Mekke, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (S.a.v) dunyaya geldiği, cocukluk ve genclik yıllarını gecirdiği şehirdir. Ayrıca muslumanların kıblesi olan Kabe’nin de bulunduğu şehirdir.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.a.v) kendisine peygamberlik vazifesi verildikten sonra once Mekkelileri İslam’a davet etmiş, fakat onlar bunu kabul etmedikleri gibi musluman olmaya başlayan herkese ellerinden gelen eziyetleride yapmışlardı.
Mekkeli muşriklerin bitmeyen bu eziyetleri sonucunda muminlerin dayanacak gucleri ve sabırları kalmayınca, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.a.v) muminlere hicret, Mekke’yi terk etme izni verilmişti. Hz. Muhammed (S.a.v) Mekke’den cıkarılırken yaşlı gozlerle Mekke’ye donmuş; “Ey şehir, senden cıkarılmasaydım vallahi seni terk etmezdim!” demişti.
Hicretin uzerinden altı yıl gecmişti. Muminler, Efendimiz’le birlikte umre yapmayı cok istiyorlardı. Bunun uzerine Hz. Muhammed (S.a.v) KÂbe’yi ziyaret etmek isteyenlerin hazırlanmasını emretti. Hazırlıkların tamamlanmasından sonra bin beş yuz sahabi ile Mekke’ye doğru yola cıkıldı. Mekkeli muşrikler Hz. Muhammed’in (S.a.v) hareketini oğrenince toplanarak ne pahasına olursa olsun Mekke’ye girmesine izin vermemeyi kararlaştırdılar. Hz. Muhammed (S.a.v) de kan dokulmesini istemediği icin Mekkelilerin bu tavrına karşılık onların teklif ettiği Hudeybiye anlaşması yapıldı.
Bu anlaşma gereği Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.a.v) sahabilerine geri donme emrini verdi. Hem sahabeler hem de Hz. Muhammed (S.a.v) Kabe’yi ziyaret edemememin uzuntusu icindeydi. Ancak inen şu ayet ileride Mekke’nin fethedileceği mujdesini vermişti: “Doğrusu biz sana apacık bir fetih ihsan ettik.” (Fetih, 1)
Hudeybiye Antlaşması’nın uzerinden 17-18 ay gecmişti ki, kendilerine bağlı bulunan Benî Bekr kabilesini kışkırtarak, musluman olan HuzÂalıların uzerine saldırttılar. HuzÂa kabilesi baskına uğradıklarında namazdaydılar. Hunharca bir katliamla kimi secdede, kimi rukûda, kimi kıyamda iken şehid edildi.
Bu olayın hemen ardından Mekke’den gelen bir heyet Hz. Muhammed (S.a.v) daha once fiilen bozdukları antlaşmayı resmen tek taraflı feshettiklerini soylediler. Oysa bu, muslumanları Mekke Fethi’ne davet demekti. Sonradan muşriklerin akılları başlarına geldiyse de iş işten gecmiş, sozleşme iki taraflı olarak feshedilmişti.
11 Ocak 630 sabahı İslam Ordusu savaş pozisyonu aldı. İslam peygamberi Muhammed ordusunu 4 kola ayırdı ve ordusuna şu emri verdi: “Size karşı konulmadıkca, size saldırılmadıkca, hic kimseyle carpışmaya girmeyeceksiniz, hic kimseyi oldurmeyeceksiniz.”
Muhammed hareket emri verdi ve Fetih Suresi’ni okuyarak Mekke’ye girdi. 3 kol herhangi bir direnişle karşılaşmazken Halid bin Velid’in komutasındaki 4. kol, İkrime bin Ebu Cehil onderliğinindeki kucuk bir saldırıyı geri puskurttu. Muhammed Mekke’ye girer girmez genel af ilan edildiğini bildirdi ve Ebu Sufyan’a bildirdiği şekilde, kimseye dokunulmayacağını ilan etti. Ardından icerisinde 360 put bulunan Kabe’ye yoneldi. İsra Suresi’nin 81. ayetini okuyarak putları birer birer devirdi. Daha sonra da beraberindeki Muslumanlarla Kabe’yi tavaf etti.
Fetih sonrasında İslam peygamberi Muhammed Kabe’de ilk hutbesini verdi. Mekkelilerin şuphelerini de gidermek adına hutbesinde şu sozlere de yer verdi:
Benim halimle sizin haliniz, Yusuf’un kardeşlerine dediğinin tıpkısı olacaktır. Yusuf’un kardeşlerine dediği gibi ben de diyorum:
“Size bugun hicbir başa kakma ve ayıplama yok. Allah, sizi bağışlasın. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir. (Yusuf Suresi, 92)” Gidiniz; sizler serbestsiniz.
mekke'nin fethi ve tarihi ve onemi Kısaca
Dini Bilgiler0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- mekke'nin fethi ve tarihi ve onemi Kısaca
-
13-09-2019, 08:54:16