Dedesiz Ninesiz Evler!
soframızda dedeler nineler yok !
cok zaman oldu ki, sıcak tebessumleri ustumuze duşmuyor, kadife mırıltılarını duymuyoruz. Bircokları evlerde istemiyor onları artık. Baba ve annesiyle birlikte oturan kac tane aile var?

Onlarsız bir dunya icin, ya 'sağlam' bir mazereti oluyor karı kocanın ya da taraflardan biri acık acık işliyor kafasına koyduğu gunahı. Cok uzun yıllar var ki, evlenecek genclerin ilk şartı 'birliğe gelmemek' oluyor.Ya onlar, ya ben!' diye birbirlerine rest cekiyor ciceği burnunda evliler.

Artık evler onlarsız... Odada, eyvanda, sofrada yoklar. Boş evlerimiz lebaleb stres dolu yalnızca. Bu 'stres merkezlerinde' en ağır yuk cocuklara duşuyor. Yeni neslin, dizinin dibinde buyuyeceği, cok şey oğreneceği "cınarlar" yok cunku. Kimse onlara durgun ve sarsılmaz bir sukûnet vaad etmiyor. Dinginlik ve guven vaat eden bir bakış yok uzerlerinde. Onun icin cok yalnız ve huysuz buyuyorlar.

Dedesiz ve ninesiz evler 'prens ve prensesler' icin yarı acık hapishanelere donuyor. Onların olmadığı evlerde torunların yureği daralsa da, karı kocalara boylesi daha elverişli geliyor. "Cennet'in ayaklarının altında olduğu nineler ve torunlarını koklayıp sevmeye en fazla hakkı olan dedeler" huzurevlerinde olumun mechul şafağını sayıyorlar.

Bireyin putlaştırıldığı bu cağda, dede ve nine evlere yakıştırılamıyor bir turlu Torunların sıcak bakışlarından koparılıp ruhsuz, soğuk kamplara terk ediliyorlar. Sevmenin, paylaşmanın, birlikte sevinip ağlamanın cok uzağındaki cukurlara, olum bile olmayan, insanî yanının pek bulunmadığı yaşamlara Cocuklar, onlarsız bir dunyaya şaşkın ve hırcın doğuyorlar. Ve kimsenin onlara veremeyeceği 'kutsal hediyelerinin katillerinin bitmeyen koşuşturmaları arasında buyuyorlar.

Cizgi filmlerle, sacma sapan oyunlarla uyuşturulan obez ve şizofren bir nesil icin elbirliğiyle calışıyor 'cekirdek aile!'Hayata telafisi mumkun olmayan yanlışla başlamış olan dunun şanssız cocukları, bugun gazetelerin ucuncu sayfalarını kırmızıya boyuyorlar