Allah Resulu Muhammed aynı zamanda cok misafirperver bir insandı. Risaletten once dahi, misafirperver ve comert bir insan olduğu bilinmektedir. Kimse yanından eli boş ayrılmamıştı. Fakir, muhtac, dul ve yetimleri beslerdi. Medine'de ise zengin-fakir, dost- duşman, gelen herkese acık namutenahi misafirperver, comert ve ikramkÂrdı. Her taraftan cok sayıda insanlar gelirdi. Rasulullah onları ağırlar, bizzat kendisi hizmet ederdi. Kimse ondan bir şey almadan geriye donmemişti.
Onun misafirperverliği yalnız muslumanlara mahsus değildi. Sınıfı, dini ne olursa olsun tum insanlar buna mazhar idi. Muşrikler ve yahudiler hep onun misafiri olmuşlar ve hicbir ayırıma tabi olmaksızın ağırlanmışlardır.
Habeşistan'dan bir hıristiyan heyeti geldiğinde, Rasulullah, onları kendi evinde ağırlamış ve kendisi hizmet etmiştir. Bir defasında muşriklerden birisi ona misafir olmuştu. Ona bir kecinin sutunu verdi ve muşrik tamamını icti. İkinci kecininki verildiğinde onu da icti. Rasulullah, adam doyana kadar sut verdi. Bu şekilde, muşrik yedi kecinin sutunu icti.
Bazen, oyle olmuştur ki, misafirleri evde ne var, ne yok her şeyi yemişler, Rasulullah ve ailesine yiyecek hicbir şey kalmamış ve ac yatmak zorunda kalmışlardır. Bu, Resulullah'ın hayatında cok gorulen olaylardandı. Evde konuk bulunduğunda, Rasulullah sık sık kalkarak konuklarının rahatını kontrol ederdi. Sahabe arasında en fakir ve muhtac kesim Ashabı Suffe idi. Bunlar, ashabın daimi misafirleriydi. Ancak, coğunlukla Resulullah'ın misafiri olurlardı. Bir defasında Rasulullah: "İki kişilik yiyeceği olanlardan. ucunu, dort kişilik yiyeceği olan da beşini misafir etsin' demiştir. Ebu Bekir Ashabı Suffe'den ucunu, Peygamber'da on kişiyi yanında goturdu.
Ashabı Suffe'den Ebu Hureyre, gecirdiği aclıkla ilgili uzucu bir olay anlatmıştır: "Bir gun son derece ac bir halde ana yolda otururken Ebu Bekir yoldan geciyordu. Onun aciz halime dikkatini cekebilmek icin Kur'an'daki bir ayet hakkında soru sordum. Halime pek dikkat etmeden yanımdan gecti. Aynı şey Omer'le de oldu; onun da dikkatini cekemedim. Daha sonra Rasulullah yoldan geciyordu. Beni gorunce gulumseyerek, "Benimle gel" dedi. Eve vardığımızda Rasulullah gorduğu bir bardak sutun nereden geldiğini sordu. Hediye olarak geldiğini oğrenmesi uzerine benden butun Suffe halkını getirmemi istedi. Ben de herkesi getirdim. Rasulullah bana bir bardak sutu herkese dağıtmamı soyledi'
Mikdad'ın anlattığına gore, iki arkadaşıyla birlikte aclıktan o kadar guc duruma duşmuşler ki gozleri gormez olmuş. Bazılarından temel ihtiyaclarına cevap vermelerini talep etmişler, fakat reddolunmuşlar. Sonunda Resulullah'a gelmişler. Rasulullah onları evine goturup, uc keci gostermiş ve bunların sutlerini icmelerini soylemiştir. Onlar da kecileri sağarak sutlerini icmişlerdir.