Hz Nuh Peygamberin mucizeleri

Her peygamber gibi Nuh aleyhisselamın da mucizeleri vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Hz. Nuha, kavminden bir kısım kimseler gelip, koylerindeki buyuk taşların toprak olmasını teklif etmişlerdi. Hz. Nuh bunun icin du edince, cenab-ı Hak, Cebrail aleyhisselamı gonderip; “Eliyle taşlara işaret etsin buyurdu. Hz. Nuh eliyle taşlara işaret edince, butun taşlar, istisnasız toprak kesildi. Onun bu mucizesi ile oniki kişi imana geldi.
Cocuklarını haber verdi
Hz. Nuh, Allahu teÂlÂnın izni ile, cok uzak olan, gozlerin goremeyeceği şeyleri gorerek, haber verirdi. Bu mucizesine sebep şu idi: Bir defasında, cocuklarını kaybeden iki kimse gelerek dediler ki:
- Hak peygamber isen, cocuklarımızın nerede olduklarını haber ver, biz de iman edelim.
Cenab-ı Hak, Cebrail aleyhisselamı gonderip, ona, uzak yerdeki şeyleri gorecek goz verdiğini bildirdi. Hz. Nuh, doğu istikametine bakıp, pek uzak bir yerde, cocukların koyun gutmekte olduklarını gorup, haber verdi. Hz. Nuhun haber verdiği yer cok uzak olduğundan, o kimseler, orayı kolay bulabilmeleri icin alamet istediler. Hz. Nuh, filÂn tepe diye tarif etti. O iki kimse, tarif edilen yere gidip, cocuklarını buldular. Bu mucizeyi gormekle, Hz. Nuhun hak peygamber olduğunu anlayan o iki kişi, imanla şereflendiler.
Hz. Nuh, mucize olarak, susuz yerlerden su cıkarırdı. Bir defasında kavminden birtakım kimseler, susuz bir yerde yerleşmişlerdi. Bunlar, ziraatci olduklarından, suya ihtiyacları vardı. Birgun Hz. Nuha gelerek dediler ki:
- Bizim yerleştiğimiz yerde su akıtırsan iman ederiz.
Hz. Nuh du edince; “Orada bulunan bir dağa gidip, eliyle işaret edersen, su akacaktır diye vahiy geldi. Nuh aleyhisselam, bildirilen dağa eliyle işaret edince, dağın eteklerinden billur gibi berrak sular akmaya başladı.
“Golgelik yapsın!
Hz. Nuhun emir ve işaretiyle, ağaclar kokleriyle birlikte yerinden kalkıp, başka bir yerde dururdu. Bir defasında, Hz. Nuh, kavminden bazı kimselerle sefere cıkmıştı. Bir yerde konakladıklarında, guneşin sıcaklığı kendilerine cok tesir etti. Yanındakiler, Hz. Nuha dediler ki:
- Hak peygamber isen, şu karşıda bulunan ağaca emret de, yerinden kalkıp yanımıza gelip, bize golgelik etsin!
Hz. Nuh buyurdu ki:
- Allahu teÂlÂnın izni ile bunu yaparsam, hakikaten iman eder misiniz?
Bunun uzerine hepsi de; “Evet, iman ederiz dediler.
Hz. Nuh, bunun icin du edince, ağac yerinden ayrılıp, yanlarına geldi. O toplulukta bulunanların hepsi, bunu gordu ve hayretle seyrettiler. Bu mucize ile, o topluluktan sekiz kişi imanla şereflendi. Diğerleri ise; “Bu sihirdir diyerek kufur ve dalalette ısrar ettiler.
Bulutsuz yağmur yağdırdı
Hz. Nuhun diğer mucizeleri de şunlardır:
Hz. Nuh bulutsuz olarak yağmur yağdırdı. Rivayet edildiğine gore, kavminden bazı kimseler, Hz. Nuha gelerek dediler ki:
- Bir mucize gosterirsen, iman ederiz.
Hz. Nuh da buyurdu ki:
- Nasıl mucize istersiniz?
- Bulut olmadığı hÂlde yağmur yağdır.
“Ellerini semaya kaldır!
Hz. Nuh, bunun icin du edince, Allahu teÂlÂ; “Ellerini semaya kaldır buyurdu. Hz. Nuh emir icabı, ellerini semaya kaldırdı. Kaldırmasıyla birlikte yağmur yağmaya başladı. Aslında, onların boyle mucize istemekten maksatları, mucizeyi gorunce iman etmek değildi. Kendi bozuk duşuncelerine gore, Hz. Nuhtan yapamayacağı, gucunun yetmeyeceği bir şey isteyip, yapamayınca da, guya, birbirlerine; “Bakın! Bu peygamber filan değildir. Hakikaten peygamber olsa mucizeler gosterirdi diyeceklerdi. Fakat, hakikat, onların kısa goruşleriyle zannettikleri gibi olmuyordu.
Hz. Nuh, kuru bir ağacın meyve vermesi icin du edince, ağac hemen yeşillenir, meyve verirdi. Bir defasında, kavmini imana davet ederken, onlar, mucize olmak uzere, daha once kurumuş olan ağacları gostererek; “Bunlar meyve versin dediler. Hz. Nuh, bunun icin du edince, ne kadar kuru ağac varsa, hepsi meyve verdi.
Hz. Nuh kum, toprak, kul gibi şeylere du edince, Allahu teÂlÂnın izniyle o şeylerin hepsi yiyecek yemek hÂline gelirdi.
Hz. Nuh, gemiyi tamamladığında, muşrikler gemiyi yakmak istedikleri hÂlde yakamadılar. Cenab-ı Hakkın kudretiyle, Hz. Nuhun bir mucizesi olarak gemi konuştu. Bu sırada gemiden; “LÂ ilÂhe illallah. Ben o gemiyim ki, bana giren kurtulur. Girmeyen helÂk olur. Bana ancak ihlas sahibi olanlar biner diye ses geldi.
Bunun uzerine Nuh aleyhisselam muşriklere buyurdu ki:
- Ne dersiniz? Şimdi bana iman eder misiniz?
Onlar ise; gemiyi yakabilmek icin, etrafında cok buyuk ateşler yaktıkları hÂlde, gemiye bir şey olmamıştı. Bu durum karşısında, Hz. Nuha iman edecekleri yerde, kızıp hakarete devam ettiler.
İnsanlar coğaldı
Hz. Nuhun duÂsı bereketiyle, gemide bulunan muminler karaya cıktıktan sonra, kısa zamanda coğaldılar.
Hz. Nuh, selametle gemiden indiğinde, mubarek eliyle bir ağac fidanı dikmişti. Onun bir mucizesi olarak, o fidan biraz sonra, rengi birkac nevî olan ceşit ceşit meyveler verdi.
Onceden gemiye koymuş oldukları fidanları da dikti. Onlar da kısa zamanda yeşerip meyve verdi. Bunlardan ilkinin zeytin olduğu, “MektubÂt-ı Imam-ı Rabbanîde yazılıdır.