Hz Muhammedin Akrabaları
Peygamber Efendimizin Akrabalarının isimleri
Peygamberimizin akrabaları kimlerdi
Hz Muhammed'in Akrabalarının adları
Peygamber efendimize akraba olmakla şereflenenlerden bazıları şunlardır:
1- Kayınpeder olanlar: Hz. Ebu Bekir, Hz. omer, Hz. Ebu Sufyan.
2 - Damat olanlar: Hz. Osman ve Hz. Ali.
3- Kayınvalide olanlar: Âişe validemizin annesi ummi Ruman, Hafsa validemizin annesi Hz. Zeyneb, ummi Habibe validemizin annesi Hz. Hind.
4- Kayınbirader olanlar: Hz. Abdullah bin omer, vahiy kÂtibi Hz. Muaviye.
Hz. Peygamber efendimizin a.s.m 10 amcası bulunduğu, babasıyla beraber 11 erkek kardeş olduğu belirtilir. Haris, Zubeyr, Ebu Talib, Ebu Leheb, Kusem, Dırar, Mukavvim, Hacl, Hz. Hamza r.a ve Hz. Abbas r.a dır.
Peygamberimiz (sav)’in Aile Buyukleri
Peygamberimizin (sas) dedelerinden Kusay bin Kilab, Huzaa’lılardan KÂbe emanetlerini alarak, iyi idaresi ile kendi kabilesini saygın bir konuma getirip, KÂbe etrafında topladı. Bundan dolayı onun kabilesine Kureyş (toplamak, birleştirmek) ismi verildi.
Hz. Peygamber’in (sas) dedesinin babası Haşim Mekke’den kışın Yemen’e, yazın Şam’a ticaret seferlerini ilk başlatan zattır. Hatta Bizans imparatoru ile anlaşma sağlayarak Kureyş tacirlerinin Bizans topraklarında ticaret vergilerinden muaf tutulmasını da sağlatır.
Resulullah’ın dedesi Abdulmuttalib uzun boylu, sarışın idi ve sevimli bir sakal vardı.
Peygamberin (sas) babaannesinin ismi Fatıma’dır.
Efendimiz’in (sas) anneannesinin adı Berre’dir.
Peygamberimizin dayısı yoktur.
İbn-i Habib adlı muellif “Ummehatu’n-Nebi” adıyla bize 20 nesil boyunca Resulullah’ın ninelerini gosteren calib-i dikkat bir calışma bırakmıştır.
Ahzap Suresinin 50. ayetinden Hz. Peygamber(a.s.m)’in halaları ve teyzelerinin olduğunu anlıyoruz.
Efendimizin (a.s.m) halaları altı tanedir. İsimleri; BeyzÂ, Berra, Atike, Safiyye, Erva, Umeyme’dir. Bunlardan Atike, Safiyye, Erva iman etmiştir.
Hz. Peygamber(a.s.m)’in Ferîda ve Fahita adında iki teyzesi vardır. İkisi de onun peygamberliğinden once vefat etmiştir.
Rasûl-i Ekrem Efendimizin ucu erkek Kasım, Abdullah, İbrahim dordu kız olmak uzere yedi cocuğu doğmuştur. Bunlar doğuş sırasıyle (Kasım, Zeyneb, Rukayye, Ummu Kulsûm, FÂtıme, Abdullah, İbrahim) isimlerini taşımışlardı. Bu yedi cocuğun altısı Hazreti Hadîceden, yedincisi Mısırlı Hazreti MÂriyeden idi.
İbni İshak, Peygamberimizin (TÂhir) ile (Tayyib) adında iki evlÂdı daha olduğunu soylemekte ise de bunların Abdullah'ın sıfatları olduğu bildirilmiştir.
1) Kasım:
Rasûl-i Ekremin ilk cocuğu Kasım idi. Bu sebepten kunyesi: Ebul-Kasım (Kasımın babası) oldu. Hazreti Peygamber, Ebûl-Kasım adiyle cağırılmasın-dan hoşlanırdı. Ashab da kendisini bu isimle cağırırlardı. İbni Sa'de gore, Kasım iki sene yaşadı. Mekkede vefat etti. Rasûl-i Ekremin cocukları icinde ilk olen: Kasım oldu.
2) Zeyheb:
Peygamberimizin en buyuk kızıydı. Kasımdan sonra doğmuştu. Zeyneb doğduğu zaman, Rasûl-i Ekrem otuz yaşındaydı. Mekke'de doğmuş olan Zeyneb, Hicretin sekizinci senesi Medine'de vefat eyledi. Otuz yaşında bulunuyordu.
Zeyneb, once, teyzesinin oğlu Ebûl'as ile evlenmişti. Ebûl as bidayette muşriklerden ayrılmadığı icin, "Bedr" gazvesinde muslumanların eline esir duşmuş, kurtulunca, Zeynebi Medine'ye gondereceğine soz vermişti. Rasûl-i Ekrem, ailesini getirmek icin, "Harise oğlu Zeyd"i gondermişti. Zeynebi Medine'ye ***uren Zeyd oldu. Zeyneb Medine'ye gitti ve fakat zevci Ebûl'as Mekke'de kaldı.
Ebûl'as, bir seriyye esnasında yine muslumanların eline esir duştu ve fakat Hazreti Zeyneb'in himayesi sayesinde serbest bırakıldı.
Ebûl'as, ikinci defa esirlikten kurtulunca, Mekke'ye gitti. Emanetleri sahiplerine verdikten sonra, muslumanlığı kabul etti. Medine'ye hicret eyledi. Musluman olduğu icin nikÂhları yenilendi. Ebûl'as, Hazreti Zeynebe iyi muamele ederdi. Bu yuzden, Rasûl-i Ekremin takdirini kazandı. Zeyneb, kocasına tekrar kavuştuktan sonra cok yaşayamadı. Vefatında, cenazesi "Ummu Eymen" ile "Hazreti Sevde" tarafından yıkandı. Namazını Rasûl-i Ekrem kıldı. Mezarına Ebûl'as indirdi.
3) Rukayye
Rasûl-i Ekremin ikinci kızıydı. Doğduğu zaman Hazreti Peygamber Efendimiz, otuzuc yaşında bulunuyordu. Rukayye babasının Peygamberliğinden once, Ebûlehebin oğlu, Utbe ile nişanlanmıştı. Rasûl-i Ekrem, halkı İslama dÂvete başlayınca Ebû leheb, oğlunu cağırdı:
- "Oğlum! Muhammed'in kızından ayrılmıyacak olursan, ben senden ayrılırım." dedi. Utbe de babası Ebûlehebin teşvikiyle "Rukayye"yi bıraktı. O zaman Rukayye, Hazreti Osman ile evlendi. Habeşistana goc eden ilk kafileye Hazreti Osman, zevcesi Hazreti Rukayye ile birlikte katılmışlardı. Hazreti Osman, Habeşistandan Mekke'ye donmuş, oradan da Medine'ye hicret etmişti. Rukayye, Bedr gazası gunlerinde hastalanmış, bu yuzden Hazreti Osman, Bedr muharebesinde bulunamamış, hatt zevcesi başında kaldığı icin, mazeretliler arasına konulmuştu.
Bedr gazası zaferini Harise oğlu Zeyd, Medineye ulaştırdığı gun, Hazreti Rukayye vefat etmişti. Rasûl-i Ekrem de, Bedr savaşı yuzunden, kızı Rukayyenin cenazesinde bulunamamıştı.
4) Ummu Gulsum:
İslÂmiyet gelmeden once doğdu. Annesi hazret-i Hadîce’dir. Ummu Gulsum İslÂmiyet gelmeden once Ebû Leheb’in ikinci oğlu Uteybe ile nişanlanmıştı. İslÂmiyet gelince Ebû Leheb îmÂn etmedi ve İslÂmiyetin cok azgın bir duşmanı oldu. Onun hakkında (Tebbet) sûresi nÂzil olunca oğluna Ummu Gulsum’den ayrılmasını soyledi. O da babasını dinliyerek ayrıldı.
Bedr gazasının sonunda, Hazreti Rukayyenin olumunden bir yıl sonra, Hicretin ucuncu yılı, Hazreti Osmanla evlendi.
BuhÂrînin bildirdiğine gore, Hafsa dul kalınca, Hazreti Omer, Osman'a muracaat ettiği zaman, Hazreti Osman tereddut etmişti. O zaman Rasûl-i Ekrem, Omere:
- "Ben sana Osman'dan, Osman'a da senden daha iyi bir adam bulacağım. Kızını bana ver, ben de kızımı Osman'a vereyim."
demişti .
Hazreti Osmanla evlenen Ummu Kulsûm, onunla altı yıl beraber yaşadı. Hicretin dokuzuncu senesi vefat etti. Cenaze namazı Rasûl-i Ekrem tarafından kılındı. Hazreti Ali Hazreti Fadl ve Hazreti UsÂme tarafından gomuldu.
Hazreti Osman, Rasûl-i Ekremin iki kızı: Rukayye ve Ummu Kulsûm ile evlendiği icin, "İki nur sahibi" mÂnÂsına "Zinnûreyn" sıfatını kazanmıştı:
5) FÂtıme:
Rasûl-i Ekremin en kucuk ve fakat en sevgili kızıydı. İlÂhî vahiy ilk geldiği zaman, Mekke'de doğdu. Hicretin ikinci senesi Medinede Hazreti Ali ile evlendi. Evlendikleri zaman Hazreti FÂtıme 15, Hazreti Ali 24 yaşındaydı. Rasûl-i Ekrem, kızı FÂtıme icin, yatak carşafı, iki değirmen, bir su tulumu hazırlamış, Hazreti FÂtıme, değirmenlerle su tulumunu, butun omru boyunca kullanmıştı.
Rasûl-i Ekrem Hazreti Ali ile Hazreti FÂtımenin iyi gecinmesini ister, aralarında ihtilÂf cıkarsa, onları barıştırırdı. Bir gun Ali, FÂtımeye şiddetli bir muamelede bulunmuş, FÂtıme de Rasûl-i Ekreme başvurarak Ali'yi şikÂyet eylemişti. FÂtımeden sonra, Ali gelmiş, o da FÂtıme'yi şikÂyette bulunmuş, fakat Rasûl-i Ekrem ikisin de barıştırmıştı.
Bir defa da, Hazreti Ali ikinci bir zevce almaya kalkmış, bunu haber alan Rasûl-i Ekrem cok uzulmuş bir hutbesinde;
- Benim kızım benim ciğerparemdir. Kızımı kederlendiren her şey, beni de kederlendirir" demiş, bunun uzerine Hazreti Ali teşebbusunden vazgecmiş, Hazreti FÂtımenin sağlığında başka bir kadınla evlenmemişti:
Hazreti FÂtıme, Hicretin 11 inci senesi, babasından altı ay sonra vefat eyledi. Rasûl-i Ekrem Efendimizin irtihalinde kızı yirmibeş yaşındaydı.
Rasûl-i Ekrem, kızı FÂtımeyi cok severdi. Hastalığı sırasında onu yanına cağırdı. Kulağına fısıldadı. O zaman FÂtıme ağladı. Sonra yine fısıldadı. Bu sefer, FÂtımenin yuzu guldu. Hazreti Âişe sordu. Hazreti FÂtıme de:
- "Once, Rasûl-i Ekrem, hastalığı sonunda oleceğini soyledi: Ağladım. Sonra, ailesi icinde kendisine ilk kavuşacak olanın ben olduğumu haber verdi: O zaman da sevindim."' diye cevap vermişti:
Rasûl-i Ekrem Efendimizin soyunu yaşatan Hazreti FÂtıme oldu. FÂtımenin beş cocuğu oldu: Hasen, Huseyn, Muhsin, Ummu Kulsûm, Zeyneb isimlerinde idi. Bunlardan Muhsin, kucukken vefat etmişti.
6) Abdullah:
Hicretten once, onbirinci senesi Mekke'de doğdu: Uc ay yaşadı. Kucukken oldu. "TÂhir ve Tayyeb" Abdullahın diğer isimleriydi.
7) İbrahim:
Rasûl-i Ekremin en kucuk cocuğu ve en kucuk oğluydu. Hicretin sekizinci senesi Medine'de doğdu. İbn İshaka gore, Resûl-i Ekremin İbrahimden başka butun cocukları, Peygamberlikten once doğmuşlardı. İbrahim, Mısırlı Hazreti MÂriyeden dunyaya gelmiş, Hazreti Âişenin rivayetine gore, onyedi veya onsekiz aylıkken vefat etmişti.
Rasûl-i Ekrem, İbrahimin doğumundan cok memnun olmuş, yedinci gunu bir ziyafet vermiş, fukaraya sadaka dağıtmış, oğluna Hazreti İbrahimin adını takmıştı. Cunku:
Rasûl-i Ekremin Hazreti Hadîceden doğmuş olan erkek cocukları kucuk yaşlarındayken olmuşlerdi. Diğer zevcelerinden de evlÂdı olmamıştı.
Ebû Rafiın zevcesi SelmÂ, yeni doğan İbrahime sutannelik yapmıştı. BuhÂrî, "Ummu Seyf'in ibrahimi emzirdiğini bildirmektedir. Rasûl-i Ekrem, sutanneye uğrar, İbrahimi gorur, okşar ve operdi.
İbrahim, Ummu Seyfin evinde oldu. Hazreti Peygamber, cocuğunun hastalığını duyunca, Avfoğlu AbdurrahmÂn ile onun yanına gitmiş, İbrahimin olum pencesinde kıvrandığını gorunce, dayanamamış ağlamıştı. AbdurrahmÂn:
- "YÂ Resûlallah! Ne yapıyorsunuz," deyince, Rasûl-i Ekrem:
- "Şefkat duygularım galeyana geldi. " buyurmuştu.
Rasûl-i Ekrem, oğlunun cenaze namazını kılmış, AbbÂs oğlu Fadl, Zeyd oğlu UsÂme, Maz'un oğlu Osman, İbrahimi mezarına indirmişti.Beki' meza lığına gomuldu.
İbrahim olduğu zaman guneş tutulmuştu. Halk, guneş de mateme katıldı, deyince Rasûl-i Ekrem:
- "Guneş ile ay, Allahın Âyetlerindendir. Bir fÂnînin olumu yuzunden tutulmazlar!" diye hitapta bulunarak, muslumanları boyle yanlış anlayışlardan uzaklaştırmışlardı.
Hz Muhammedin akrabalarının isimleri
Dini Bilgiler0 Mesaj
●37 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Hz Muhammedin akrabalarının isimleri
-
13-09-2019, 08:04:29