Dunya ve Hayatın Anlamı
Din,in anlamı


“Dunya hayatı, icinde yaşadığımız, bize fiziken yakın olan hali, ortamı, mekÂnı ifade eder. “Din ise bu ortamda nasıl yaşamamız, nasıl davranmamız gerektiğini bize oğretir. Bu yuzden dunya işlerinin tabi olduğu kurallarla din işlerinin tabi olduğu kurallar aynıdır.

Modern sekuler bir dunyada inanclı kalabilmek ve erdemli bir hayat surebilmek kolay bir iş değil. Dunya hayatı, “Hakikat benim, benim otemde bir şey yok! diye haykırıyor, ilim ve irfandan yoksun insanlar da buna kanıyor. Musluman olmak, hayatımıza yon veren bir ilke değil, bu dunyada yaptığımız “işlerden biri haline geliyor. İşte gercek sekularizm, din-dunya ayrımı, ayrışması, catışması burada başlıyor.

Dunya kelimesinin kok anlamlarından biri “algılarımıza yakınlaştırılmış olan şey demek. Beş duyu ile algıladığımız dunya, bize ahiretten daha yakın gorunuyor. Cunku ahireti, ote dunyayı cıplak gozle gormuyoruz. Onu hissetmiyoruz. Ona sadece iman ediyoruz.

Oysa biz dunya hayatının icindeyiz. Onu yaşıyoruz, hissediyoruz, goruyoruz. Bize fiziken yakın olan şeylerin daha hakiki, daha doğru, daha gercek olduğunu zannetmek, insan aklının yaptığı en buyuk hatalardan biri. Ama sekularizm tam da bu hata uzerine inşa edilmiş bir dunya goruşu.

İnsanların fizikî, maddi olarak duyduğu, gorduğu, dokunduğu şeyleri tek ya da en buyuk hakikat olarak kabul etmesi, pozitivist-materyalist ideolojinin temel kabullerinden biridir. Modern sekularizm bu varsayım uzerine bir dunya goruşu inşa etti ve “Hakikatte işte bu gorduğumuz, dokunduğumuz fizik alemden başka bir şey yok! dedi.

Buna gore fizik-madde otesindeki varlıkların bir hakikati yok. Onlar bizim zihnimizin urettiği bir takım duşunce ve duygulardan ibaret. Boyle olunca insanın hakikati, iyiyi, doğruyu ve guzeli araması gereken yer de bu dunya olmalıdır. Bu yuksek değerlerin tamamını bu dunya icinde aramak gerekir.

semerkand dergisi