İlm-i Ledun nedir? Ne anlama Gelir
İlm-i Ledun dinimizdeki yeri nedir


Ehl-i tasavvuf, duyu, akıl ve tecrube dışında, bir de ilm-i ledun kabul ederler. İlm-i ledun, vehbî bir ilimdir. Hz. Hızırın ilminden bahseden ayetteki “Ledun kelimesinden hareketle, bu isim verilmiştir. (Kehf Sûresi, 65). Boyle bir bilgi, ozel bir bilgidir. Bu bilgi, olayların ic yuzune vukufiyeti sağlar. Bir ceşit gayb bilgisi, sırlar bilgisidir.

İnsan kalbi, cok hassas alıcılar manzumesidir. Zikir, fikir, riyazet gibi esaslarla kalp şeffaflık kazanır, letafet kesb eder. Hakikatler Âlemine parlak bir ayna haline gelir. Boylece, bir kısım hakikatler, sırlar o kalbe akseder. Hassasiyeti ve şeffafiyeti nispetinde bazı tecellilere mazhar olur. (1)

Fakat şu nokta unutulmamalıdır ki; insan kalbi, Rahmanî ilhamlara alıcı olduğu gibi, şeytanî vesveselere de acıktır. İkisini birbirinden ayırt edemeyen aldanır ve aldatır. “Keşfiyat tevîle, ruyalar tabire muhtactır (2) esasını bilmeyen, bu vÂdide cok yanılır. Kuran hakikatlerine ters duşen ruyalarla amel edilmez, bu tur keşifler mutlaka tevil edilmelidir.

Sozgelimi, ruyada oğlunu kurban ettiğini goren birisi, ruyanın zahiriyle amel edecek olursa, evlat katili olur. Bu noktada, kendini Hz. İbrahime kıyas etse, yanlış bir kıyas yapar. Zira peygamberlerin ruyası vahiydir. (3) İlgili olaydaki murad-i İlÂhi, Hz. İsmailin kurban edilmesi değil, baba ve oğulun imtihan edilmesidir.

İlham yoluyla gelen bilgide şu ozelliklerin tamamını veya bir kısmını goruruz:
1- Teselli.
2- Yonlendirme.
3- Gaybdan haber.

Bu tur bilgi, subjektif bir karakter arzeder. Başkasını bağlayıcı bir ozellik taşımaz. Mazhar olan kişi acısından ise, bir kanaat verir. Sıkıntıda olanı ferahlatır. Darda olanı rahatlatır. Arayış icinde olana yol gosterir. Arif olanın marifetini artırır.

Kaynaklar:
1. İmam-ı Gazali, İhyau Ulûmid-din isimli eserinin ucuncu cildinde yer alan “Acaibul- kalb bolumunde, bu bilgi turuyle ilgili geniş acıklamalara yer vermiştir. Ayrıntılar oradan gorulebilir.
2. Nursî, Kastamonu lahikası, s. 249
3. Buharî, Vudu, 5

Yazar: Şadi Eren (Doc.Dr.)