığı icin nikĂ‚h edilir. Sen dindar olanı sec ki, maddî ve ma'nevî ni'mete kavuşasın!) [BuhĂ‚rî]

(Kadını guzelliği icin alma, guzelliği onu helĂ‚ke surukleyebilir. Sırf malı icin de alma, malı onu zarara sokabilir. Dindar olanla evlen!) [İbni MĂ‚ce]

2- Cocuğa iyi isim koymalıdır! Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Siz kıyĂ‚mette, kendinizin ve babanızın ismiyle cağrılırsınız. Bu bakımdan cocuklara guzel isim koyunuz!) [Ebû DĂ‚vud]

(Cocuğu guzel terbiye etmek ve ona guzel bir isim koymak, evlĂ‚dın babası uzerindeki haklarındandır.) [Beyhekî]

(ALLAHu teĂ‚lĂ‚nın indinde isimlerin en sevgili olanı Abdullah ve Abdurrahman'dır.) [Muslim]

(Uc oğlu olup da, birine benim ismimi vermiyen, cĂ‚hillik etmiş olur.) [TaberĂ‚nî]

(MUHAMMED ismi verdiğiniz cocuğa karşı hurmetli olun, toplantılarda ona yer verin ve hic bir şekilde onu azarlamayın!) [Hatîb]

(MUHAMMED isimli kimseyi hakir gormeyin, onu mahrûm etmeyin! MUHAMMED isimli kimsenin bulunduğu bir evde veya bir yerde bereket vardır.) [Deylemî]

(ALLAHu teĂ‚lĂ‚ buyurur ki: İsmi, Ahmed, MUHAMMED, Mahmûd gibi habîbimin isminden olan mu'mine azĂ‚b etmekten hayĂ‚ ederim.) [R.NĂ‚sihîn]

[EcdĂ‚dımız, MUHAMMED ismine hurmetsizlik olmasın diye Mehmed ismi koymuşlardır.]

Cocuğa Reşid, Emin gibi ovucu isimler koymak cĂ‚iz ise de koymamak iyi olur. Cunku boyle isimleri soyliyerek, o isim sĂ‚hibine hakaret etmek, isme de hakaret olur. MeselĂ‚ Tembel Emin yerine, bu cocuk tembeldir demelidir. (Şir'a)

Kıyamet gunu gunahları, sevĂ‚blarından daha cok olan bir kimse, Cehenneme goturulur. ALLAHu teĂ‚lĂ‚, CebrĂ‚il aleyhisselĂ‚ma buyurur:

-YĂ‚ CebrĂ‚il, bu kimseye sor ki, hayatında hicbir Ă‚limin sohbetinde bulundu mu?

CebrĂ‚il aleyhisselĂ‚m, o kimseye sorar. O da, (Ne yazık ki, hic bir Ă‚limle bir arada bulunmadım) der. ALLAHu teĂ‚lĂ‚, tekrar buyurur.

- YĂ‚ CebrĂ‚il, bu kula sor ki, hicbir Ă‚limi ilminden dolayı sevdi mi?

CebrĂ‚il aleyhisselĂ‚m, ona sorar. O da, (Hayır sevdiğim bir Ă‚lim yoktu) der.

ALLAHu teÂl buyurur ki:

- YĂ‚ CebrĂ‚il, bu kimse, tesĂ‚dufen de olsa bir Ă‚limle yemek yemiş midir?

CebrĂ‚il aleyhisselĂ‚m sorar. O kimse de (Hayır hic bir Ă‚limle bir sofrada bulunmadım) der. ALLAHu teĂ‚lĂ‚ buyurur ki:

- YÂ CebrÂil, bu kulun ismi, bir Âlimin ismine benziyor mu?

CebrĂ‚il aleyhisselĂ‚m sorar. O kimse de (Hayır ismim hicbir Ă‚limin ismine benzemiyor) der. ALLAHu etĂ‚lĂ‚ buyurur ki:

- Bu kulumu Cennete goturun. Cunku o, Âlimi seven bir kimseyi severdi. (El-EnvÂr)

Gurulduğu gibi, ismi bir Ă‚limin ismine benzemek, hattĂ‚ Ă‚limi seven kimseyi sevmek bile insanın kurtuluşuna sebep olmaktadır. Tabiî her şeyden once mu'min olmak şartı vardır. Mu'min olmadıktan sonra guzel ismin ve hic bir ibĂ‚detin kıymeti olmaz.


Eğer bir kimsenin ismi kotu ise, bunu değiştirmelidir! Hadîs-i şerîfte (Kotu ismi olan bunu guzel isme cevirsin) buyuruldu. (Berîka)

Avrupa'da ba'zı gencler kendilerine kĂ‚fir ismi takıyorlarmış İmĂ‚m-ı RabbĂ‚nî hazretleri buyuruyor ki: (Bir muslumanın, bir kĂ‚fir ismini almaktan, korkunc arslanlardan kacmaktan daha cok kacması lĂ‚zımdır. Bu isimlerin sĂ‚hibleri, ALLAHu teĂ‚lĂ‚nın duşmanlarıdır. Hadîs-i şerîfte (Kotu zan altında kalınacak yerlerden kacınız) buyuruldu. Dinsizlik alĂ‚meti olan ve bu zannı uyandıran isimleri koymaktan, [sozleri soylemekten ve alĂ‚metleri kullanmaktan ve işleri yapmaktan] kacınmak her muslumanın vazîfesidir.) [Muj. Mektûblar]

Cocuk doğar doğmaz, hemen isim konabilir, bir hafta kadar geciktirmekte de mahzûr yoktur. Muhim olan cocuğa guzel isim koymalıdır! Bir ismin guzel olması icin mutlaka Kur'Ă‚n-ı kerîmde bulunması lĂ‚zım değildir. Yuz binden fazla EshĂ‚b-ı kirĂ‚mdan Hz. Zeyd hĂ‚ric, hic birinin ismi Kur'Ă‚n-ı kerîmde yoktur. Guzel isimler coktur. Değişik isim olsun diye, Kur'Ă‚n- kerîmde gecen her kelimeyi, sırf Kur'Ă‚n-ı kerîmde gectiği icin cocuğa isim olarak koymak, cok yanlış olur. Cunku Kur'Ă‚n-ı kerîmde guzel isimlerin yanında cirkin isimler de vardır. En başta şeytĂ‚n var, iblis var, HannĂ‚s vardır. KĂ‚firlerden KĂ‚rûn, HĂ‚mĂ‚n vardır. Peygamber efendimizin duşmanı Ebû Leheb'in ismi vardır. KurĂ‚n-ı kerîmde geciyor diye yıldırım, şimşek, gelmek, gitmek gibi kelimelerin arabîsini isim olarak koyanlar oluyor. Bu kelimelerden en meşhûrlarından biri EsrĂ‚'dır. EsrĂ‚, gece yurumek ma'nĂ‚sına gelir. Unzile, indirildi, indirilmiş demektir. Boyle isimleri koymak cĂ‚iz ve guzel ise de, enbiyĂ‚nın, ulemĂ‚nın, evliyĂ‚nın ismini tercîh etmek elbette iyi olur.

Peygamber efendimiz de, Hz. Hasan doğduğu zaman kulağına ezĂ‚n okumuştur. (Tirmiz&#238

Bir hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki:

(Yeni doğan cocucunun sağ kulağına ezĂ‚n, sol kulağına da ikĂ‚met okunursa, "ummu sıbyĂ‚n" denilen hastalıktan korunmuş olur.) [Beyhekî]

[EzĂ‚n okuyacak kimse, cocuğu yastık gibi yumuşak bir şey ustune koyarak kucağına alyr, yavaşca sağ kulağına ezĂ‚n, sol kulağına da ikĂ‚met okur. Sonra kulağına ismini soyler. Cocuğu birisi kucağına alıp, ezĂ‚nı bir başkası da okuyabilir.] Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki:

(Cocuğa guzel isim vermek, dinini oğretmek ve vakti gelince evlendirmek, evlĂ‚dın babası uzerindeki haklarındandır.) [Ebû Nuaym]

Fakir baba cocuğunu evlendirmeye mecbur değildir.

3- Cocuğu guzel terbiye etmelidir! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Cocuğu guzel terbiye, evlĂ‚dın babasındaki haklarındandır.) [Beyhekî]

4- Cocuğa karşı şefkatli davranmalıdır! Peygamber aleyhisselĂ‚m, torunu Hz.Hasan'ı operken birisi gorup, (YĂ‚ Resûlallah, benim on cocuğum var, hic birini opmem) dedi. Resûlullah efendimiz, (Merhamet etmiyen merhamet bulamaz) buyurdu. (BuhĂ‚r&#238

5- Cocuklara bedduĂ‚ etmemelidir. Abdullah bin MubĂ‚rek hazretleri, cocuğunu şikĂ‚yet eden birisine, (Cocuğuna hic bedduĂ‚ ettin mi?) diye sordu. O kimse, evet diye cevap verince, (Cocuğun ahlĂ‚kını sen bozmuşsun) buyurdu.

6- Cocuklara iyilik etmelidir! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(EvlĂ‚dınıza ikrĂ‚m edin, ana-babanın sizde hakkı olduğu gibi, evlĂ‚dınızın da sizde hakkı vardır.) [TaberĂ‚nî]

a) Bir kimse, malının hepsini cocuğunun birine verip diğerlerine vermese, cĂ‚iz olur. Bu mal, cocuğun mulku olur. Diğer cocukların, bundan birşey istemeye hakları olmaz. Fakat babası, sĂ‚lih cocukları arasında ayırım yaptığı icin gunĂ‚ha girer. (Hindiyye)

b) SĂ‚lih ve ilim tahsîlinde olan cocuklarına, diğerlerinden daha cok mal vermek cĂ‚izdir. SalĂ‚hları eşit ise, eşit vermelidir! Cocukları fĂ‚sık olanın, mîrĂ‚s bırakmayıp, sĂ‚lihlere, hayrata vermesi efdĂ‚ldir. Cunku, gunĂ‚ha yardım etmemiş olur. (FetĂ‚vĂ‚yı BezzĂ‚ziyye)

c) FĂ‚sık cocuğa nafakadan fazla yardım yapmamalıdır!

7- Cocukları helĂ‚l lokma ile beslemelidir! Boyle yapılmazsa, haram gıdĂ‚ların, yemeklerin te'sîri, cocuğun ozune işler cocukta uygunsuz işlerin meydana gelmesine sebep olur. Hadîs-i şerîfte, (Yiyip ictikleriniz helĂ‚l, temiz olsun! Cocuklarınız, bunlardan hĂ‚sıl olmaktadır) buyuruldu. (R.NĂ‚sıhîn)

8- Cocuğa Kur'Ă‚n-ı kerîm oğretmeli, yedi yaşından i'tibĂ‚ren de namaz kılmaya alıştırmalıdır! Cocuğa ilim oğretmelidir. Cunku dunya ve Ă‚hirette kurtuluş ilimledir.

9- Cocuk Ă‚kıl bĂ‚lig olup evlendikten sonra hadîs-i şerîfte bildirildiği gibi boyle demelidir:

(EvlĂ‚dım, seni terbiye ettim. Okuttup evlendirdim. Dunyada bir felĂ‚kete, Ă‚hirette azĂ‚ba uğramaktan ALLAHu teĂ‚lĂ‚ya sığınırım. Aklını başına topla, buna gore calış!) [İ. Hibban]

Babanın, cocuklarına ilim, edeb ve san'at oğretmesi farzdır. Once, Kur'Ă‚n-ı kerîm okumasını oğretmelidir. Sonra îmĂ‚nın ve islĂ‚mın şartlarını oğretmelidir. Yedi yaşından i'tibĂ‚ren namaz kılmaya alıştırmalıdır! Dunya ve Ă‚hirette kurtuluş ilimledir. Cocuğu, din bilgilerini oğrendikten sonra, okula gondermeli, lise ve universite tahsîli yaptırmalıdır. Dinini oğrenmeden mektebe gonderilirse, artık bunlary oğrenecek vakit bulamaz. Din duşmanlarının tuzaklarına duşup, onların yalanlarına aldanır. Dinsiz ve islĂ‚m ahlĂ‚kından mahrûm olarak yetişir. Dunya ve Ă‚hirette felĂ‚ketlere suruklenir. Millete zararlı olur. Kendine ve başkasına yapacağı kotuluklerin gunĂ‚hları, ana-babasına da yazılır. Cocuğunu, din bilgilerini oğretmeden once, kĂ‚fir ve hıristiyanların mekteplerine gondermenin buyuk zararları, (İrşĂ‚d-ul-hiyĂ‚ra) kitabında yazılıdır.

10- Ahnef bin Kays hazretleri buyurdu ki:

(EvlĂ‚d icin zorluklara katlanmalıyız. Onların ayakları altında yumuşak yer, bağları ustunde golge olmalıyız! Onlara sert davranmıyalım ki bizden uzaklaşmasınlar. Bizden usanıp olumumuzu beklemesinler. Uygun isteklerini yerine getirmeliyiz! Ofkelenirlerse teskîne calışmalıyız!)

11- Cocuklar arasında adĂ‚lete riĂ‚yet etmeli,ayrım yapmamalıdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Hediyede, ihsĂ‚nda cocuklarınız arasında eşitliğe riĂ‚yet ediniz! Eğer onlardan birini tercih etseydim, kız evlĂ‚da onculuk tanırdım.) [TaberĂ‚nî]

12- Fudayl bin İyĂ‚d hazretleri buyurdu ki:

(Şunları yapan muruvvet ehlidir. Anasına, babasına iyilik eden, akrabĂ‚sını ziyĂ‚ret eden, din kardeşine ikrĂ‚mda bulunan, coluğu, cocuğu ve hizmetcisi ile iyi gecinen, dinini koruyan, malını iyi yerlerde harcıyan, dilini tutan, gozunu haramlardan koruyan, fuzûlî işlerden uzak duran ve Rabbine ibĂ‚det eden kimse.)

13- Baba, yapmıyacağını zannettiği emri cocuğuna soylememelidir. Soyleyip de onu itĂ‚'atsizliğe suruklememelidir. SĂ‚lih zatın birisi, oğlundan hic bir şey istemezdi. Sebebi suĂ‚l edilince, (Bir şey istediğim zaman, oğlumun bana karşı gelmesinden korkarım. Bana karşı gelince Cehennem ateşine mustehak olur. Ben de cocuğumun ateşte yanmasına rĂ‚zı olamam) buyurdu. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Şunlar, insanın saĂ‚detinin alĂ‚metidir: SĂ‚liha hanım, itĂ‚'at eden cocuklar, sĂ‚lih arkadaş.) [HĂ‚kim]

14- Cocuğun akîkasını kesmelidir. Akîka, cocuk ni'metine karşılık, ALLAHu teĂ‚lĂ‚ya şukur etmek niyyeti ile hayvan kesmektir. Hadîs-i şerîfte, (Akîka, erkek cocuk icin iki, kız cocuğu icin bir koyun kesmektir) buyuruldu. (TaberĂ‚n&#238

Cocuğa nafaka vermesi vĂ‚cib olan kimsenin, yedinci gunu isim koyması ve bağını tıraş ettirip, sacının ağırlığı kadar, erkek icin altın veya gumuş, kız icin gumuş sadaka vermesi ve kendi malından, erkek icin iki, kız icin bir akîka hayvanı kesmesi mustehabdır.

15- Cocuğu doğuran kadının emzirmesi faydalıdır. Hadîs-i şerîfte, (Cocuğa, annesinin sutunden iyisi yoktur) buyuruldu. (Şir'a)

Annenin sutu yoksa cocuğu sĂ‚liha, soylu olan bir kadın emzirmelidir. Cunku kadınların sutu, cocukta te'sîrini gosterir ve eserleri bir gun ortaya cıkar. Bugun modern tıb da yaptığı araştırmalarda, anne sutu yerini alacak bir gıdanın olmadığını bildirmektedir.

16- Cocuğun ağlamasından sıkılmamalıdır. Cunku cocuğun ağlaması, zikir, tehlîl ve ALLAHu teĂ‚lĂ‚ icin hamddir. Ana-babası icin ise duĂ‚ ve istigfĂ‚rdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Mu'minin cocuğu 4 ay lĂ‚ ilĂ‚he illĂ‚llah, 4 ay MUHAMMEDun Resûlullah, 4 ay da, ALLAHummagfir lî ve livĂ‚lideyye [yĂ‚ rabbî, beni ve ana-babamı magfiret eyle] der.) [R.NĂ‚sıhîn]

17- Cocuk konuşmaya başlayınca, en once LĂ‚ ilĂ‚he illĂ‚llah kelimesini ona oğretmelidir. Bunu yedi defa ona telkîn etmelidir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Cocuklarınız konuşmaya başlayınca onlara LĂ‚ ilĂ‚he illallah'ı oğretin.) [İ.Sunnî]

Mu'minûn sûresinin 116. Ă‚yetini, Âyet-el-kursî'yi ve Haşr sûresinin sonu olan Huvallahullezî'yi okuyup oğretmelidir. Boyle yapana, ALLAHu teĂ‚lĂ‚, kıyĂ‚mette hesap sormaz. Cocuk sağını solundan ayırdığı zaman, ona iyi işler yaptırmalıdır. Yaptığı iyi işlerin sevĂ‚bı, onu yetiştiren, terbiye eden babasına da verilir, kotulukleri ise verilmez.

18- Coluk cocuğu terbiye etmek icin dovmek doğru değildir. Ancak yanlış bir iş yapınca, cezĂ‚lanabileceği hissini vermek lĂ‚zımdır. Peygamberimiz, ev halkının dovulmemesini emrettiği halde, terbiye edilmeleri icin cezĂ‚lanacakları, dovulecekleri hissini taşımaları gerektiğini bildirmiştir. Bu husustaki hadîs-i şerîflerden biri şoyle:

(Ev halkınızı terbiye icin bastonunuzu onların goreceği yere asın!) [TaberĂ‚nî]

Cocuk, ana baba elinde bir emĂ‚nettir. Cocukların temiz kalbleri kıymetli bir cevher olup, mum gibi, her şekli alabilir. Kucuk iken, hicbir şekle girmemiştir. Temiz bir toprak gibidir. Temiz toprağa hangi tohum ekilirse, onun mahsûlu alınır. Bunun gibi cocuk da neye meylettirilirse, oraya yonelir. Eğer hayrı Ă‚det eder, oğrenirse hayır uzerine buyur. Cocuklara îmĂ‚n, Kur'Ă‚n ve ALLAHu teĂ‚lĂ‚nın emirleri oğretilir ve yapmaya alıştırılırsa, din ve dunya saĂ‚detine ererler. Bu saĂ‚dete ana-baba ve hocaları da ortak olur. Eğer bunlar oğretilmez ve alıştırılmaz ise, bedbaht olurlar. Yapacakları her fenĂ‚lığın gunĂ‚hı, ana-baba ve hocalarına da verilir. Her musluman, emri altInda bulunanlardan mes'ûldur. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Hepiniz, bir surunun cobanı gibisiniz. Coban, surusunu koruduğu gibi, siz de evinizde ve emriniz altında olanları Cehennemden korumalısınız! Onlara muslumanlığı oğretmezseniz, mes'ûl olursunuz.) [Muslim]

(Cocuklarına Kur'Ă‚n-ı kerîm oğretenlere veya Kur'Ă‚n-ı kerîm hocasına gonderenlere, oğretilen Kur'Ă‚n'ın her harfi icin, on kere KĂ‚'be-i mu'azzama ziyĂ‚reti sevĂ‚bı verilir ve kıyĂ‚mette, başına devlet tĂ‚cı konur. Butun insanlar gorup imrenir.) [S.Ebediyye]

(Cok musluman evlĂ‚dı, babaları yuzunden Veyl ismindeki Cehenneme gidecektir. Cunku bunların babaları, yalnız para kazanmak ve keyf surmek hırsına duşup ve yalnız dunya işleri arkasında koşup, evlĂ‚dlarına muslumanlığı ve Kur'Ă‚n-ı kerîmi oğretmediler. Ben boyle babalardan uzağım. Onlar da benden uzaktır. Cocuklarına dînlerini oğretmiyenler Cehenneme gidecektir.) [S.Ebediyye]

Kendinin yapması harĂ‚m olan şeyi cocuğa yaptıran kimse, harĂ‚m işlemiş olur. Cocuklarına icki iciren, kumara alıştıran, mustehcen neşriyatı okumasına sebep olan, yalancılık, hırsızlık gibi kotu huylara alıştıran, kıbleye karşı ayak uzatmasına sebep olan kimse, gunĂ‚h işlemiş olur.

Dînimizin temeli, îmĂ‚nı, farzları ve harĂ‚mları oğrenmek ve oğretmektir. ALLAHu teĂ‚lĂ‚, Peygamberleri bunun icin gondermiştir. Genclere bunlar oğretilmediği zaman, İslĂ‚miyet yıkılır, yok olur. ALLAHu teĂ‚lĂ‚, muslumanlara (Emr-i ma'rûf) yapmayı emrediyor. Ya'nî, benim emirlerimi, bildiriniz, oğretiniz buyuruyor. (Nehy-i munker) yapmayı da emrederek, yasak ettiğini bildirdiği harĂ‚mların yapılmasına rĂ‚zı olmamamızı istiyor. Kur'Ă‚n-ı kerîmde buyuruluyor ki:

(Kendinizi ve Ă‚ile efrĂ‚dınızı Cehennem ateşinden koruyun!) [Tahrim 6]

Kur'Ă‚n-ı kerîmde, nefslerimizi ve aile efradımızı, yakıtı insan ve taş olan Cehennem ateşinden korumamız emredilmektedir. Elli-yuz senelik kısa bir hayat icin evlĂ‚dımızı dunya felĂ‚ketlerinden korumaya calıştığımız gibi, ebedî felĂ‚kete ducĂ‚r olmaması icin Ă‚hıretini de korumamız lĂ‚zımdır. Bir babanın, evlĂ‚dını Cehennem ateşinden koruması, dunya ateşinden korumasından daha muhimdir. Cehennem ateşinden korumak da, îmĂ‚nı ve farzları ve harĂ‚mları oğretmekle ve ibĂ‚dete alıştırmakla ve kotu arkadaşlardan ve zararlı neşriyattan korumakla olur. Butun fenĂ‚lıkların bağı, kotu arkadaştır. Kotu arkadaşları, onun, kustah, yalancı, hırsız, saygısız ve korkusuz olmasına sebep olabilir. Senelerce de bu kotu huylardan kurtulamaz.

Ne zaman cocukta iyi bir hareket gorulurse, onu takdir etmeli, mukĂ‚fatlandırmalıdır! İnsanların yanında ba'zan onu ovmelidir. (Amcası benim cocuğum boyle yaptı) diyerek iyiye teşvik etmelidir. Bir kabahat işler veya kotu bir soz soylerse birkac defa gormezlikten gelmeli, (onu yapma) dememeli, azarlamamalıdır. Sık sık azarlanan cocuk, cesĂ‚retlenir, gizli yaptıklarını acıktan yapmaya başlar. Yaptığı kotu işlerin zararı, kendisine tatlı dil ile anlatılmalı, ikĂ‚z edilmelidir! Yapılan iş, dîne aykırı ise işin zararı, fenĂ‚lığı ve neticesi anlatılarak, o kotu işe mĂ‚ni olmalıdır. Baba, baba olduğunu, buyuk olduğunu hissettirmelidir! Anne, cocuğu babası ile korkutmalıdır!

Her gun bir muddet oynamasına izin vermelidir ki, cocuk sıkılmasın. Sıkılmak ve uzulmekten kotu huy hĂ‚sıl olur ve kalbi korleşir. Hic kimseden para istemesine musaade etmemeli, fazla konuşmamasını, buyuklere saygıyı oğretmelidir. İyi insanların guzel hĂ‚llerini anlatıp, onlar gibi olmaya, kotu insanların kotuluklerini anlatıp, onlar gibi olmamaya dikkat etmesi oğretilmelidir.

Cocuğa her istediğini almak ve luks icinde yaşatmak uygun değildir. Buyuyunce de her istedişini ele gecirmeye calışır; fakat bunda muvaffak olamayınca sukutu hayĂ‚le uşrar, isyĂ‚nkĂ‚r olur. Kendimiz helĂ‚l yediğimiz gibi cocuklarımıza da helĂ‚l yedirmeliyiz. HarĂ‚mla beslenen cocuğun bedeni, necasetle yoğrulmuş camur gibi olur. Boyle cocuklar da pisliğe, kotuluğe meylederler.

Cocuğa, israf etmemesini, kanaatkĂ‚r olmasını oğetmelidir. Ba'zan da yavan ekmek yemeğe alıştırmalıdır. Cocuğun kotu yerlere gitmesine mĂ‚ni olmalıdır. Cocuk kotulerin yanında ahlĂ‚ksız, yalancı, hırsız ve hayĂ‚sız olur.

Baba, ne devamlı asık suratlı durmalı, ne de cocukla fazla yuz goz olmalı, konuşmasının heybetini korumalıdır. Cocuğa babasının malı ile, rutbesi ile ovunmemesi tenbih edilmelidir! TevĂ‚zu sĂ‚hibi ve kibar olması oğretilmelidir! Başkalarından birşey almanın zillet olduğu, veren elin alan elden ustunluğu bildirilmelidir! Cimriliğin cirkinliği oğretilmelidir! Başkalarının yanında edebli oturması, ayak ayak ustune atmaması, lĂ‚ubĂ‚li hareketlerden uzak durması telkin edilmelidir!

Fazla konuşmaktan cocuğu men etmelidir! Fazla konuşmanın hayĂ‚sızlığa yol actığı, cenesi duşukluğun kotuluğu belirtilmelidir! Cocuk nasıl olsa konuşmasını oğrenecektir. Maksat, ona icĂ‚b edince susmasını ve buyuklerin sozunu dinlemesini oğretmektir.

Doğru da olsa, cokca yemin etmesine izin vermemelidir! Vara yoğa yemin, kotu bir alışkanlıktır. Buyuklere hurmetin, yerini onlara vermenin ve herkesle iyi gecinmenin onemi anlatılmalıdırı.





Alıntı Kuranı Kerimde Evlat Hakkı

Cocuğu daha kucukken namaza alıştırmalıdır. Buyuyunce namaz kılması zor gelebilir. Başkasının malını calmayı, harĂ‚m yemeyi, yalan soylemeyi gozunde cirkin gosterecek şekilde anlatmalıdır! Boyle yetiştirip bulûğa erince, bu edeblerin sırlarını, inceliklerini ona soylemelidir. Her işi Ă‚det olarak yapmaması, niyetle, şuurla yapmasının luzûmu anlatılmalıdır. MeselĂ‚, yemekten maksat, kulun Rabbine ibĂ‚det etmesi, insanlara, vatanına, milletine faydalı hizmetlerde bulunması, insanların saĂ‚deti icin calışması olduğu oğretilmelidir. Dunyadan maksadın, Ă‚hıret icin azık toplamak olduğu, zîrĂ‚ dunyanın kimseye kalmadığı, olumun cabuk ve ansızın gelebileceği anlatılmalı, (ne mutlu o kimseye ki, dunyada iken Ă‚hıret azığı elde eder, Cennete ve ALLAHu teĂ‚lĂ‚ya kavuşur) demelidir. Kucuk yaşında boyle terbiye edilirse, taş uzerine yazılan yazı gibi olur ve kolay kolay silinmez. Peygamber Efendimiz buyurdu ki:

(Butun cocuklar, muslumanlığa elverişli olarak dunyaya gelir. Daha sonra bunları, ana-babaları hıristiyan, yahûdî ve dinsiz yapar.) [TaberĂ‚nî]

Hadîs-i şerîfte muslumanlığın yerleştirilmesinde ve yok edilmesinde en muhim işin, cocuklukta ve genclikte olduğu bildirilmektedir. O hĂ‚lde, her muslumanın birinci vazîfesi, evlĂ‚dına İslĂ‚miyeti ve Kur'Ă‚n-ı kerîmi oğretmektir. EvlĂ‚d ni'metinin kıymeti bilinmezse, elden gider. Bunun icin (Pedagoji), ya'nî cocuk terbiyesi, dînimizde cok kıymetli bir ilimdir.

İslĂ‚m dînine karşı olanlar, bu muhim noktayı anladıkları icindir ki, (Gencliğin ele alınması birinci hedefimizdir. Cocukları dinsiz olarak yetiştirmeliyiz) diyorlar. İslĂ‚miyeti yok etmek ve ALLAHu teĂ‚lĂ‚nın emirlerinin oğretilmesini ve yaptırılmasını engellemek icin, (Genclerin kafalarını yormamalıdır. Din bilgilerini buyuyunce kendileri oğrenirler) diyorlar.

Bugun, butun hıristiyan ulkelerinde, bir cocuk dunyaya gelince, buna bozuk dinlerinin icĂ‚blarını yapıyorlar. Her yaştaki insanlara, hıristiyanlığı titizlikle ağılıyorlar. Muslumanların îmĂ‚nlarını, dinlerini calmak ve yok etmek ve onları da, hıristiyan yapmak icin, İslĂ‚m ulkelerine paket paket kitap, broşur ve kaset gonderiyorlar. O hĂ‚lde, muslumanlar din cĂ‚hillerinin hîlelerine, yalanlarına aldanmamalı, cocuklarımıza sahip olmalıyız. Onlara sahip olmak da, dînimizin emirlerine uygun olarak yetiştirmekle olur. AhlĂ‚kı değiştirmek mumkun olduğu icin Peygamber efendimiz, (AhlĂ‚kınızı guzelleştirin) buyurmuştur. Zaten din, guzel ahlĂ‚k demektir. Şu hĂ‚lde dînin emrine uyup yasak ettiğinden kacan, huyunu değiştirip guzel ahlĂ‚klı olur. Guzel ahlĂ‚klı olan da iki cihĂ‚nda rahat olur.

En vahşî hayvan bile terbiye ile ehlileştiriliyor. Hicbir zaman elma cekirdeğinden portakal olmaz. Fakat elma fidanını buyuterek, luzûmlu ağı ve kulturel tedbirlerle kaliteli elma veren bir ağac olarak yetiştirmek mumkundur. Bunun gibi insan tabiatında bulunan ba'zı arzûlar yok edilemez, fakat terbiye edilebilir. Terbiyede dayak atılmaz.

a) Cocuğu dovmek ahlĂ‚kının bozulmasına, hırcınlaşmasına sebep olur.

b) Dayakla buyuyen cocuk esnek olmaz, katı olur.

c) Dovulmek, cocukta ana-babaya karşı kızgınlığa yol acar. Cocuk kendi yaptığanın kotu bir şey olduğunu duşunmez, kendini suclu gormez, kendini doveni suclar.

d) Dovulen cocuk, kızdığı zaman, o da şiddete başvurur, bir başkasını dover. Boylece dayak vicdanlı olmaya değil, saldırganlığa sebep olur. Cocuğun hareketli olmasına uzulmemelidir! Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Cocuğun, hareketli olması, buyuyunce aklının cok olacağını gosterir.) [Hakîm]

e) Sozden anlayacak yaştaki cocuğa dayak atılmaz. Sozden anlamayan cocuğuna hafifce vurmak yeter. Başa, yuze tokat atmak, sopa ile dovmek cok zararlıdır. Bu ancak işkenceciye yaraşır.

Bir şeyi, zıddı kırar. Kotu huyları, iyi huylar yok eder. Bu bakımdan kendini zorla da olsa, iyi işler yapmaya alıştırmalı, onları Ă‚det hĂ‚line getirmelidir! Cocuk, ahlĂ‚kı iyi olan insanlarla arkadaşlık ettirilirse, guzel huylar kendiliğinden onun tabiatı olur. Cocuklar boyle yetiştirilirse, dunya ve Ă‚hıret saĂ‚deti elde edilir.

19- Cocuk yedi yaşına gelince, ona namaz kılmasını emretmelidir. Peygamber efendimiz, (Cocuklarınız yedi yaşına gelince, onlara namaz kılmalarını emredin, on yaşına gelince, kılmazsa, zorlıyarak kıldırın) buyurdu. (İ.Sunn&#238

20- Cocuklar on yaşına gelince, yataklarını ayırmalıdır! Erkek ve kız cocukların odalarını ayırmalıdır. 21- Sunnet ettirmek muhim sunnettir. İslĂ‚miyyetin şi'Ă‚rıdır, alĂ‚metidir. Cocuk, Ă‚kıl bĂ‚lig olmadan once her yaşta sunnet edilebilir. 7-12 arası daha uygun olabilir. Sunnet ederken, topluca yuksek sesle bayram tekbîri soylenir.

22- Cocuğu comertliğe alıştırmalı, mal ve mulk sevgisini gozunden duşurmelidir. Cunku para ve mal sevgisinin zararı, zehirden coktur. Cunku butun kotuluklerin menşei, kaynağı; parayı, dunyayı sevmektir.

23- Cocuğa once yemek yemenin edeblerini oğretmelidir. Yemek yemekten maksat, bedenin sıhhatini korumaktır, lezzet almak değildir demelidir.

24- Kapalı ve gizli işlerden onu men etmeli ki, kabahate karşı cesĂ‚reti kırılsın. Gunduz ve gece cok uyutmamalı, yumuşak elbiselere alıştırmamalı, yaya yurumesini de oğrenmeli, oturma, kalkma ve konuşmanın edeblerini anlatmalı, kadınlar gibi suslenmemesini, babasıyla ve dunya malı ile arkadaşlarına ovunmekten menetmeli, yalan soylemekten sıkı men etmeli, doğru veya yalan yere yemîn etmemesini tembih etmelidir.

25- Cocuğun neye kabiliyeti olduğunu sezmeli, kabiliyetinin hangi ilim ve san'ata daha yatkın olduğunu anlayıp, o tahsîl ve san'ata vermelidir! Hadîs-i şerîfte; (Herkese dunyalıktan nasibi neyse, o şeyler ona kolaylaştırılır) buyuruldu. (HĂ‚kim)

Cocuk ilim oğrenmeye yatkın ise, once ilim tahsîli icin gerekli terbiye verilmelidir. San'at sahibi olacaksa, dînî vecîbeleri oğrenip yaptıktan sonra, o san'atla meşgûl etmelidir. Burada en iyisi, cocuğun tabiatine, ya'nî kabiliyetine bakmalı, durumunu incelemeli, neye istidĂ‚dı olduğunu sezmeli, kabiliyetinin hangi ilim ve san'ata daha yatkın olduğunu anlayıp, o tahsîl ve san'ata vermelidir.

26- Kotuluğe sebep olacak alışkanlıkları veren oyunlardan sakındırmalıdır!

27- Dinimizde, kadının ve kız cocuklarının fazîleti buyuktur. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Kızlarınızı altın ve gumuş ile susleyin! Elbiseleri guzel olsun! İ'tibĂ‚r kazanmaları icin en guzel hediyelerle ihsĂ‚nda bulunun!) [HĂ‚kim]

(Kız cocuğunu guzelce terbiye edip, ALLAHu teĂ‚lĂ‚nın verdiği ni'metlerle bolluk icinde yedirir giydirirse, o kız cocuğu onun icin bir bereket olur, Cehennemden kurtulup kolayca Cennete girmesine vesîle olur.) [TaberĂ‚nî]

(İki kız evlĂ‚dına guzel muĂ‚mele eden, mutlaka Cennete girer.) [ibni MĂ‚ce]

(İki kızı veya iki kız kardeşi olup da, mĂ‚işetlerini guzelce sağlayanla Cennette beraber oluruz.) [Tirmizî]

(Carşıdan aldığı şeyleri, erkek cocuklardan once kız cocuklarına verene ALLAH, rahmetle nazar eder. ALLAH, rahmetle nazar ettiğine de azĂ‚b etmez.) [HarĂ‚itî]

(Carşıdan turfanda meyva alıp evine getiren, sadaka sevĂ‚bı alır. Getirdiği meyvayı, erkek cocuklarından once kız cocuklarına versin! Kadınları, kızları sevindiren, ALLAH korkusundan ağlayanlar gibi sevĂ‚b kazanır. ALLAH korkusundan ağlıyanın bedeni de Cehenneme harĂ‚m olur.) [İbni Adîn]

(Uc kızına, ihtiyĂ‚ctan kurtulana kadar iyi bakan, yedirip giydiren, elbette Cenneti kazanır.) [Ebû DĂ‚vud]

(Uc kız veya kız kardeşinin gecim veya başka sıkıntılarına katlananı, ALLAHu teĂ‚lĂ‚ Cennete koyar.) EshĂ‚b-ı kirĂ‚mdan biri, (iki tane olursa da aynı mıdır?) diye suĂ‚l edince, Peygamber efendimiz (Evet, iki tane olursa da aınıdır) buyurdu. Başka birisi, (Ya bir tane olursa?) diye suĂ‚l etti. Cevabında buyurdu ki: (Bir tane de olsa gene aınıdır.) [HĂ‚kim, HarĂ‚itî]

Gorulduğu gibi, kız ve kadınlara değer vermiyenler, muslumanlığı bilmiyen kimselerdir. Musluman, dinini iyi oğrenip kadına lĂ‚yık olduğu değeri vermelidir!

28- Cocuk sevgisi. Buyuk-kucuk cocuklarımıza sevgi ve şefkat gostermek, sevip opmek sunnettir. Resûlullah efendimiz, evine gelen kucuk cocukları sevip başlarını okşar, evin icinde oynamalarına da izin verirdi. Enes bin MĂ‚lik hazretleri anlatır:

Resûlullah, cocuklara karşı da insanların en şefkatlisi idi. Oğlu İbrĂ‚him'in sut annesi, Medîne'nin bir kenarında otururdu. Kadının kocası demirci idi. Resûlullahla bu eve sık sık giderdik. Varınca demircinin dumanla dolmuş evine girer, cocuğu kucaklar, oper ve bir muddet sonra donerdi. Bir torunu ve kendi oğlu İbrĂ‚him olunce de ağlamış, (Şefkatimden ağlıyorum. ALLAH ancak merhametli olana rahmet eder) buyurmuştur. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Cocuklarınızı cok opun, her opuşte Cennetteki dereceniz yukselir.) [BuhĂ‚rî]

Cocuk kokusu Cennet kokusudur.) [TaberĂ‚nî]

(Cocuk dunyada nûr, Ă‚hırette sururdur.) [Şir'a]

(Cocukları sevip okşayın, onlar gonul meyvesi, goz nûrudur.) [Ebû Ya'lĂ‚]

(Cocuklarımız ciğerparelerimizdir.) [B.Arifîn]

(Cocuk sevgisi, cehennem ateşine karşı perdedir. Cocuklara iyilik etmek, Sıratı gecmeye sebeptir. Onlarla beraber yiyip icmek, Cehennemden kurtuluştur.) [Şir'a]

(Cennetteki "Sevinc sarayı"na, ancak cocukları sevindirenler girer.) [İ.Adîy]

(Cocuğuna iyilik etmek icin yardımcı olan babaya ALLAH rahmet etsin!) [İ HibbĂ‚n]

(LĂ‚ ilĂ‚he illĂ‚llah diyene kadar cocuğu terbiye eden, hesĂ‚ba cekilmez.) [TaberĂ‚nî]

(Cocuksuz bir evin bereketi olmaz.) [Ebûşşeyh]

Bir bedevî, (YĂ‚ Resûlallah, siz cocukları sevip opuyorsunuz. Biz hic opmeyiz) dediği zaman,ona, (Şefkat ve merhamet duygusu olmıyana ne diyeyim?) buyurdu. (BuhĂ‚r&#238

Hz.Omer, birini bir goreve ta'yin eder. O zat, gorev emrini almak uzere Hz. Omer'in huzûruna gelir. Hz.Omer'in cocuğunu optuşunu gorur. (Benim birkac cocuğum var, ama hic birini opmem) der. Hz.Omer'in şekli değişir (Senin kucuklere, şefkatin, merhametin yok. İnsanlara nasıl merhamet edersin? Verilen gorevden seni azlediyorum) buyurarak vazife emrini imzalamaz.

Torun sevgisi, evlĂ‚d sevgisinden daha ileridir. Resûlullah efendimiz, namaz kıldırırken secdede, torunu Hz. Hasan, mubĂ‚rek omzuna cıkıp oturdu. Resûlullah efendimiz, secdeyi uzatınca, sahabeden, "acaba vefĂ‚t mı etti" diye duşunenler oldu. Namazdan sonra secdeyi nicin uzattığını soranlara buyurdu ki: (Secdede iken torunum omzuma cıktı. Gonlu oluncaya kadar indirmediğim icin secde uzadı.) [NesĂ‚î]

Bir zĂ‚t, Resûl-i ekremin, Hz. Hasan'ı operken gorunce, (On oğlum var, hicbirini opmem) dedi. Resûlullah efendimiz, (Merhamet etmiyen, merhamete kavuşamaz) buyurdu. (BuhĂ‚r&#238

Resûlullah efendimiz, Hz. Hasan'ı bir dizine Hz. Huseyn'i de oteki dizine oturtur, bağrına basar, sonra da (YĂ‚ Rabbî, bunlara rahmetini ihsĂ‚n et, bunlary seviyor, bunlara şefkat duyuyorum) derdi. (BuhĂ‚r&#238

Peygamber efendimiz, Hz. Hasan'ı optukten sonra EshĂ‚b-ı kirĂ‚ma buyurdu ki:

(Cocuk cekingendir, hĂ‚li bilinmez, belki uzuntuludur.) [B.Arifîn]

Kur'Ă‚n-ı kerîmde, malın, evlĂ‚dın, fitne ya'nî imtihĂ‚n olduğu bildiriliyor. (Tegabun 15)

(YĂ‚ Rabbî, duşmanlarıma cok mal, cok evlĂ‚d ver) hadîs-i şerîfi, mal ve evlĂ‚d hayırlı olmadığı takdirde belĂ‚ olacağın bildirmektedir.) (Berîka)

Mal, cocuk ve hanım, cihĂ‚d, namaz gibi ibĂ‚detlerden alıkoyabilir. Dikkatli olmak lĂ‚zımdır. Peygamber efendimiz, (Âhır zamanda sizin en iyiniz, coluk cocuğu olmıyandır) buyuruyor. En iyilerden olanlara mujdeler olsun! Bunun icin bir İslĂ‚m Ă‚limi, (Bu devirde cocuğu olmıyan şukur secdesi yapmalıdır) buyurmuştur.