Peygamberimizin ozellikleri
Hz Muhammed'in Ustun Ozellikleri
hz muhammedin ozellikleri hakkında bilgi
hz muhammedin ozellikleri bilgisi




Peygamber Efendimiz (a.s.m.), Allah (c.c.) tarafindan secilmis olmasi itibariyle maddî ve mÂnevî yonden cok ustun ozelliklere sahiptir. Oyle ki bugun IslÂm karsiti kisiler bile onun ustun ahlÂkini ve aklini takdir ettiklerini itiraf edebilmektedir. Ama elbette mu'minlerin takdiri cok daha guclu ve cok yonludur.Bilindigi uzere, Resulullah (a.s.m.) daha cocuk yaslardayken dahi ahlÂki ve olgunluguyla dikkat ceker, yasitlarindan farkli oldugunu belli ederdi. Asil davranislari ve ruhî melekeleriyle bulundugu ortamda herkesin sevgisini ve saygisini kazandi.

Dedesi Abdulmuttalip cok sayida cocugu ve torunu oldugu halde ona cok duskundu ve bu duskunlugunu omru elverdigince onu himaye ederek gostermistir. Ayni tavri amcasi Ebu Talip'te de goruyoruz. Kendi cocuklarindan ustun tutacak ve daha duskun olacak sekilde bir baglilik duymasinin sebebi elbetteki onun ustun ahlÂki ve emsalsiz ruhu sebebiyledir. Goruldugu gibi daha peygamberlik verilmedigi halde etrafindaki herkes bu mubarek sahsa hayranlik duymustur. Allah (c.c.) daha kucuk yasta sirasiyla babasini, annesini, dedesini alarak onu egitmis bu tip zorluklarla onun ruhunu daha da olgunlastirmistir. Gencliginde de akli, ahlÂki, fazileti, durustlugu ve diger pek cok yonuyle Mekkeliler arasinda dikkat cekmis, 'El-Emin' sifatina lÂyik gorulmustur. Peygamberimiz (a.s.m.) IslÂm'dan once de hicbir donemde putlara tapmamis, akliyla, bir olan Allah'i bulmus, O'na yonelmis ve hanif olan Ibrahim'in dinini benimsemisti.

Saygin bir aileye mensup olup, Mekke'nin ileri gelenlerinin arasinda bulundugu halde hicbir zaman ahlÂkindan taviz vermemis hatta iffetiyle dikkat cekmistir.Peygamberligi doneminde de bu ustunlugu oncelikle Allah'a (c.c.) olan yakinliginda, korkusunda ve tevekkulunde goruyoruz. Kendisine ilk vahiy geldiginde de, inkÂrcilar onu reddettiginde de, magarada etrafi sarildiginda da, Uhud'da yenildiklerinde de hep ayni tevekkul ve Allah'a ayni baglilik goze carpmaktadir. O tam bir Allah dostuydu, her tutum ve davranisinda O'na yonelir, sadece O'nun rizasini gozetirdi. KÂfirlere karsi onurlu ve zorluyken, mu'minlere karsi da sefkatli ve merhametli idi. Resulullah Efendimiz butun omrunu Allah'i razi edebilmek ve O'nun dinini insanlara ulastirabilmek icin gecirdi. Bunu yaparken de tamamen Kur'Ân'la hukmetti ve Âlemlere ornek kilinan bir insan oldu.

Onun guzel ahlÂki, akli, dirayeti, hikmeti, takvasi, liderligi, hakimligi cok iyi anlasilmalidir. Zira Allah onda bizim icin guzel ornekler oldugunu soylemektedir."Sizin icin, Allah'i ve ahiret yurdunu umanlar ile Allah'i cokca zikredenler icin, Allah'in resulunde guzel ornekler vardir." (Ahzab Sûresi, 21)Hz. Muhammed (a.s.m.)'in onemli bir ozelligi de kavminin hidayeti icin gece-gunduz ugrasmasidir. Sadece ebedî hayatlarini kurtarabilmek icin onlari surekli olarak uyarmis ama bir yandan da salih olduklari takdirde cennetle mujdelemistir. Onlari Allah'in birligine tevhid cagirmis, her turlu puttan, sirkten, ortak kosmaktan arindirmistir. Âyetin de ifadesiyle uzerlerindeki agir yukleri kaldirmis, zincirleri indirmis (7/157) yerine kolay olani getirmistir. Cunku Allah insanlara zorluk dilememis ve kaldirabileceklerinden fazlasini da yuklememistir.Peygamberimiz Araplarin yuzyillardir suregelen inanc sistemlerini, batil hurafelerini, adetlerini, torelerini yikmis yerine tertemiz olan hak dini koymustur. Ama bu cok iyi takdir edilmesi gereken bir noktadir. Zira koklu inanclari ya da saplantilari yikabilmek cok zordur; sabir, dirayet ve cesaret ister. Bu ozelliklere ise Resulullah (a.s.m.)'da en fazlasi ile rastliyoruz.CenÂb-i Allah Peygamberimiz (a.s.m.)'i ozel olarak secmis, ustun kilmis, O'na buyuk bir nur vermis ve serefli, ustun Kur'Ân-i da ona indirmistir.

Bu mubarek insanin hayati boyunca mucadelesi cok yonlu olmustur. Bir tarafta inkÂrcilarin amansiz saldiri ve eziyetleri, diger tarafta munÂfiklarin sinsi faaliyetleri, yine bir yanda yahudilerin siddetli dusmanliklari diger tarafta bedeviler... Goruldugu gibi pek cok acidan bakildiginda hep sorumluluk Peygamberimiz (a.s.m.)'in uzerindeydi. Hem hakim konumundaydi, hem savaslar idare ediyordu, hem de yoneticiydi. Bir yandan teblig yapiyor diger yandan da mu'minleri egitiyordu. Karsisindaki insanlarin cahiliyeden ve sirkten yeni kopmus ve dolayisiyla pek cok hatasi olan kimseler oldugu dusunuldugunde Peygamber Efendimizin uzerindeki yukumluluk daha iyi kavranabilir. Nitekim Said-i Nursi'nin Onun hakkindaki asagidaki sozleri, Peygamberimizde tecelli eden ustun ahlÂki ve yuksek ruhunu bize cok guzel aciklamaktadir:"O asir o zat (a.s.m.) ile bir saadet-i beseriye asri olmus. Cunku en bedevi ve en ummi bir kavmi, getirdigi nur vasitasiyla, kisa zamanda dunyaya ustad ve hakim eylemis."Fahr-i KÂinat Efendimiz bir yandan cephede mucadele ederken diger taraftandan da Allah'in Kur'Ân'da ustun onur sahibi bir elci olarak niteledigi Cebrail (a.s.) ile gorusuyor ve vahiy aliyordu. Dahasi Sidret-ul Munteha ve Cennet-ul Meva'nin yanindaki bir makama cikiyor, Ruh'ul Kudus'le burada da bulunuyordu. Allah, bir kisim ayetlerini gostermek icin bir gece onu Mescidsi Haram'dan Mescid-i Aksa'ya goturmustu. Asla hevadan konusmuyor ve Rabbinden aldigi vahyi insanlara aktariyordu. Boyle derin bir mÂneviyat, yanindakilerin boyutunu asan bir hayat ve siddetli imtihan ortamiyla muhatapti. Peygamber Efendimizi (a.s.m.) degerlendirirken iste onun bu yonlerini de mutlaka tefekkur etmek gerekir. Oyle ki, Onun yasadigi ustun ahlÂki ve derin maneviyati anlayabilen insanlar, suphesiz Ondaki 'en guzel ornekleri' daha iyi kavrayabilecek ve yasamaya calisacaklardir.