hz muhammedin taif yolculuğu hakkında bilgi
peygamber efendimizin taif yolculuğu
peygamberimizin taif yolculuğu
Hz. Peygamber'in TÂif'te Karsilanisi Kureys'in zulumleri artik katlanilamaz bir duruma gelmisti. Bu yuzden Hz. Peygamber (s.a.s.) Mekke Devri'nin 10'uncu yili (620 M.) SevvÂl ayinda, yanina evlÂtligi HÂrise oglu Zeyd'i de alarak TÂif'e gitti. TÂiflileri "Hak Din"e dÂvet edecekti. TÂif'te Sakiyf Kabîlesi vardi, onlar da putperestti. Rasûlullah (s.a.s.) 10 gun kadar, onlara IslÂm'i anlatmaga calisti, ileri gelenleri ile gorustu. Hic biri Musluman olmadigi gibi, "Senden başka Peygamberlik gelecek kimse kalmadi mi?" diye alay ettiler "Memleketimizden cik da nereye gidersen git.." diye Allah sevgilisini kovup hakaret ettiler. TÂif'ten ayrilirken de coluk cocugu ve ayak takimi dusuk tabîatli kisileri yolun iki tarafina siralayip taslattilar. Rasûlullah (s.a.s.)'in ayaklari, atilan taslarla yara-bere icinde kaldi, ayakkabilari kanla doldu. Ayaklarindaki yaralarin verdigi acidan yuruyemez hÂle gelip oturmak istedikce, zorla kaldirip yarali ayaklarini taslamaga devÂm ediyorlar, bu yurekler parcalayan acikli hÂline gulup egleniyorlardi. Vucûdunu atilan taslara siper eden evlÂtligi Zeyd, bir kac yerinden yaralandi. Rasûlullah (s.a.s.) hayÂti boyunca karsilastigi sikintilardan en buyugunu o gun yasamisti. NihÂyet Rabîa'nin ogullari Utbe ve Seybe'nin yol ustundeki bagina siginarak ayak takiminin tÂkiplerinden kurtulabildi. Burada bir cardagin golgesinde, ellerini kaldirip su hazîn duÂyi yapti: -"IlÂhi, kuvvetimin za'fa ugradigini, cÂresizligimi, halkin gozunde hor ve hakîr goruldugumu ancak sana arzederim. Ey merhametlilerin en merhametlisi, herkesin zayif gorup de dalina bindigi bîcÂrelerin Rabbi sensin, IlÂhî, huysuz ve yuzsuz bir dusmanin eline beni dusurmeyecek, hatta hayÂtimin dizginlerini eline verdigim akrabamdan bir dosta bile birakmayacak kadar bana merhametlisin. Y Rabb, eger bana karsi gazabli degilsen, cektigim bel ve sikintilara hic aldirmam, fakat senin esirgeyiciligin bunlari da gostermeyecek kadar genistir. Y Rabb gazabina ugramaktan, rizandan mahrûm kalmaktan, senin karanliklari aydinlatan, din ve dunya islerini dengeleyen yuzunun nûruna siginirim. RÂzi oluncaya kadar iste affini diliyorum. Butun kuvvet ve kudret ancak seninledir..." (97)
Goruldugu uzere yapilan bunca ez ve cefÂya ragmen beddu etmemis, hatta yolda Mekke'ye iki konak mesÂfede "Karn" denilen yerde kendisine CebrÂil gelerek: -"Ey Allah'in Rasûlu, Allah kavminin sana soylediklerini isitti, yaptiklarini gordu, sana su Daglar Melegi'ni gonderdi. Kavmin hakkinda ne dilersen, bu melege emredebilirsin..." dedi. Daglar emrine verilmis olan melek de kendisini selÂmladiktan sonra: -"Ya Muhammed, emrine hazirim. (Ebû Kubeys ile Kayakan denilen) su iki yalcin dagin Mekkeliler uzerine devrilip, birbirine kavusarak musrikleri tamÂmen ezmelerini istersen emret..." dedi. Fakat Rasûlullah (s.a.s.): -"Hayir, onlarin ezilip yok olmalarini degil, Rabbimin bu musriklerin sulbunden, O'na hic bir seyi ortak kilmayan ve yalniz Allah'a ibÂdet eden bir nesil meydana getirmesini istiyorum..." demistir.(98) Rabîa'nin ogullari, Peygamber Efendimizin acikli hÂlini gorduler. Hiristiyan kole AddÂs ile O'na bir salkim uzum gonderdiler. Rasûlullah (s.a.s.) "Bismillah..." diyerek uzumu yemege baslayinca, AddÂs hayretle: -"Bu bolge halki boyle soz soylemezler, onlar Allah adini anmazlar", dedi. Hz. Peygamber ona nereli oldugunu sordu. AddÂs: -"Ninovaliyim, Hiristiyanim", diye cevÂp verdi. Rasûlullah(s.a.s.): -"Demek kardesim Yunus Peygamberin memleketindensin".... dedi. AddÂs: -Sen Yûnus'u nerden biliyorsun? diye sordu. Rasûlullah (s.a.s.): -Yûnus benim kardesim, O'da benim gibi Peygamberdi, dedi. Daha sonra Rasûl-i Ekrem AddÂs'a IslÂmiyeti anlatti. AddÂs da orada Musluman oldu.(99) Hz. Muhammed (s.a.s.) en zor ve en sikintili anlarinda bile Peygamberlik gorevini ihmÂl etmiyordu. b) Mekke'ye Donus Rasûl-i Ekrem'in himÂyesiz Mekke'ye girmesi imkÂnsizdi. Esasen, hayÂti tehlikede oldugu icin Mekke'den TÂif'e gitmisti. Bu sebeple donuste, Hira (Nûr) Dagina cikarak, Kureysin hatiri sayilir buyuklerinden Adiyy oglu Mut'im'e haber gonderdi. O'nun himÂyesinde gece vakti Mekke'ye girdi. KÂbe'yi tavÂf edip HÂrem-i Serif'de iki rek'at namaz kildiktan sonra evine dondu.
Arap Âdetlerine gore, bir kimse himÂyesine aldigi kisiyi korumaga mecburdu. Bu sebeple, Mut'im ve cocuklari silahlanip KÂbe'nin dort bir tarafini tuttular. Peygamber Efendimizin Mekke'ye girip serbestce tavÂf etmesini ve evine gitmesini sagladilar.(100) (620 M.) Mut'im, Bedir savasinda musrik olarak oldu. Peygamber Efendimiz, Mut'im'in bu iyiligini unutmamis, Bedir esirlerinin kurtarilmasi icin Medine'ye gelen oglu Cubeyr b. Mut'im'e: - "Eger senin o ihtiyar baban, sag olsaydi da bu murdar herifleri benden isteseydi, hepsini ona bagislardim." demisti.
hz muhammedin taif yolculuğu
Dini Bilgiler0 Mesaj
●15 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- hz muhammedin taif yolculuğu
-
13-09-2019, 08:09:34