Beraat Nidasi Goklerde,
Dini Yazılar, Dini Bilgiler,
Dini Hikayeler, Dini Hadisler,
Beraatımı İstiyorum Ya Resulallah
Eski zamanların birinde saf mı saf temiz mi temiz her şeye ve herkese kanan bir adam yaşarmış Tum muradı insanlara hizmet edip Rabbinin rızasını kazanmakmış Fakat bazı kendini bilmez insanlar onun bu saflığından yararlanıp ona kotu şakalar yaparlar uzerlermiş
Beratımı istiyorum !
Gel zaman git zaman bu saf adamın koyunden bir sanalkahve.com insan umre ziyareti yapmaya karar verirler Giderlerken bu adamcağızı da yanlarında goturmeye karar verirler "Yolda biraz takılırız zaman geciririz" diye
Nihayet uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra yuce Allah'ın evi Beytullah tum heybetiyle gorunmuş Muslumanlar ve bizim iyilik timsali saf adamımız heyecan ve sevincle ona koşmuş ve umre vazifelerini yerine getirmişler Yaklaşık on gun burada ibadetle meşgul olan kafile artık toparlanıyormuş
Şimdi Resûlullah'a varma zamanı gelmişti Nur şehir Medine'ye gitmek icin yola koyulmuşlardı Mekke'den bir mil mesafe ayrılmışlardı ki iclerinden biri cantasından birtakım kÂğıtlar cıkarmış acele ile arkadaşlarına dağıtmaya başlamış
"Bu nedir?" diyenlere:
"Susun sessiz olun Bizim saf adam duymasın ona muthiş bir oyun hazırladım" demiş
Kafilede olan herkese dağıtmış O kÂğıtlardan sadece saf adama vermemiş Arkadaşları dayanamamış "Cabuk anlat oyunun nedir?" demişler Adam:
"Bakın birazdan saf adam gelecek Bizlere ellerimizdeki kÂğıtların ne olduğunu soracak"
"Eee biz ne diyeceğiz?" diye atılmış arkadaşları
"Diyeceğiz ki bu kÂğıtlar bize cennetten gelmiştir Umre ziyaretimizi kabul eden Allah bizlere beraatlarımızı gonderdi" diyeceğiz Arkadaşlarından bazıları:
"Fakat bu cok ağır bir şaka" dedilerse de bu işi yapmaya karar verdiler
Biraz sonra saf adam yanlarına gelmişti Birde ne gorsun herkesin elinde birtakım kağıtlar onu opup kokluyorlar Dayanamadı:
"Ey benim arkadaşlarım! Nedir o elinizdeki opup kokladığınız kÂğıtlar?" diye sordu
Hepsi birbirlerine kaş goz edip guluşmuşlerdi Bu oyunu hazırlayan zat ona:
"Aaa senin bu kÂğıtlardan haberin yok mu?"
"Hayır yok"
"Ama nasıl olur bak hepimize gonderildi bundan"
"Fakat anlamıyorum nedir onlar? Kim gonderdi?"
"Kim olacak umremizi ve ibadetlerimizi beğenip kabul eden Allah gonderdi"
Saf adam Âdeta beyninden vurulmuştu Son baharda yaprakları dokulup en ufak bir ruzgÂrda titreyen bir gul ağacı yaprağı gibiydi Dudakları: "Rabbim! Rabbim! diye kıpırdıyordu
Aniden yonunu Mekke'ye cevirdi KÂbe karşısındaydı; birden olanca kuvvetiyle koşmaya başladı Arkadaşlarının "Dur gitme! Şaka yaptık" sozlerini duymuyordu bile Onun gonlu yanmıştı hem de nasıl bir yangın… Belki Nil nehri oraya aksa sonduremeyecekti Duşuyor kalkıyor ağlıyordu Sonunda kavuşmuştu Beytullah'a Ona oyle bir sarıldı ki gozyaşlarını KÂbe'nin ortusu icine cekiyordu Kalbini Âlemlerin Rabbi olan Allah'a bağlamış haykırıyordu:
"Ey yuceler yucesi Allah'ım! Ey benim Rabbim! Niye benim beraatımı vermedin ne kusur ettim? Allah'ım! Arkadaşlarım oyle mutlu ve sevincli ben boyle boynu bukuk yetim kaldım Rabbim! Sana yalvarıyorum! Benim de beratımı ver Ne olur Allah'ım beratımı ver! Ben beratımı istiyorum!"
O boyle yalvarırken kafasına bir şeyin değip yere duştuğunu hissetti Bir de ne gorsun arkadaşlarının ellerindeki kÂğıtlardan cok daha guzel bir kÂğıt Hemen aldı sevincten ne yapacağını şaşırmıştı Hemen kalktı kafilesine doğru koşmaya başladı
Bir yandan da bağırıyordu:
"Aldım! Aldım! Ben de beratımı aldım!…"
Arkadaşlarının hepsi şaşırmıştı Adam yanlarına gelince hemen elindeki kağıdı aldılar O da neydi? Bu kÂğıt nasıl da guzel kokuyordu! Hayatlarında hic bu kadar guzel bir koku koklamamışlardı Ustelik cok garip harika desenli bir kÂğıttı Şimdi hepsi telaşlanmışlardı işin icinde bir iş vardı Hic vakit kaybetmeden hemen Mekke'ye donduler ve o devrin buyuk Âlimi bir buyuk zata gittiler KÂğıdı ona verdiler O Âlim zat kÂğıdı eline alır almaz ayağa kalktı
"Subhanallah! Bu cennet kokusudur" dedi KÂğıdı acınca hayret ve dehşeti arttı:
"Bu " dedi "Bu bir berattır Falan adama yazılmıştır Hem de nur murekkeple yazılmıştır"
Hepsi donmuşlardı Kimileri hungur hungur ağlıyordu Âlim o saf adamı kucaklamış sakallarından yuzunden ellerinden opuyordu
"Ne olur bana dua et!" diye rica ediyordu
Allah bu saf kuluna rahmet etmiş ona nazar edip mukÂfatlandırmış ve arkadaşlarına da bir ders vermişti
Siz de cehennemden kurtuluş beratınızı/belgenizi istiyor musunuz?
Siz de dunya ve ahiret saadeti istiyor musunuz?
Elbette istiyorsunuz Peki ne yapalım bu beratı almak icin?
1-Beraat kandilinde televizyonda mevlid-i şerif dinlemek: Elbette guzel olur ama kurtuluş beratı icin yetmez
2- Dunya mahkemesinde berat etmek icin suc işlemediğinizi ispat etmeniz gerekir Mahşer mahkemesinde ise suc ilemediğinizi ispat edemezsiniz Cunku peygamberler haric herkesin gunahı vardır O mahkemede berat almak icin Allah’ın rahmetinin sizin uzerinize olmasını sağlamalısınız O da gidilen yanlış yoldan donmek yani tevbe kapısını calmak ve Peygamber Efendimiz(sav)’in izini surmekle olur
Hikayemizde olduğu gibi bir kağıt gelmesini beklemeyelim elbette
Her gunahımıza karşılık iki guzel şey yapmaya calışalım Muslumanca yaşadığımız takdirde hem bu dunyada mutlu olacağız hem de inşallah ilahi mahkemenin melek mubaşirleri bizim icin “ Beraat!” diye nida ederler
Beraatımı İstiyorum Ya Resulallah
Dini Bilgiler0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Beraatımı İstiyorum Ya Resulallah
-
13-09-2019, 08:59:55