Gunumuzde Camilerin Toplumsal acıdan onemi
Gunumuzde Camilerin Toplumsal Acıdan işlevleri nelerdir


a) Mabed olarak: Esas itibariyle mescidler, icinde ibadet edilmek uzere inşa edilmişlerdir. Bu itibarla kudsiyet kazanmışlar ve "Allah'ın evi" adını almışlardır. Kur'an Allah'ın adının anılması icin yapıldığını belirtmektedir (Cin, 72/18). İslÂm dini toplu ibadeti teşvik etmiştir. Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınandan 25-27 derece daha ustun tutulmuştur. Her renkten ve sınıftan insanın bir araya gelip omuz omuza ibadet etmeleri, sosyal dayanışmanın sağlanmasında onemli bir faktor olmuştur.
b) Yonetim Merkezi Olarak: Hz. Peygamber (asm)'in nubuvvet gorevi yanında, devlet başkanlığı, hÂkimlik, komutanlık gibi gorevleri de vardı. Bu gorevler, İslÂm devlet başkanının gorevleridir. Medine'deki Mescid-i Nebevî O'nun (asm) bu gorevlerine uygun olarak devletin idare merkezi ozelliği taşımakta idi. Elciler orada karşılanır, bazen orada misafir edilir, ordu orada techiz edilip sefere gonderilir, dÂvÂlara orada bakılır, devletin hazinesi orada muhafaza edilir ve sarfedilmesi gereken yerlere oradan sarfedilirdi. CÂmilerin bu gorevleri vilÂyetler duzeyinde de aynı idi. CÂmiler halkın birbirleriyle ve devletle kaynaştığı bir yer durumundaydı. İlk Osmanlı cÂmileri de bir devlet merkezi olarak plÂnlanmış ve bu gorev icin kullanılmışlardır.
c) Bir İlim ve Kultur Merkezi Olarak: Hic bir din İslÂm kadar ilme onem vermemiştir. Kendisinin "muallim" olarak gonderildiğini ifade eden Hz. Peygamber (asm) Mescid-i Nebevî'deki "Suffe" ile, universitelerin ilk temelini atmıştır. Suffe yatılı bir universite ozelliği taşımakta idi. Hz. Peygamber (asm)'le başlayan ders halkaları değişik ilim dallarını da icine alarak yuzyıllarca, mescidlerde devam etmiştir. Hz. Peygamber (asm) zamanında değişik sosyal amaclar icin de kullanılan mescid (cÂmi) bir cok muessesenin temelini oluşturur. CÂmilere sığamaz hale gelen bu muesseseler daha sonra kulliyeleri meydana getirmiştir. Zamanla cÂmiler, herkesin okuması icin eserlerinirı bir nushasını buralara bırakan muellifler sayesinde, bir kutuphane hizmeti de vermişlerdir. Satın alınan kitaplarla zenginleştirilen bu kutuphaneler, "hÂfız-ı kutup" adı verilen memurlarca idare ediliyordu. Boylece cÂmiler ruh ve maddenin butunleştiği bir merkez durumundaydı.