mevlana'nın felsefesi
MevlÂnÂ, İslam dinini, şiir, sanat, raks, muzik yoluyla en ince yorumlayan kişidir. Bu yorum, İslam ve İslam dışı butun insanlık tarafından benimsenmiş, esin kaynağı olmuştur. İngiliz doğubilimcisi A.J. Arberry, MevlÂnÂ'yı "dunyanın en buyuk ozanı" olarak nitelerken, Goethe onun etkisinde kalmış, Rembrandt tablosunu yapmış, Muhammed İkbal felsefesini onun duşunceleri ustune kurmuş, İngiliz doğubilimcisi Nicholson 30 yıl calışarak Mesnevi yi İngilizceye cevirmiş ve yapıtın Batı dunyasından tanınmasını sağlamıştır. MevlÂn yuzyıllardır etkisini, canlılığını yitirmeyen bir buyuk ozan ve duşunce adamı niteliğini korumaktadır. Kişi, inanc ve duşunce ozgurluğune olağanustu bir değer vermesi, butun insanları (suclu-sucsuz, mecusi-putperest, kara-sarı, efendi-kole) saygıya ve sevgiye cağırması onun en buyuk ozelliğidir.
MevlÂn tam bir vahdet-i vucud (Varlık birliği) savunucusudur. Ona gore, her varlık Hak'kın bir ayrı tecellisidir ve yaradılmışlara uygulanan her eylem aslında Yaratan'a uygulanıyor demektir. Onun icin, soyut bir Allah sevgisi yerine, somut bir sevgi, yani Hak'kı halkta ve halkı Hak'ta sevmek gerekir.
MevlÂn bicimci değildi, her turlu kısıtlamanın karşısındaydı. Edep, vefa, sabır, eğitim gibi ahlak kavramlarının gercek anlamını aramayı ve insanlara bunu oğretmeyi iş edinmişti. Ona gore, asıl konu "insan"dı. Din, felsefe, ahlak, insanı daha mutlu etme yolunda gelişen araclardı. Bu araclara takılıp kalmak, gelişmeyi ve gelişme hızını kesecek yanlış davranışlardı. Doğru olan, gerceğe giden yolu bulmaktı ve bu yol, "aşk" tan gecerdi: Sonsuz bir sevgi. Bu sevgi hoşgoru ve vefa kavramlarıyla desteklenecek, beslenecekti.
MevlÂn icin, sozunu ettiği bu aşk anlatılmaz, yaşanır; yaşayarak oğrenilirdi. Bu nedenle, bir gun kendisine "aşk nedir efendim" diye soran bir oğrencisine "Ben ol da bil" yanıtını verdi.
MevlÂnÂ'nın ilkelerinden ve İslam inancına getirdiği yorumdan Mevlevi tarikatı doğdu ama MevlÂn bir tarikat kurucusu değildir. Mevlevilik onun olumunden sonra oğlu Sultan Veled ile halifesi Husamettin Celebi'nin birlikte hazırladıkları bir orgutlenmeye gore kurulmuştur.