Ebû Hamza Horasani Kimdir Kısaca Hayatı ,


Horasan bolgesinin velîlerindendir. NişÃ‚bur'un MulkÂbÂd mahallesindendir. Doğum tÂrihi bilinmemektedir. Cuneyd-i BağdÂdî hazretleriyle aynı asırda yaşamıştır. Ebû TurÂb-ı Nahşebî ve Ebû Saîd-i HarrÂz ile yolculuk edip sohbet etmiştir. ZamÂnındaki Âlimlerin ve evliyÂnın ileri gelenlerinden idi. Dînî meselelerin inceliklerine vÂkıftı. Ver sÂhibiydi. Haramlardan cok sakınırdı. Ahmed bin Hanbel hazretleri ona hurmet duyar, tasavvufla ilgili meselelerde ona sormadan cevap vermezdi. Kendisine sorulan bir meseleyi Ebû Hamza HorasÂnî' ye arz eder; "Bu hususta ne buyurursun ey sofî!" derdi. Uzun seneler insanlara İslÂm dîninin emir ve yasaklarını anlatarak onların duny ve Âhiret saÂdetine kavuşmaları icin gayret sarfeden Ebû Hamza HorasÂnî pekcok def hacca gitmiştir. Hac yolculukları ve hac ibÂdeti esnÂsında pekcok Âlim ve evliyÂyla goruşup sohbette bulundu. 902 (H.290) senesinde Nişabur'da vefÂt etti. Ebû Hafs-ı HaddÂd'ın kabri civÂrına defnedildi.

Ebû Hamza HorasÂnî hazretleri, derin Âlim ve buyuk velî idi. Allahu teÂlÂnın emirlerine ve Peygamber efendimizin sunnetine tam uyardı. Haramlardan ve şuphelilerden şiddetle kacınırdı. DunyÂya meyletmezdi. "Bir kimse olumu unutmaz devamlı duşunurse, bÂkî devamlı olan her şey ona sevdirilir ve fÂnî, gecici olan her şeyden nefret ettirilir." buyururdu.

"Allahu teÂl hakkında mÂrifet sÂhibi olan Ârif-i billah kimse, maîşetini gunu gunune temin eder. YÂni sÂdece gunluk maîşetini duşunur. Dunyevî maîşetini asgarîye indirerek uhrevî maîşetini Âzamiye cıkarır." buyurmuştur.

Bir kimse gelerek; "Bana nasîhat et." dedi. Ebû Hamza HorasÂnî ona; "Onundeki sefer icin azık hazırla." buyurdu.

"Garip kimdir?" diye sorulunca; "Ulfetten sıkılandır. YÂni dost ve akrabÂsından sıkılan ve onlara yabancılaşan kimsedir. Bir kimse her nevî ulfetten sıkılırsa o garîb olur. Zîr dervişin dunyÂda vatanı yoktur. Vatan olmayan yerde ulfet sıkıntıdır. Dervişin ulfeti, yaratılmışlardan ve Allahu teÂlÂdan başkasından kesilince, o her şeyden sıkılır. O işte o zaman garîb olur. Bu yuksek bir derecedir. En iyi bilen Allahu teÂlÂdır."