namazda huşu nedir
huşu ile namaz kılmak
Namazda huşu ve tefekkur
namazda kalp huzuru huşu
Namaz hûşu ve hudû ile kılınmalıdır. Hûşu namazın sırrı ve ruhudur. Kur'anı Kerimde; "Allah'ın huzurunda tam hûşu ve hudû ile durun" buyurulmaktadır. (Bakara, 238) Bazı alimler hudû zahiri eğilmek, hûşu ise, manevi ve ruhi eğilmektir, derler (Haydar Hatipoğlu, Sunen-i İnn-i Mace Tercemesi ve Şerhi, c 3, s 348). Bazı Alimler ise, hûşu azalarla; hudû ise kalple olur, demişlerdir. Veya hûşu gozle, hudû diğer azalarla olur.
Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- , "Hûşu ancak, namazda (uzuvlarını) hic kımıldatmayan ve tevazu icinde olan kimseler icin tahakkuk eder." buyurmuştur.
Felah, namazlarını hûşu ile kılanlara mahsustur. Namazlarında hûşu'a riayet etmeyenler felaha eremezler. Hûşuun bulunmaması felahın da yokluğu demektir. Bu konuda Kur'anı Kerim;
"Namazlarını hûşu ile kılan muminler kurtuluşa ermişlerdir." buyrulmaktadır. (Mu'minun,1)
Bu ayet-i kerime nazil olmazdan once sahabe-i kiram namazda gozlerini gokyuzune kaldırıyorlar, sağa sola bakınıyorlardı. Ayet-i Kerimenin nazil olmasından sonra artık gozlerini secde mahalline cevirmeye başladılar.
Abdullah Bin Omer bu ayet-i kerimenin izahında şoyle der: "Sahabe-i Kiram, namaz icin ayağa kalktıklarında başka hicbir şeyle ilgilenmezler, butun varlıklarıyla kendilerini namaza verirlerdi. Gozlerini secde yerine dikerler ve Allah'ın kendilerine baktığını kabul ederlerdi."
Namazda ayakta iken secde yerine, rukûda iken ayaklara, secdede iken burun ucuna, otururken iki elleri arasına bakmalıdır. Bu soylenilen yerlere bakıp ta gozler etrafa kaymazsa, namazda hûşu hali hasıl olabilir, kalp dunya duşuncelerinden kurtulabilir.
El parmaklarını Rukûda acmak ve secdede bir birine yapıştırmak sunnettir. Bunlara dikkat edilmelidir. Parmakları acık veyahut bitişik bulundurmak, sebepsiz boş şeyler değildir. Bizler icin İslamiyet'in sahibine uymak kadar buyuk bir nimet yoktur. (Sadık DÂnÂ, Altınoluk sohbetleri 2, s 121).
Hazret Ammar -Radıyallahu anh- 'den rivayet edildiğine gore, Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurmuştur:
"Cennette efyah denen bir ırmak vardır. İcinde huriler bulunur. Allah onları zaferandan yaratmıştır. İnci ve yakut taneleriyle oynarlar. Yetmiş bin lisanla Allah'ı tesbih ederler. Sesleri Davud -Aleyhisselamın- sesinden daha guzeldir. Bu huriler şoyle derler:
Bizler, namazı hûşu ve kalp huzuru ile kılanlar iciniz."
Hazret-i Ali -Radıyallahu anh- şoyle buyurur:
"Hûşu olmayan namazda, luzumsuz şeylerden kacınılmayan oructa, tertile riayet edilmeden yapılan kıraatte, gunahlardan sakındırmayan amelde, sehavet bulunmayan malda, sıkı bağlılık bulunmayan kardeşlikte, ihlas olmayan duada hayır yoktur."
Musluman, namazını kalbi ve kalıbı beraber olarak kılmalıdır. Nitekim Hadis-i şerifte: "Kişinin kalbi ve bedeniyle beraber namazda hazır olmadıkca Allah o namaza bakmaz." buyurulur.
Namazda her uzvun tevazu gostermesi ve kalbin de, Allah Teala'dan korku uzere olması lazımdır.
Bir Hadis-i şerifte: "Kişiye namazdan yazılacak ecir, kalp huzurundan başkası değildir."(İhya, I 160)
Diğer bir Hadis-i şerifte: "Kulun kıldığı namazından elde edeceği şey, sadece (namazda oluşunun) şûurunda olduğu anların sevabıdır." buyrulur.
Abdulvahid bin Zeyd:
"Alimler, kulun kıldığı namazdan, onun icin sadece şûurlu olarak kıldığı kısımların sevap temin ettiği hususunda ittifak etmişlerdir." demiş ve bu hususta bir icma bulunduğunu iddia etmiştir.
Sahabelerden Ammar Bin Yasir -Radıyallahu anh- 'ın bildirdiğine gore, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurmuştur: "Oyle durumlar olur ki, kişi namazını bitirince defterine kıldığı namazın sadece onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri, altıda biri, beşte biri, dortte biri, ucte biri veya yarısı kadar sevap yazılır."(Darimi, Salat, 91)
*
Namaz kılanlara, ihlas ve hûşu derecesine gore sevap verilir. Bazılarına ecir ve sevabın hepsi verilir. Bazılarına sevabın yarısı verilir, bazılarına onda biri verilir. Bazılarına hicbir şey verilmez. Cunku namazı hicbir şeyi hak etmemektedir.
Cenab-ı Hakk, farz namazlarının ecir ve sevabını belli bir olcuye gore vermektedir. Nitekim bir hadis-i Şerifte:
"Allah katında farz namaz icin bir olcu vardır. O namazda ne kadar kusur ve eksiklik varsa, onun hesabı yapılır." buyurulur.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurur:
"Kim guzelce abdest alır, rukûları ve secdeleri tam yaparak hûşu ile vaktinde namazını kılarsa, o namaz bembeyaz, parıl parıl bir şekilde goğe yukselir ve sahibine şoyle der:
"Sen beni nasıl gecirmedin, vaktinde kılarak korudun ise Allah da seni korusun."
Kim ki guzel abdest almaz, rukûları ve secdelerini Hûşu ile yapıp, vaktinde namazını eda etmezse, onun namazı da simsiyah zifiri karanlık halinde goğe cıkarak sahibine şoyle der:
"Sen beni zayi ettiğin gibi Allah da seni zayi etsin!"
Allah'ın dilediği zaman gelince bu tur namazlar, bir eski pacavra gibi durulup sarılarak sahibinin suratına carpılır. (et-Terğip ve't-Terhib, I, 339)
Rasulullah (a.s) bir gun adamın birinin namaz kılarken sakalını elleriyle karıştırdığını gordu, buyurdu ki: Eğer bunun kalbin de hûşu olsaydı vucudunun her uzvunda hareketsizlik olurdu.
Rasul-i Ekrem bir buyurdu ki: Kıldığın namazı, en son namazınmış gibi, bir daha namaz kılma fırsatı bulamayacak bir kişinin kıldığı namaz gibi kıl.
Muceddid-i Elf-i SÂnî İmamı Rabbani Hazretleri Mektubat'ta şoyle yazıyor: "Secde de ellerin parmaklarını birleştirmeye, rukûda da parmakları birbirinden ayrı tutmaya (birleştirmemeye) dikkat etmelidir. Şeriat parmakları birleştirmeyi ve acık tutmayı luzumsuz yere emretmemiştir. Yani boyle basit meseleleri bile gozetmek gerekir." Devamla şoyle yazıyor. " Namazda ayakta dururken gozleri secde yerine dikmeli, rukû halinde ayaklara doğru bakmalı,secde yaparken burun hizasına ve otururken de diz uzerindeki ellere bakmalıdır. Tum bunlar namazda hûşu meydana getirir, aynı zamanda dikkatin dağılmayıp kişinin kendini namaza vermesi mumkun olur."
Biri Hz. Ali'den hûşu nedir? diye sordu.
Hz. Ali: Hûşu kalpte bulunan bir şeydir. Namazda iken donmuş gibi durup hic bir yana bakmamak ve hic bir şeyle ilgilenmemek hûşudandır. İbn-i Abbas (r.a) hazretleri diyor ki: Namazda hûşulu olan kişi Allah'tan korkan kişidir. Namaz kılarken de hareketsiz duran kişidir.
Hz. Ebû Bekir (r.a) diyor ki: " Rasul-i Ekrem bir keresinde buyurdu ki: Munafıkca hûşudan Allah'a sığının. " sahabe-i Kiram " Munafıkca hûşu nedir? " deyince, dedi ki:" Gorunuşte sukunet ve hareketsizlik vardır, ama iceride munafıklık olursa bu munafıkca hûşudur.
Pek cok sahabe ve tabilerden şoyle nakledildi. hûşu; sukûn ve hareketsizliğin adıdır.
Kaynak: Osman ERSAN, Gozumun Nûru Namaz,
Namazda Huşu
Dini Bilgiler0 Mesaj
●16 Görüntüleme
-
13-09-2019, 07:49:17